Eğitim Sitesi

Peygamber Sevgisi Şiiri

Peygamber Sevgisi Şiiri | Bayram Tunca

Peygamber Sevgisi

Ümmetin oluşumuzla övünürüz
Kaybetmiş oluşumuza üzülürüz

Miski amberdir dokun ve kokun
Hala, üzerimizdedir ölüm şokun

Umarız kıyamet günü şefaatinize
İnşallah alırsınız hepimizi safınıza

Nebilerin piri, ölmedi yaşıyor dipdiri
O'nun gelmesiyle silindi beşerin kiri

Dünya, senin gelişinle anlam kazandı
Çünkü yokluğunuzda her yer hazandı

Ey Nebi, benzeyen değil, benzetilensin
Çünkü sen en güzel şekilde bezenensin

Duyduğumuz her sese, kulak kesiliyoruz
Ya gelmenizi/ya gel demenizi bekliyoruz

Nerde adınız anılsa ümmetin boyun eğer
Ümmetim deseniz başımız ta göğe değer

Ümmetin olmamızdandır bu ihsan ve lütuflar
Her adem ahrette şefaat edeceğinizi umutlar

Bencileyin, acizdir edipler seni met-ü senadan
Çünkü seni övmüştür en güzel şekilde Yaratan

Ey Nebi, hakkında ne yazıp söylesem, noksan olur
Bence tüm övgüleri sadakna demek en doğru olur

19.04.2005-17:04
Bayram Tunca

add

tag çocuk şiirleri okul şiirleri eğitici şiirler öğretici şiirler amatör şiirler şiirlerimiz öğrenci şiirleri belirli gün ve haftalar şiirleri

Peygamber Sevgisi Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

Peygamber Sevgisi Şiiri Hakkındaki Yorumlar

ecemnur beğenmedim 2017-11-24

Yasemin Çok güzel bir şiir bayıldım 2015-04-08

RÜVEYDA GÖKÇE BANA EN GÜZELLERİ LAZIM 2013-05-14

büşra mükemmel bir şiir 2013-04-20

rüveyda çok süper uloo 2013-04-04

gökçe gerçekten harika 2013-03-31

Yazılan son 6 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 6 yorum yazılmış.

Benzer Kutlu Doğum Haftası (Mevlid-i Nebi) Şiirleri

Son Kardelen

Sıradan değilsin ama insansın
Biz kömürsek Sen değerli elmassın
En sevgili Ahmet'isin göklerin
Muhammed-i Mustafa'sısın yerin

Seni anmak, titretir bu kalpleri
Sol kafese götürtür sağ elleri
Salâvatlar söyletir tüm dilleri
Aşkla doldurur bütün gönülleri

Âlemlere rahmet, rehber seçilen
Cenneti müjdeleyen, yol gösteren
Yaratan'dan bize haber getiren
Kış ortasında biten SON KARDELEN

Adil BÜYÜKÇOLAK
12.04.2012

Adil BÜYÜKÇOLAK

Bir Kuşluk Vakti Ruyası

Şiirlerimi beğenmezdin sandım.-
Yunusu sevdim, Nabi'yi kiskandım.
Bir Kuşluk Vakti rüyayla uyandım
Halim kötü, işim zor Ya Resulullah
Alnıma mührünü vur Ya Resulullah

Motif olmuyor gönlümde ördüğüm,
İlmeklerimin her biri kördüğüm.
Rüyamı, hayalmi bilmem gördüğüm
Halim kötü, işim zor Ya Resulullah
Gönlüme tahtını kur Ya Resulullah
Alnıma mührünü vur Ya Resulullah

Evlıya Çelebi gibi yapmadım.
Ziyaretçileri kabrime sakladım.
Böyle güzel olduğuna inandım -
Halim kötü, işim zor Ya Resullah.
Gönlüme tahtını kur Ya Resulullah
Alnıma mührünü vur Ya Resullah.

Yüzünü görmeden ölmeyeceğim.
Yüzünden sonra yüz görmeyeceğim.
Seni, Uveys'ten az sevmeyeceğim.
Halim kötü, işim zor Ya Resulullah
Gönlüme tahtını kur Ya Resulullah
Alnıma mührünü vur Ya Resulullah

Seni örnek aldım ben hep Taiften
Hakkı anlayan az, benim tariften.
Yinede ederim tebliğ hafiften-
Halim kötü, işim zor Ya Resullah.
Gönlüme tahtını kur Ya Resulullah
Alnıma mührünü vur Ya Resullah.

İçim nasılsa öyle görünürüm.
Bu yuzden yalnızlığa bürünürüm.
Tabutumu taşıyan olmaz düşünürüm
Halim kötü, işim zor Ya Resulullah
Gönlüme tahtını kur Ya Resulullah
Alnıma mührünü vur Ya Resulullah

Korkuyorum yorum için rüyamı
İhlasmı, korkumu bilmem riyamı.
Ya yanlış olursa tabir anlamı.-
Halim kötü, işim zor Ya Resulullah
Gönlüme tahtını kur Ya Resulullah
Alnıma mührünü vur Ya Resulullah

Her şeyi anlatmış Nabi'nin beyti-
Ama kulaktan girdi, çıkıp gitti.
Bak, Orhan bu sefer iş sana geldi
Halim kötü, işim zor Ya Resulullah
Gönlüme tahtını kur Ya Resulullah
Alnıma mührünü vur Ya Resulullah

Makamı Mustafa'dır, dedi şair Nabi.
Duyurdu ümmetine bunu Nebi.
Yeterdi bir mısra yazsam Nabi gibi
Halim kötü, işim zor Ya Resulullah
Gönlüme tahtını kur Ya Resulullah
Alnıma mührünü vur Ya Resulullah

Bana şiir yazar diyeçekmişsin.
Şiir nedir, kim şair Ya Resulullah.
Ziyaretçiler göndereçekmişsın,
Açık adresim kabir Ya Resulullah
Yinede senin takdir Ya Resulallah..
Gönlüme tahtını kur Ya Resulullah

ORHAN AFACAN

ORHAN AFACAN

O Gece Sendin Gelen

Arş'ın kubbelerine, adı nûrla yazılan,
İsmi; semâda ''Ahmed'', yerde ''Muhammed'' olan,
Yedi katlı göklerde, Hâk Cemâli'ni bulan,
Evvel-Âhir yolcusu, Yâ Hazreti Muhammed.

