Okullarda öğretmen açığı fazla değilmiş
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, öğretmen sendikalarının ve muhalefet partilerinin atanamayan öğretmen adaylarına sahip çıkmasına ve okullarda fazla öğretmen açığı olduğu eleştirilerine de katlanamıyor. Bakan Çubukçu, bu yaklaşımların gerçekçi olmadığını ve abartılı eleştiriler olduğunu söylemiş Meclis´teki bütçe görüşmeleri sırasında.
Oysa herkes biliyor ki, MEB kendisi de okullarda ne kadar öğretmen açığı olduğunu çok iyi biliyor. Ama işlerine gelmediği için sendikaların ve muhalefet partilerinin bu konuyu gündemde tutmalarına bozuluyorlar. Sadece MEB değil, bu hükümetin bütün Bakanları aynı rotayı izliyor. Çünkü bu hükümete göre ülkemizde ters giden hiçbir şey yok ve herşey çok düzgün işliyor.
İSTİSMAR EDİLİYORMUŞ
Bakın bu konuda Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Meclis´teki konuşmasında neler söylemiş:
"Tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye'de de mezun olan öğretmen adaylarının kamuda görev alması, mevcut öğretmen açığı düşünüldüğünde mümkün gözükmemektedir. Öğretmenlerimize bu konuda her zaman gerçekçi ve dürüst davrandık. Bugün öğretmen ihtiyacımızı, mali göstergeleri hiçe sayarak, tam tersini savunarak 350 bin öğretmene ihtiyaç olmadığı halde atanacağının söylenmesi popülizmden öte bir şey değildir. Siyaset kurumu, gerçek ve reel politikalar üzerine dayalıdır."
Bunları söyleyen Bakan Çubukçu, konuşmasının ilerleyen bölümlerinde de 2011 yılı içerisinde 55 bin yeni öğretmen alacaklarını ifade etmiş. Yani hem öğretmen konusunu eleştirenlere cevap vermiş, hem de öğretmenlik bekleyenlere umut dağıtmış, Malum, bu sene seçim var, umut vaat etmeden de olmaz tabi.
KONTENJANLARI DÜŞÜRÜN BARİ
Bütün bunlar yaşanırken, Türkiye´deki çeşitli üniversitelerin öğretmen adayı yetiştiren eğitim fakültelerine her sene tam gaz yüzbinlerce yeni öğrenci alınıyor. Kimsenin aklına bir planlama yapmak gelmiyor. Madem, eğitim fakülteleri ihtiyaçtan çok mezun veriyor, o zaman eğitim fakültelerinin kontenjanlarını düşürün bari.
Hiç değilse, yüzbinlerce genç boşuna boşuna yıllarca öğretmenlik yapacağı hayalini kurmaz. Kendisine başka bir alan seçer, şansını orada dener. Bunu dahi yapmıyorlar. Sanki her şey tıkır tıkır işliyormuş gibi, yüzbinlerce eğitim fakültesi mezunu atanma beklerken, bu sayıya her sene yüzbinler ekleniyor. Yazık günah.
Vakit kaybetmeden MEB ve YÖK işbirliği yapmalı ve eğitim fakülkelerinin öğrenci kontenjanlarını yeniden belirlemeli. Aksi takdirde birkaç sene sonra, öğretmenlik bekleyen gençlerin sayısı milyonlu rakamlara ulaşacak. Bu da hiç hoş olmaz.
VAKIF ÜNİVERSİTELERİ
Devlet üniversiteleri yanında yer alan Vakıf ünversiteleri, hiçbir zaman tam kapasite çalışamıyor. Çünkü eğitim öğretim ücretleri yüksek. Her aile bu yükün altından kalkamıyor. Tercihler daha çok devlet üniversitelerinden yana kullanılıyor. Bu durumda vakıf üniversiteleri de yıllardır olduğu gibi, bir kere yine hükümete çağrıda bulunmuşlar kendilerine destek verilmesi için.
Bu çağrıyı da Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Enver Yücel yapmış: Yücel, "Eğitim en önemli ihraç kalemidir. Vakıf üniversitelerinin yurtdışından öğrenci getirmelerini teşvik edici düzenlemeler yapılması gerekiyor. Yurtdışından gelecek öğrencilerin tercihlerinde ülkemiz üniversitelerini seçmelerine imkan sağlamak üzere üniversitelerimizi tanıtıcı doküman ve kataloglar hazırlansın, üniversitelerimizin yurtdışındaki eğitim fuarlarına katılımları teşvik edilsin. Firmalar ürün tanıtımları için yurtdışı fuarlarına gittiklerinde bu konuda devletten yardım alıyorlar. Eğitim kurumları da bu kapsama alınmalı" diyor.
tarihli haber
Dersimiz.com Haber