syhu bu şiirin yazarı kim ama çok güzel bir şiir 2016-04-20
Peygamberim Şiiri | sude naz karalar ve ayşe naz yıldırım
Peygamberim
Peygamberimin doğduğu gün
Dünyada bir sevinç doldu
Acıyla yanan kalpler
Birden ferahla doldu
Çocukları severdi
Kucağına alırdı
Sevgiyle yanardı
Sevgili Peygamberim
Küçük yaşta kaybetti
Anne ve babasını
Çocukken öğrendi
Hayata tutunmasını
ALLAH ALLAH dedi
Allah yolunda gitti
Kötülüğe sapmadan
Doğru bir yoldan gitti
İşte böyle günler geçti
Hep doğru bir yoldan gitti
İnsanlara ALLAH' ı tanıttı
Sevgili Peygamberim.
sude naz karalar ve ayşe naz yıldırım
Peygamberim Kutlu doğum haftası eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi
Peygamberim Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Peygamberim Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Yazılan son 11 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 11 yorum yazılmış.
Benzer Kutlu Doğum Haftası (Mevlid-i Nebi) Şiirleri
Hüzün Yılı / Senetül Hüzün
Hüzün yılını yaşarken,
Acılar arka arkaya gelmişti.
Önce büyük oğlun Kasım'ı,
Toprağa verdin ellerinle.
Ardından diğer oğlun Abdullah'ı.
Sonra amcan Ebu Talibi.
Ne çok anardın iyiliklerini.
Üç gün sonra da,
Hatice annemizi.
İslam'ın biricik çiçeğini,
Ömrünün gerçeğini,
Kasımla Abdullah'ın annesini,
Topraklar aldı senden.
Hüzünler sıralanmıştı yüreğine.
Seni üzecek sözleri,
Dolamıştı müşrikler diline.
Neslin kesildi dediler.
Hayır, işte biz buradayız.
Seni seven bir orduyuz.
Sana verilen Kevser'le gururluyuz.
Biz ve çocuklarımız.
Acılar sıralanmıştı yüreğine.
Yaşlar doldu gözlerine.
Karşıdaki dağa seslendin.
Ey dağ dedin.
Ey dağ, benim başıma gelen,
Senin başına gelseydi dayanamaz yıkılırdın.
Bir acı akşamında,
Cebrail geldi.
Kalk dedi.
Bitecek artık acılar.
Şimdi miraç vakti.
Kavuşma vakti.
Vuslat ile geçecek hepsi.
Miraçta makamın gösterilmişti.
Ben burada kalayım o zaman dedin.
Hayır dediler henüz değil ki;
Dünya'da bitmedi yaşanacak günün.
Ya Resulullah, buralara nasıl döndün?
O makamından sonra.
Bu topraklara nasıl alıştın?
Toprakla teyemmüm yapılır ya.
Bu senin toprağa basmandandır.
Senin mübarek ayağınla,
Bastığın topraklar nur oluyordu.
Tuttuğun dallar gül oluyordu.
Haykırıyordun putlar kırılıyordu.
Şehadeti haykırıyordun.
Şirkin cümlesi yok oluyordu.
Zaten doğduğun zamanda da öyle olmuştu.
Putlar yüz üstü düşmüştü.
Mecusi'nin ateşi sönmüştü.
Mazlumun gözyaşı dinmişti.
Bırakın dedin,
Dünya onların olsun.
Bize Allah yetmez mi?
Dünya tuzak dedin.
Bize cennet yetmez mi?
Giderken ben sizi beklerim dedin.
Kevser'in başında.
Buna şüphem yok ama.
Ben Kevser'e gelir miyim?Bilmiyorum.
Niye mi? Biliyorsun işte günahlarım.
Senin ölçünde yaşayamadım.
Kur'anın emirlerini taşıyamadım.
Ne Kevser'e ne de sana şüphem var.
Ben Dünyayı kalbimden çıkaramadım.
Osman Ali AYDIN
Osman Ali Aydın
Ya! Resul...
Bilebilseydi anneler
Senin "anne" dediğin kadının
Mübarek olacağını;
Seni almak adına,
Vallahi de yolarlardı saçlarını
Bilmediler,
Bilemediler...
Ne yazıktır ki,
O mutluluğa eremediler
O bilmeyenler şimdi
Vurarak dizlerine yansın
Seni "öksüz" görüp
Sütanne olmayan
Bahtsız kadınlar utansın
...
