Eğitim Sitesi

Peygamber Şiiri

Peygamber Şiiri | Necip Fazıl Kısakürek

Peygamber

Sen, fikir kadar güzel;
Ve tek, birden daha tek!
Itrını süzmüş ezel;
Bal sensin, varlık petek.

Sensin ölüme hisar;
Bakisi hep inkisar...
Sar bizi, çepeçevre sar,
Rahmet rüzgârı etek!

Necip Fazıl Kısakürek

add

tag çocuk şiirleri okul şiirleri eğitici şiirler öğretici şiirler amatör şiirler şiirlerimiz öğrenci şiirleri belirli gün ve haftalar şiirleri

Peygamber Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

Peygamber Şiiri Hakkındaki Yorumlar

esma Çok güzel şiir çok beğendim 2016-04-05

peygamber sevdalısı Keşke biraz daha yazsaydınız a ama mükemmellllllll 2015-04-13

okan seker tek cümleyle mukemmel olmus........ 2013-04-16

Yazılan son 3 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 3 yorum yazılmış.

Benzer Kutlu Doğum Haftası (Mevlid-i Nebi) Şiirleri

Ya! Resul...

Bilebilseydi anneler
Senin "anne" dediğin kadının
Mübarek olacağını;
Seni almak adına,
Vallahi de yolarlardı saçlarını

Bilmediler,
Bilemediler...
Ne yazıktır ki,
O mutluluğa eremediler

O bilmeyenler şimdi
Vurarak dizlerine yansın
Seni "öksüz" görüp
Sütanne olmayan
Bahtsız kadınlar utansın
...

Ne bilsinler ki;
Bir öksüz, büyüyecek
Nebi olacak
Resul olacak

Ne bilsinler ki;
Yaşadıkları cahiliye
O'nunla son bulacak

Çocukken bilmeyenler
Büyüdün de bildiler mi?
Hakk'a çağırırken sen;
İnanıp da geldiler mi?

Şimdi seni görüp de
Bilmeyenler yansın
Hakk'a yaptığın çağrına
Gelmeyenler utansın
...

Ya! Resul seni
Görmesine görmedim
Çağırdığın kutlu davete
Gözü kapalı koşarak geldim

"Beni görmeden inanan kardeşlerimi,
Görmek isterdim" diye duyurmuştun
Yarın mahşer gününde
"Ümmetimin çokluğu ile
Bilineceğim" buyurmuştun

Aldırış etmeden
Seni bilmeyen mihraklara
Çağrına uyarak geldim
Yüzlerimi sürmek için
Ayak bastığın topraklara

Ne kadar korksam da
Kıyametin şiddetinden
O kadar ümitliyim
Merhametinden,
Şefaatinden...

Varsın sana olan sevgimi
Sananlar " çılgınca " sansın
Bilip de öleceğini
Şefaat dilemeyenler utansın...

HALİL MANUŞ

Halil MANUŞ

Neredesin ya Rasulullah

Üzgündü sen yokken analar
Başları yerde utanır ,
Azar yiyen masumlar.
Şimdi onları kurtaracak
Biri beklerler
Neredesin ya Rasulullah

Kızlarını öldürürmüş babalar
Şimdi ahirette hesabını soracaklar
Nasıl yaptınız bunu
Diye soracaklar
Aranır şimdi
Neredesin ya Rasulullah

Zeliha çabacı

Aşk-ı Kadim

Sen doğdun,
bağrına gül düştü toprakların...
Bir devrin karanlığı
varlığınla nur oldu...

Sen doğdun,
süzüldü göz yaşı yanığından
seni iki aleme müjdeleyen ananın...

Ey mahzun gönüllere güneş olan,
han olan...
Ey sevgi bağında aşk-ı kadim sevgili...
Ey kalp gözü kapalı cehaletin çağında,
Mekke'den doğan güneş,
alemin rahmet seli...

Asırlar ötesinden insanlığa cân olan,
şahadet ırmağında dalgalanan meşale...
Doğduğun güne hasret,
öksüz,
ve yetim cihan...

Ey sultanlar sultanı,
kimsesizler kimsesi...


Rahmetsin alemlere,
kainata işaret...

Gül deyince aklıma senin gül yüzün gelir,
Aşkın ile açmayan güller perişan olur...
Şefaatin imdada yetişmezse mizanda,
O gün bütün günahkar kullar perişan olur...

