Bakan Ömer dinçer'den önemli açıklamalar-2
Milli Eğitim Bakanlığı'nda, şu sıralar harıl harıl toplantılar yapılıyor. Brifingler alınıyor, kadrolar tanınıyor, sorunlar tespit ediliyor. Görünen o ki, bir süre daha bu böyle devam edecek. Çünkü Bakan da, müsteşar da eğitim camiasına ve eğitimin sorunlarına çok uzak. Bunu dezavantaj olarak görenler olabilir. Ama Bakan Dinçer, bunun bir avantaj olduğu kanısında...
Dinçer'in yol haritasında ilk durak, dün de belirttiğimiz gibi öğretmenler. Bu konuda, eğer uzun süre görevde kalırsa köklü reformlar yapacağı kesin. Üzerinde ciddiyetle durduğu ikinci önemli konu ise bilişim reformu. Yani akıllı tahtalı, tablet bilgisayarlı, sanal eğitim devrimi. Bu konuda kararlı görünüyor.
"Bunu nasıl başaracaksınız? Bilişim Teknoloji sınıflarını kapatarak, bilgisayar derslerini kaldırarak, yeni bilişim sınıflarına ihtiyacımız yok diyerek mi?" sorusunu yönelttiğimizde, yüzü biraz düştü. Her ne kadar hiçbirisi de kendisiyle alakalı olmasa da, olup bitenlere mana ve ihtimal vermese de, söz konusu krizi anında çözdü.
Hemen ilgili genel müdürlükleri arayıp, öğretim yılı açılmadan bilişim sınıflarının gözden geçirilmesini, sürekli açık tutulmalarını, başlarında ilgili öğretmenlerin bulunmasını ve öğrencilerin ders dışı saatlerinde de bu bilgisayarları istedikleri zaman kullanabilmeleri talimatı verdi. "Yazılım var mı, öğretmenler bu konuda yeterince donanımlı mı, daha fazla bilişim öğretmeni alınacak mı? İş sadece her öğrenciye tablet bilgisayar vermekle bitecek mi?" diye sorduğunuzda, nasıl zor bir işe soyunduğunu görse de hiç bozuntuya vermedi.
Belli ki zor işleri seviyor. Böylesi anlarda, hemen bir önceki bakanlığı dönemindeki çok daha zor projeleri anlatıp, altından nasıl kalktıklarını ve nasıl mutlu sona ulaştıklarını anlatıyor. Onların referans olarak kabul edilmelerini istiyor.
Teknoloji donanımlı sanal eğitim konusunda eli çok güçlü gibi gözükmese de, şubata kadar işleri toparlayacağı kesin.
Başbakanlık Müsteşarı olduğu dönemde ve sonrasında bürokrasiyle iyi diyalog kurmuş. Hangi konuda nereden ve kimden destek isteyeceğini kafasında iyice kurgulamış, gerisi uygulamaya kalmış ki, bunu da başaracağına inanıyor.
Sınav sistemi değişecek mi?
Velilerin yaz tatilini zehir eden kayıtlar ve öğrencilere çocukluklarını unutturan giriş sınavları da Bakan Dinçer'in öncelikli gündem maddeleri arasında. Kontenjanların neden dolmadığı sorusuna cevap arıyor. Anadolu liseleri ve kolejler sınavının birleştirilmesine karşın, tercih ve kayıtların neden ayrı ayrı yapıldığına anlam veremiyor. Üzerinde ciddiyetle durduğu diğer bir konu ise, okul başarı puanının giriş sınavlarına eklenmesinin getirisi ve götürüsü. Görünen o ki önümüzdeki yıl, fen ve anadolu liseleri ile kolejlere girişte, öğrenciyi, veliyi ve sistemi rahatlatacak bir dizi önlemler alacak.
Kafasında şekillenmiş düşünceler var ama "Muhataplarıyla görüşmeden karar vermek doğru olmaz" diyor. "Ani kararlar alıp, bir süre sonra onları revize etmektense, üzerinde iyice çalıştıktan sonra kalıcı kararlar almak daha doğru olur" görüşünde.
KPSS kaldırılacak mı?
Öğretmenlerin en büyük baş ağrısı Kamu Personeli Seçme Sınavı KPSS, kaldırılacak mı diye sorduk. "Kesinlikle böyle bir düşüncemiz yok. Ama her öğretmenin kendi alanıyla ilgili soruların da yer alacağı ek sınavlar yapılabilinir. Yapılmalı da" cevabını verdi hiç düşünmeden. "Peki, bu değişiklik önümüzdeki yıl için geçerli mi? Örneğin öğretmen adayları dershaneye gidelim mi, gitmeyelim mi diye tereddüt içerisindeler. Sizin vereceğiniz kararı bekliyorlar" sorusunu yönelttiğiniz de, yine kesin tarih vermekten kaçtı. Şimdiden ne söylense erken diyor. Ama altı ay içerisinde bu konuda bir karar sürecine gelineceğini de altını çizerek vurguluyor...
40 yaş sınırı
Başarısız oldukları için değil, o branşta alım yapılmadığı için 8, 10 yıldır atanamayan öğretmenler var. Üniversiteye geç girip, biraz da uzattılarsa, 40 yaşına dayanmış oluyorlar ve bu da MEB üzerinde baskı oluşturuyor. Önleri açılır mı diye sordum. Gençlerin tepkisini alırız dedi. Peki, emekliliğini hak edenlerin hâlâ göreve devam ediyor olmaları da gençleri rahatsız ediyor, onların erken emeklilikleri gündeme gelir mi? dediğimizde de yine enine, boyuna düşünmeden karar vermenin doğru olmayacağını hatırlattı.
Eğitim yaz-boz tahtası mı?
Ak Parti'nin 10 yıla yaklaşan iktidarı döneminde bazı bakanlıklar hiç el değiştirmedi. Örneğin Sağlık, örneğin Ulaştırma Bakanlığı. Her iki alanda da büyük reformlar gerçekleşti. Ama eğitimde Dinçer, dördüncü bakan. Aynı parti iktidarı olmasına karşın, bir bakanın yaptığını diğeri bozdu ve radikal değişiklikler oldu.
Belki de bu yüzden olsa gerek yeni bakan, kendinden sonra gelen bakanların değiştireceği kararlar almak istemiyor. Az da olsa kalıcı işler peşinde. Peki, bunu başarabilir mi? Bunu da zaman gösterecek...
Abbas Güçlü / Milliyet
milli eğitim kayıt işlemleri öğretmen kadroları kayıt parası başarı notları Abbas güçlü milliyet akıllı tahtalı tablet bilgisayar sanal eğitim öğretmen adaylarına kpss 40 yaş sınırı
tarihli haber
Dersimiz.com Haber