Ne bilsinler ki;
Bir öksüz, büyüyecek
Nebi olacak
Resul olacak
Ne bilsinler ki;
Yaşadıkları cahiliye
O'nunla son bulacak
Çocukken bilmeyenler
Büyüdün de bildiler mi?
Hakk'a çağırırken sen;
İnanıp da geldiler mi?
Şimdi seni görüp de
Bilmeyenler yansın
Hakk'a yaptığın çağrına
Gelmeyenler utansın
...
Ya! Resul seni
Görmesine görmedim
Çağırdığın kutlu davete
Gözü kapalı koşarak geldim
"Beni görmeden inanan kardeşlerimi,
Görmek isterdim" diye duyurmuştun
Yarın mahşer gününde
"Ümmetimin çokluğu ile
Bilineceğim" buyurmuştun
Aldırış etmeden
Seni bilmeyen mihraklara
Çağrına uyarak geldim
Yüzlerimi sürmek için
Ayak bastığın topraklara
Ne kadar korksam da
Kıyametin şiddetinden
O kadar ümitliyim
Merhametinden,
Şefaatinden...
Varsın sana olan sevgimi
Sananlar " çılgınca " sansın
Bilip de öleceğini
Şefaat dilemeyenler utansın...
HALİL MANUŞ
Halil MANUŞ
Selam Olsun
Umutlar sönmüştü , hem de karışmıştı akla kara
Kurtuluş arıyordu insanlık haykıra haykıra
Kavuşmak istiyordu insanlık, aydınlık bir bahara.
Mekke'nin bağrında vardı bir mağara.
Tam zirvede, onun adı Hira.
Karanlık bir gecede oku diye yankılandı,
Açıldı büyük bir kapı, nura.
Peygamber indi Hira'dan yavaş yavaş,
Çok zor görevdi ilk emir cehaletle savaş.
Peygamber önce putları yıkmaya başladı,
İlk yıkılan putlar, nefretli bakışlardı.
Gelin gidelim peygamberin yolundan,
Tutalım düşenin her iki kolundan.
Uzak duralım kötülüğün her kolundan
Yürüyelim ilmin aydınlık yolundan,
Cenneti uzakta arama , bak , sana ne kadar yakın,
O, anne babanın rızasında iyi bakın.
Son kitap indi O‘na dize , dize
Peygamber rehber oldu hepimize.
Gerçeği gösterdi gören göze,
Hem de seslendi yüreğimize.
Gelin dönelim gerçek öze,
Uyalım doğru ve güzel söze.
Gerekir iyilikte yarış hepimize,
Yoksa şeytan getirir dize .
Bak peygamber ne dedi bize,
Yakışmaz kin, nefret, öfke size .
Artık ne denebilir bunca söze,
Şükretmek gerekir Yüce Rabbimize.
Selam olsun tüm kalbimizle
Sevgili Peygamberimize
MUSTAFA ATEŞ
ŞİŞLİ MEHMET PISAK ANADOLU LİSESİ
Mustafa ATEŞ
Gül Yüzlü Muhammed'i Ararım
Gül yüzüne gül kokuna hasretim,
Seni arar seni sorar oldum, efendim,
Gece gündüz hasretinle yanıyorum,
Güzel nuruna yanar tüter oldum efendim.
Gönlüm nurunda kalbimiz sevginde,
Koyma bizleri kederde, hasretinde,
Adını yazdım tertemiz öğrencilerime.
Senin nurlu ismini arar oldum efendim.
Sen alemin nuru, canımın varlığısın,
Güzel Rabbimin sevgisi habibisin,
Seni sevdiğimi aradığımı bilirsin,
Muhammed'i arar oldum efendim.
Gel gel gel derdin mümin kullara,
Rabbim darda zorda bizleri bırakma,
Muhammed ismine güzelliğine bağışla,
Senin gül ismini arar oldum efendim.
Her zaman her yerde ismini anarım,
Yüce Allah'a varlığımı, canımı adadım,
Gül kokunu koklar koklar seni sorarım,
Gül yüzlüm seni arar oldum efendim.
Bütün güzellikler senin isminde,
Muhammed okunur mümin dillerinde,
"La ilahe illallah" yazılı yerde göklerde,
Hasan Hüseyin seni buldu efendim.
Hasan Hüseyin BAYAR
Hasan Hüseyin BAYAR