Ayşe Çok uzun 2015-09-16
Toprak Adamı Şiiri | Şeyma Döndü DAĞISTANLI
Toprak Adamı
Toprak Adamı
Nasırlı eller
Açılmış ulu yaradana
Yağmur bekler
Öyle ya
Yağmur
Umuttur
Berekettir
Onun küçük dünyasında
Sonra döner toprağa
İhmal edilmiş
Yorgun
Çorak toprağa
Tüm umudunu eker
Eker de ürün bekler
Bekler toprak adamı
Adeta susturulmuş
Sorsan da bir şey söylemez
Halidir
Aradığın bütün meramı
Diliyle değil
Gözleriyle konuşur
Kendisi açta olsa
Açları doyurur
Doyurur toprak adamı
Hep çalıştı didindi
Ama yine de ezildi
Tutunduğu dal oldu
Tek bir söz
Köylü milletin efendisi
Bu söze layık olmaya çalıştı
Çalıştı toprak adamı
Bugün gönlü boş
Güveni boş
Umudu boş
Kısacası her şey bitti
Ancak bitmedi
Toprak sevgisi
Onun
Evi toprak
Ekmeği toprak
Emeği toprak
Yarın
Toprak ademin omuzlarında
Gideceği yer
Yine toprak
Yine toprak
Ergül Sırkıntı
Toprak adamı eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi
Toprak Adamı Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Toprak Adamı Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.
Benzer Çiftçilik - Tarım Ürünleriyle İlgili Şiirler
Ekmek
Tahillardan yapılır.
Lezzetine doyulmaz.
Bütün yemeklere arkadaş.
Tadı bin yaşar.
Ondan güzeli olmaz.
Tadına doyulmaz.
Bütün yemeklere arkadaş.
Onsuz yemek olmaz.
Furkan Berk Güneşe.
Çiftçiler
ÇİFTÇİLER
Şu kavgalı, gürültülü şehirlerden uzakta
Semaları sis görmeyen, o mübarek toprakta,
Sabahleyin uyanır, kuşlarla beraber
Ne şenlikli ömür sürer, iyi kalpli çiftçiler.
Güneş doğar, altın yaldız serpilir,
Çiçeklerde parıldayan elmas, çiğler belirir,
Korusunda bülbül öter, çağlayan derenin,
Kuzuların sesleriyle, çınlar her engin.
Rüzgar gelir, gökyüzünü kucaklayan tepeden,
Yelpazeler, ekinleri uzaktaki değirmen,
Çiftlik halkı bir, bir işlerine dağılır,
Çift sürülür, bir taraftan koyunlar, inekler sağılır.
Büyükbaba dinlenirken, çubuğuyla ormanda
Büyükanne tereyağı, kaymak yapar bir yanda,
Küçük kızlar, bahçelerden meyve, çiçek devşirir,
Anneleri fırında , taze ekmek pişirir.
Akşam olmuş, güneş artık sönüyor,
Kasabaya satış için giden oğul, çiftliğe dönüyor,
Yamaçlardan koyun, kuzu sesi duyulurken,
Çobanbaşı, sığırları ahırlara koyuyor.
Meleyerek ağıllara giriyorken kuzular,
Toplanırlar bir sofraya, ana, baba, yavrular,
Hazin hazin, kaval sesi oralara yayılır,
Çiftçilerin, şenliğine doğan ayda bayılır.
Yalan, hile, asla girmez bu köylünün içine,
Aldatanın, yalancının bu yerlerde işi ne,
Keder olmaz, hastalık yok, çünkü sağlam havası,
Gönüllere şifa verir, o yaldızlı berrak seması.
İyi kalpli çiftçilerin, elbet olmaz günahı,
Gökyüzünü düşünerek , öğrenirler Allah’ı,
Beğendinse bu hayatı, ey mektepli Arkadaş,
Şu kavgalı, gürültülü şehirden sende uzaklaş.
ALİ OSMAN ABACIOĞLU
Köylü Milletin Efendisidir
Onun işi çok ağır üstesinden gelmekle,
Yensin, içilsin diye büyük emek vermekle…
Masamdaki yoğurttan yumurtaya kadar,
Domatesim, biberim daha çeşitlerim var…
Sen, bizim efendimiz sen bizim dostumuzsun,
Hizmetin çok çok büyük Rab sizleri korusun…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Çiftçi Ve Oğullarının
1/:
Bizim köylü yaşlı çiftçinin böğrüne,
Saplanınca dayanılmaz bir ağrı,
Bıraktı babasından kalan karasabanı.
Çözdü yarı yaşlı yorgun atlarını,
Dört çekerli tahta arabasından
Demir dirgen ve tahta yabadan
Elini eteğini çekti
Bizim köylü yaşlı çiftçi
Galiba buradan gidecekti.
2/:
Çevresine çağırdı oğullarını,
Bostan boruk ekili bahçeden,
Üzüm koruk dikili bağdan,
Ve verimsiz çorak tarladan.
Daha durumunu yaban yad duymadan
Gideceğini bu dünyadan.
Vasiyetini söyleyecekti.
3/:
Yaşlı çiftçinin çevresini,
Sarınca izbandut gibi oğulları.
Yükseltti hasta adam cılız sesini,
Usul usul dedi ki: 'Vasiyetim,
Sakın ha bozmayın birliğinizi,
Tıpkı ben ölmemişim gibi.'
Sonra göründü yaşamın dibi
Göçtü bu dünyadan yaşlı çiftçi
Geldiği ilk gün ki gibi.
Ahmet Yozgat
Ahmet Yozgat