simge gerçekten çok güzel bayıldım 2017-03-20
Bir Türkü Söylüyorum Gök Mavisi Şiiri | Mesut TARCNA
Bir Türkü Söylüyorum Gök Mavisi
Bir türkü söylüyorum gök mavisi
Yıldızlar dolar içime
Dağ başını duman almış
Uğuldayan rüzgar dinmiş, kesilmiş cihanın nefesi.
Dokuzu beş geçe Dolmabahçe'de
Kemal'im uyuya kalmış.
Bir türkü söylüyorum gök mavisi
Derin olur son uykular uyanılmaz.
Göklerde gözlerinin aksi
Millet yedisinden yetmişine kadar
Melül mahzun yollara bakar
Hasretine dayanılamaz.
Bir türkü söylüyorum gök mavisi
Ağaçlar çıplak, mevsim sonbahar.
Kahpe felek o gün yürekten güldü
Yakından duyuldu toprağın sesi, yakından
Millet yedisinden yetmişine kadar
Yollara döküldü.
Bir türkü söylüyorum gök mavisi
Dağ taş selam durdu, ayağa kalktı toprak.
Alev alevdi göklerin nefesi
Kurtlar kuşlar ağlayarak
Yollara döküldü birden
Bütün bulutlar o gün al aldı
Bir şey eksildi yeryüzünden
Millet ardından bakakaldı.
Mesut TARCNA
çocuk şiirleri okul şiirleri eğitici şiirler öğretici şiirler amatör şiirler şiirlerimiz öğrenci şiirleri belirli gün ve haftalar şiirleri
Bir Türkü Söylüyorum Gök Mavisi Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Bir Türkü Söylüyorum Gök Mavisi Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Yazılan son 8 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 8 yorum yazılmış.
Benzer Atatürk Şiirleri
Nöbetçi Millet
Yaradan hey Yaradan!
Dört yıl değil bin yıl geçse aradan
Sensin ateş diye kanımızdaki
Sesin ışık diye önümüzdeki!
Ey yanımızdaki
Beş on mermere, bir avuç toprağa sığan
Sınırsız mavi umman hey!
Yeni kıyılar bulur, yeni yarlar kazardın
Sen her köpürüp taşmanda;
Her konuşmanda
Milletin alın yazısını yeniden yazardın.
Bakışların inanmayanı ezerdi
Sağ kolun bir tırpana benzerdi:
Başlardı yurt tarlasında düşüncenin hasadı.
Cümlelerin ya örsten kalkardı
Ya çıkardı kından.
Başak saçların sarkardı harman alnından:
Halk, biçilmiş ekin gibi, düşerdi dizlerine.
Milyonlar katılırdı sözlerine
Mıknatısa koşan zerreler gibi.
Köhne kanaatler, köhne küreler gibi
Sözünde çarpışıp düşerdi.
Tam sustuğun gün kıyamet oldu
Tam konuştuğun anlarsa mahşerdi:
Rab, gökte "dinleyin" derdi meleklerine;
Yıldızlar girerdi yeni mahreklerine;
Nehirler kavuşurdu yeni denizlerine:
Halk biçilmiş ekin gibi düşerdi dizlerine.
Şimdi nöbetçi olmak için Anıtkabrine
Tamamlayabilmek için tavafını
Sarmış yalın kılıçlar gibi etrafını
Tutuyor nöbet.
Bu millet:
Bu, vaktiyle ayaklarını ummanlar yalayan
Bu, üç kıtayı atının nallarıyla damgalayan
Bu, Timur'u, Atilla'yı, Oğuz'u
Bu, Yıldırım'ı, Fatih'i, Yavuz'u
Bu, seni yetiştiren ulu millet.
Vakar ve haysiyetle dimdik
Uyanık, tetik
Anıtkabrinde tutuyor nöbet.
Dünya dönüp dolaşıp
Boğazlaşıp dalaşıp
Ergeç ve ancak
Milli misaklarda karar kılacak.
Ey en büyük usta!
Düşünen olmadı bu hususta
Senden evvel ve senden ileri.
İlk müjdeyi, ilk haberi
Senden almıştı cihan
Ta o zamandan
Anlayamadığına yansın.
Sen, dünyanın dönüp dolaşıp geleceği
Uğrunda milyonların seve seve öleceği
En büyük maksat için
Dünyaya ilk karşı koyansın.
