gayyyyeeee bayıldım :D :D :D 2014-02-25
Sığırcıkların Dansı Şiiri | Serenay Aydoğan
Sığırcıkların Dansı
Yürüyordum elim cebimde,
Bir kalabalık ki, ileride,
Merak ettim koştum bende,
Bir de ne görsem gökyüzünde.
Denizin dalgaları gibi,
Rüzgarın esintisi gibi,
Bir o yandan bir bu yana,
Uçuyor tüm sığırcıklar
Sanki bir şovdu bize,
Sığırcıklar başroldeydi,
Dans ediyorlardı sırayı bozmadan,
Sanki önceden hazırlanmış gibi.
Sığırcıkların Dansı şiiri Kuşlarla ilgili şiirler Serenay Aydoğan eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi
Sığırcıkların Dansı Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Sığırcıkların Dansı Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.
Benzer Kuşlarla İlgili Şiirler
Devekuşu
Bacakları uzundur
Kanatları kısa
Uçamaz ama koşar
Bir tehlike görünce
Başını kuma sokar
Deve boynu gibi boynu
Hem uzundur hem eğri
Yumurtaları kocaman
Birbuçuk kilo her biri
Devekuşunun dişisi
Bir çukur açar toprağa
Yumurtasını yumurtlar
Civciv çıkarmak için
Erkek kuluçkaya yatar
Ali YÜCE
Ali YÜCE
Serçeler
Bir gün gelir, geçer bu geceler
Tırtıllar tırmanır yapraklara
Damla damla sızmaz dudaklara
Kalbin kaynağından bu heceler
Alnı işleyerek düşünceler
Gözyaşı döker zambaklara
Ve üşüşür olgun başaklara
Akşamın dallarından serçeler.
Ahmet Muhip DIRANAS
Ahmet Muhip DIRANAS
Keklik
Uzak durur köyden kentten
Dağları yurt tutar keklik
Kayaların tepesinde
Darbuka gibi öter keklik
Sürmeler çekmiş gözüne
Kanmaz avcının sözüne
Tüylerine kına yakmış
Düğüne mi gider keklik
Sekerek yürür bozkırda
Bir yürür bir durur keklik
Toplar kanadı altına
Yavrularını korur keklik
Ali YÜCE
Ali YÜCE
Kırlangıç Ve Küçük Kuşlar
Bir kırlangıç dünyayı geze dolaşa
Çok şeyler öğrenmiş.
Atalarımız ne demiş:
"Bir şeyler kalır çok görenin kafasında."
Bizim kırlangıç önceden bilirmiş
Büyük küçük bütün fırtınaları,
Gemiciler ondan alırmış haberi.
Bir gün bir yerde kırlangıç bakmış,
Tarlasına, sıram sıram
Kenevir tohumu ekiyor köylünün biri.
Kırlangıç çağırmış küçük kuşları,
- Bakın, demiş, sizin kuyunuzu kazıyor bu adam.
Bana göre hava hoş, çeker giderim burdan,
Ama korkarım sizin haliniz duman.
Şu elin savurduğu tohumlar yok mu,
Başınıza örülen birer çoraptır sizin,
Her attığı tohum bininizin öksesi,
Benden size söylemesi.
Günü gelip kenevir sicim oldu mu
Seyreyleyin size kurulacak dolapları.
Ya ölüm, ya zindan gayri sizlere:
Kiminize kafes, kiminize tencere.
Onun için gelin, dinleyin beni,
Yiyin şu tohumların hepsini.
Yaz günü kırlangıcı kim dinler,
Küçük kuşlar diledikleri yemi yemişler.
Kenevir başlamış büyümeye yeşil yeşil.
Kırlangıç bir kez daha uyarmak istemiş
Dünyadan habersiz küçük kuşları:
- Koparın, demiş, bir bir koparın
Bu kötü tohumdan çıkan yapracıkları.
Onla büyüdü mü kendinizi yok bilin.
Kuşlar kırlangıca kızmış,
- Aman ne şom ağızlısın, demişler.
Hem sonra kaç bin kuş ister
Bütün o filizleri yolmak için?
Kenevir büyüdükçe büyümüş,
Kırlangıç, kuşları bir kez daha uyarmış:
- Bakın, demiş, işler kötü,
Kötü tohum yurdunuzda aldı yürüdü.
Bugüne dek inanmadınız bana, peki,
Ama bir gün baktınız ki insanoğlu,
Buğdayları büyüyedursun tarlada,
Vakit bulmuş kuş avlamaya şurda burda,
Kurmuş ağlarını dağda bayırda,
Siz küçük kuşları avlamak için.
Ya hiç çıkmayın yuvanızdan,
Ya da göç edin başka yere:
Ördek, turna ne yapıyorsa
Siz de onlar gibi yapın.
Ama siz küçüksünüz, doğru,
Geçemezsiniz bizim gibi çölleri, denizleri.
Size göre iş değil yeni dünyalar aramak.
Yapabileceğiniz tek şey bence
Duvar deliklerine saklanmak olacak.
Kuşçağızlar yorulmuşlar kırlangıcı dinlemekten,
Başlamışlar cıvıl cıvıl ötüşüp durmaya.
Tıpkı Troyalılar gibi, zavallı Kassandra
Başlarına geleceği haber verirken.
Onlara olan bizimkilere de olmuş.
Nice kafesler kuşlarla dolmuş.
Hep böyle kendi bildiğimizi okuruz yalnız
Bela başımıza gelmedikçe inanmayız.
LA FONTAINE
Çeviri: Sabahattin Eyuboğlu
LA FONTAINE