Sağnak nûr yağmurları, inerken yedi kattan,
O gece, Sendin gelen, ezel kadar uzaktan,
Melekler, her zerreye, müjde verirken Hâkk'tan;
O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.

Güneşler, o gecenin, nûruna secd ederken,
Yıldızlar, meşk içinde, kâinat vecd ederken,
Bütün hamd ü senâlar, Yüce Rabb'e giderken,
O gece sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.

Kâbe'de şirk taşları, putlar yere dönerken,
Cehâlet bayrakları, birer birer inerken,
Bin yıllık, küfr ateşi, ebediyyen sönerken,
O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.

O gece, Sâve Gölü, mûcizeyle kururken,
Kisra Saraylarında, sütunlar savrulurken,
Arz'dan Arş'a, Âlemler, rahmetini bulurken,
O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.

Sen ki; doğum kundağı, ak bulutla örülen,
Doğar doğmaz, Allah'a secde emri verilen,
Alnında, âlemlere rahmet tâcı görülen,
Kâinat Efendisi, Yâ Hazreti Muhammed.

Sen ki; asâletine, ezelden hükmedilen,
Tertemiz rahimlerle, lekesiz soydan gelen,
Bütün şüpheleri, Kur'ân ilmîyle silen,
Seçilen sevgilisin, Yâ Hazreti Muhammed.

Sen ki; büyük yargıda, şefaat müjdecisi,
Bunca âciz beşerin, Mahşer günü bekçisi,
Sen ki; Kur'ân şâhidi, Allah'ın son elçisi,
Kurtuluş habercisi, Yâ Hazreti Muhammed.

Sen ki; Âdem neslini, uçurumdan döndüren,
Zulüm sancılarını, şefkâtiyle dindiren,
İnkâr yangınlarını, irfânıyla söndüren,
Âlemlerin sultanı, Yâ Hazreti Muhammed.

Sen ki; güzel huyların, ahlâkın meş'alesi,
Sabır doruklarında, beşerin en yücesi,
Senin Cennet mekânın, fakirlerin hânesi,
Gönüller hazinesi, Yâ Hazreti Muhammed.

Câhiliye devrini, kapatan, ulu Sultan,
Şefaatin, Allah'a yalvaran kolu Sultan,
Rabb'imin, en sevgili, en yakın kulu Sultan,
Melekler Sana hayran, Yâ Hazreti Muhammed.

Sana şâhid, sonsuzlar, ezelden beri her an,
Sana şâhid, âyetler, her zerre ve her mekân,
Senden uzak kalmaya, nasıl dayanır ki can?
Sen, her canda Cânânsın, Yâ Hazreti Muhammed.

Mîraç gecesi, bir bir, açılıyorken gökler,
Seni selamlıyorken, her katta peygamberler,
Öyle bir an geldi ki; durdu bütün melekler,
Hâkk' a yalnız yürüdün, Yâ Hazreti Muhammed.

Gönül gözü görmeyen, can gözünü neylesin,
Dünya'da dönmeyen dil, mahşerde ne söylesin,
Allah, bütün beşeri, ümmetinden eylesin,
Sancağının altında, Yâ Hazreti Muhammed.

Hâkk ile, kul vuslatı, o îlahi düğünde,
Hiç kimseden kimseye, fayda olmayan günde,
Hasatları, has tartan, o terazi önünde,
Noksanları bağışlat, Yâ Hazreti Muhammed.

Bu îman meş'alesi, hiç sönmeden yanacak,
Ümmetin, Seni her an, mahşere dek anacak,
Gönül tortularımız, nûr'unla paklanacak,
Andımıza şâhid ol, Yâ Hazreti Muhammed.

Biliriz ki; hükmü yok, bu dünya nîmetinin,
Gönüldür sermayesi, âhiret servetinin,
Sana, Salât ve Selâm, gönderen ümmetinin,
Cennetler şâhidi ol, Yâ Hazreti Muhammed

MUSTAFA KILINÇ

Sen Doğunca

...âlemlerin gözbebeğine...

Bahçemde açtı güller
Sen doğunca Efendim!...
Aşkla doldu gönüller
Sen doğunca Efendim!...

Bir ay doğdu geceye
Söz sığmadı heceye
Huzur geldi niceye
Sen doğunca Efendim!...

Yeşerdi umut bağı
Sevgin kuşattı çağı
Nurlandı Hira Dağı
Sen doğunca Efendim!...

Kirli sular duruldu
Gelmen hayra yoruldu
Yeni nizam kuruldu
Sen doğunca Efendim!...

Seni övdü kalemler
Şeref buldu âlemler
Sona erdi elemler
Sen doğunca Efendim!...

Yokluğun gözde yaştı
Şöhretin çağlar aştı
Rahmet sel olup taştı
Sen doğunca Efendim!...

M. Nihat MALKOÇ

M. Nihat MALKOÇ

Kutlu Doğum Haftası (Mevlid-i Nebi) Şiirleri, Peygamber Sevgisi Şiiri