Kalmasın hiçbir gönül senin adından öksüz,
Kelebekler baharı adınla müjdelesin...
Kalplerde nefes nefes,
hep senin adın vursun...
Yeni doğan nur yüzlü bebeklerin kalbine
yöneldiğin kıblenin,
şanlı mührü vurulsun...

Hira'dan doğan güneş,
gül olup yağan sendin,
Cebrail'in sardığı o zarif beden sendin,
Batılın yüz tuttuğu karanlık bir kıtada
Rahman'ın alemlere çizdiği öz desendin...

Ey gönül dergahımın,
mukadder sevgilisi...

Doğsun batan o güneş yeniden dünyamıza
Dalga dalga yükselsin Semave'nin suları,
Dualar perçinlensin akan göz yaşlarımıza
Yeni baştan yıkılsın Kisra'nın sütunları..

Sen doğdun,
bağrına gül düştü toprakların...
Bir devrin karanlığı
varlığınla nur oldu...

Diri diri toprağa gömülen tomurcuklar,
filizlendi,can verdi
batıla mezar oldu...

Gül deyince aklıma senin gül yüzün gelir,
Aşkın ile açmayan güller perişan olur...
Şefaatin imdada yetişmezse mizanda,
O gün bütün günahkâr kullar perişan olur...

Hasan Hüseyin ÇAĞIRAN
Selçuklu-Konya

Hasan Hüseyin ÇAĞIRAN

Hüzün Yılı / Senetül Hüzün

Hüzün yılını yaşarken,
Acılar arka arkaya gelmişti.
Önce büyük oğlun Kasım'ı,
Toprağa verdin ellerinle.
Ardından diğer oğlun Abdullah'ı.
Sonra amcan Ebu Talibi.
Ne çok anardın iyiliklerini.
Üç gün sonra da,
Hatice annemizi.
İslam'ın biricik çiçeğini,
Ömrünün gerçeğini,
Kasımla Abdullah'ın annesini,
Topraklar aldı senden.
Hüzünler sıralanmıştı yüreğine.
Seni üzecek sözleri,
Dolamıştı müşrikler diline.
Neslin kesildi dediler.
Hayır, işte biz buradayız.
Seni seven bir orduyuz.
Sana verilen Kevser'le gururluyuz.
Biz ve çocuklarımız.
Acılar sıralanmıştı yüreğine.
Yaşlar doldu gözlerine.
Karşıdaki dağa seslendin.
Ey dağ dedin.
Ey dağ, benim başıma gelen,
Senin başına gelseydi dayanamaz yıkılırdın.
Bir acı akşamında,
Cebrail geldi.
Kalk dedi.
Bitecek artık acılar.
Şimdi miraç vakti.
Kavuşma vakti.
Vuslat ile geçecek hepsi.


Miraçta makamın gösterilmişti.
Ben burada kalayım o zaman dedin.
Hayır dediler henüz değil ki;
Dünya'da bitmedi yaşanacak günün.
Ya Resulullah, buralara nasıl döndün?
O makamından sonra.
Bu topraklara nasıl alıştın?
Toprakla teyemmüm yapılır ya.
Bu senin toprağa basmandandır.
Senin mübarek ayağınla,
Bastığın topraklar nur oluyordu.
Tuttuğun dallar gül oluyordu.
Haykırıyordun putlar kırılıyordu.
Şehadeti haykırıyordun.
Şirkin cümlesi yok oluyordu.
Zaten doğduğun zamanda da öyle olmuştu.
Putlar yüz üstü düşmüştü.
Mecusi'nin ateşi sönmüştü.
Mazlumun gözyaşı dinmişti.
Bırakın dedin,
Dünya onların olsun.
Bize Allah yetmez mi?
Dünya tuzak dedin.
Bize cennet yetmez mi?
Giderken ben sizi beklerim dedin.
Kevser'in başında.
Buna şüphem yok ama.
Ben Kevser'e gelir miyim?Bilmiyorum.
Niye mi? Biliyorsun işte günahlarım.
Senin ölçünde yaşayamadım.
Kur'anın emirlerini taşıyamadım.
Ne Kevser'e ne de sana şüphem var.
Ben Dünyayı kalbimden çıkaramadım.

Osman Ali AYDIN

Osman Ali Aydın

Kutlu Doğum Haftası (Mevlid-i Nebi) Şiirleri, Peygamber Şiiri