Nasıl içimizdeysen bütün varınla
İşte öylece dünya davalarındasın!
O ışık saçların, o alev sözlerinle
O gök gözlerinle sen.
Ey ıssız geceler içinden
Bize eşsiz sabahı getiren!
Ey asırlardır dul bayrağın eşi
Ey geceyarılarımızın güneşi
Ey ışık saçlar
Ey yele kaşlar
Ey çekilmiş hançer bakışlar
Ey fikri döven şakaklar
Ey kalem parmaklar
Ey ay-yıldızlı el
Ey en güzel
Ey en büyük
Ey Atatürk!
Getir dudaklarını bir bir alnımıza koy
Dağlansın ateşinle bu soy.
Oy Atatürk oy...
İrkilmez Ata çocuğu irkilmez:
Zaptedilmez, Atam, zaptedilmez
Biz varken senin hisarının burçları:
Bakışlarımız kılıç uçları
Bekliyoruz devrimini biz.
Çökmeyeceğiz diz
İsterse hayat zehrolsun
İsterse refah kahrolsun
İsterse kurşun düşsün yanımıza belimize
İsterse geçinmek için bir dilim
Kuru ekmek geçmesin elimize.
Halel gelmez bizim ateşimize;
Dünya düşse peşimize
Yer sarsılsa yerinden
Ne senden geçeriz, ne senin eserinden.
Behçet Kemal Çağlar
Behçet Kemal Çağlar
Atatürk'ün Cenazesini Ankara'da Karşılarken
Gene on beş sene evvel gibi Gazi geliyor,
Gene on beş sene evvelki kadar yükseliyor.
Gene başlarda oturmuş, gene göklerde başı;
Yıldırımlar gene bir eski silâh arkadaşı.
Ölümün bitmeyen ufkunda yatarken gene sağ;
Bir avuç toprak olurken gene yüksek, gene dağ.
Gene bir memleketin satveti bir tek emeli.
Koca bir yurdu tutarken gene sapsağlam eli.
Çürüyen göğsü için takızaferler gene dar;
Gene sağdır, gene sağlamdır O, hem dünkü kadar.
Ona hicranla... hayır, sade taabbütle eğil;
Ölüdür; doğru, fakat öldüğü hiç belli değil.
Mithat Cemal KUNTAY
Mithat Cemal KUNTAY
Kahraman Atatürk
Dünyada tek bir kahraman ATATÜRK
Onu anıyor her türk
Anıyla şanıyla bilinir her yerde
İşte o MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Onuruyla geldi başımıza
Önderliği ile attı düşmanları yurdumuzdan
Sonunda güldü bu millet
Ama bizi tekrar üzen 1938 yılı oldu
İşte o kahraman dünyaya gözlerini yumdu
Ama biz unutmadık onu
Anıyoruz onu hala her yerde
MURAT ŞAHİN
MURAT ŞAHİN
Atatürk Ve Ben
Mustafa Kemal'i gördüm düşümde
Bakıyordu mavi gözleri ışıl ışıl
Bana karmakarışık sorular sordu
29 Ekim 23 Nisanda
1922 'de ne oldu
Sonra anlat dedi Kurtuluş Savaşını
Hangi tarihte neler oldu
Sen bir Türk çocuğusun
Bu vatan senin ellerinde yükselecek
Kaç yılda bitirdin ilkokulu
Öğretmenin kim diye sordu
Ağladım
Cevabımsa siz oldu
Meğer bilmediğim ne çok şey varmış
Anıt Kabrin sütunlarını
Merdivenlerinin sayısını sordu
Verecek cevap bulamadım
Korkma diyordu sadece
Şöyle bir başımı kaldırdım gülüyordu
Dona kaldım sessiz
Ürkekçe doğrulttum başımı
Yanılmıyordu
Bir bilmece soracağım sana
Bunu cevapla yeter diyordu
Sonsuzluk bunun adı
Anlamıştım ne demek istediğini
Benimle konuşan O'nun ruhuydu
Bu çok tatlı bir oyundu
Yalvardım gitme biraz daha kal diye
Dinlemiyordu
Sonra birdenbire çatıldı kaşları
Soru sormak konuşmak yok diyordu
Son sözü döküldü dudaklarından
Bana oku oku da öğret
Türk çocuğu ne zaferler kazandı
Bu vatan sonsuza dek onun diyordu
Mehmet OCAK