Eğitimciler biraz daha hoşgörülü olamaz mı?
Haber gazetelerde çıkmış. İzmir´de bir okul öğrencilerini tiyatroya götürmüş. Götürmüş götürmesine de, oyunu beğenmemiş ve öğrencileri tiyatro salonundan çıkartıp geri götürmüş. İyi güzel. Buraya kadar normal bir işleyiş diyebiliriz.
Ama bir de şu var, madem öğrenciler bir tiyatro izlemeye götürelecekti, daha önceden okulun görevlendirdiği bir öğretmen bu tiyatroyu izleyip, öğrencilere uygun olup olmadığını kontrol edemezmiydi. Bal gibi ederdi. İzler, gelip okul yönetimine bilgi verir, "tamam uygundur" veya "uygun değildir" diyebilirdi.
Bu yapılmadan öğrenciler apar topar tiyatroya götürülmüş ve de uygun bulunmadığı için de apar topar tiyatrodan çıkartılıp geri götürülmüş. Sonra ne olmuş. Asıl kıyamet sonradan kopmuş. Tiyatroya götürülen öğrencilerden bir tanesi, bu durumu beğenmemiş olmalı ki, kendi facebook sayfasında eleştirmiş. Ve öğrencinin bu eleştirisi, onun eğitim hayatını bitirmiş.
BİRAZ HOŞGÖRÜ
Vay sen misin facebook´ta bunları yazan deyip küplere binen okul müdürü, öğrenciyi disipline vermiş. Ve okul müdürü öğreciyi okuldan attırana kadar çaba harcamış. Ve başarmış da, İl Disiplin kurulu öğrencinin okuldan atılmasına onay vermemiş, ama okul müdürü bir üst kurula itiraz edip öğrenciye tasdikname verilmesini sağlamış.
Be hocam eğitimcilik bu mu? Hem de eğitim yöneticiliği biraz daha hoşgörülü, biraz daha geniş yürekli, biraz daha geniş ufuklu olmayı gerektirmiyor mu? Üstelik de okuldan atılmaya maruz kalan bir kız öğrenciymiş, ve hem de lise son sınıftaymış. Yazık günah değil mi.
Devlet insanlar daha çok eğitim alsın, daha çok eğitim öğretim imkanından yararlansın diye dünyanın parasını harcıyor, okullar yaptırıyor, yüzbinlerce öğretmene ve eğitim öğretim görevlisine katrilyonlarca maaş ödüyor. Bir çırpıda bir genç kızın, hem de lise sona gelmiş bir genç kızın eğitim hayatını bitirmek bu kadar kolay olmamalı.
Genç kızımız facebook´taki özel sayfasında neler yazmış, ne gibi eleştirilerde bulunmuş bilmiyoruz. Ama ne yazarsa yazsın, ne eleştiride bulunursa bulunsun, eğitimciler, öğretmenler, hele hele okul yöneticileri bunu biraz da görmezden gelemez mi? Nihayet karşılarında genç bir insan var.
Heyecanı, duyguları ve düşünceleri yetişkin insanlar kadar gelişmiş değil. Veya en azından gençlerin heyecanlarını kontrol edemediklerini hepimiz biliyoruz. Biliyoruz bilmesine de, işin gereğini yaqmıyoruz, hoşgörülü olmayı yenilgi kabul ediyoruz maalesef. Veya hoşgörü göstermeyi taviz vermek olarak algılıyoruz,
SÖZLEŞME İHLALİ
Neyseki, konunun hukuksal boyutu da var. Bir avukat konunun takipçisi olmayı üstlenmiş. Bir eğitimcinin bana gönderdiği elektronik postada verdiği bilgiye göre, Avukat Ali Gökmen bu işin peşini bırakmayacaklarını söylemiş. Avukat Ali Gökmen, "Bu olayda Çocuk Hakları Sözleşmesinin ihlal edildiğini düşünüyoruz. Kız öğrenci E.S., kendisini okuldan atan okul müdürü Melihat Gökçe'nin sorumluluğuyla götürülerek seyrettirilen tiyatro eserinde aşırı argo, küfür ve cinselliği eleştirip ti'ye aldığı için bu cezayı almıştır. Demokrasilerde eleştiri hakkı temel haklardandır. Okul Müdürü'nün tutumunu anti demokratik olarak değerlendiriyorum. Bir eğitimcinin yaklaşımı bu olmamalıdır" demiş.
Evet, gerçekten bir eğitimcinin, hem de yönetici bir eğitimcinin bu kadar katı olmaması gerekir. İnşallah konuya Milli Eğitim Bakanlığı da duyarlılık gösterir ve öğrenciye tekrar eğitim hakkı verilir.
tarihli haber
Dersimiz.com Haber