Eğitim Sitesi

Ayrılığın Çağı Mıydı? Şiiri

Ayrılığın Çağı Mıydı?

(Meslektaşlarım Mehmet Aslantaş ve

Namık Kemal’in aziz hatıralarına.)





Bülbül sustu, karanfiller ağladı,

Ayla’larım kara yazma bağladı.

Bu ne iş ki, biri bile çok derken,

İki acı yürekleri dağladı.



Aslantaş’ım bir gelmeze gitti oy!

Namık’ımız peşi sıra yetti oy!...



Zalim felek nereden attı bu taşı,

Bu nasıl hız nedir bunun telaşı?

Hayat Yarım, düğün yeni, toy yeni

Cahil mi ne? Hesap etmez hiç yaşı.



Aslantaş’ım bir gelmeze gitti oy!

Namık’ımız peşi sıra yetti oy!...



Gökler parça parça, yer bölüm bölüm

Yangın var; ikizlerde yanar özüm.

Henüz tomurcuklanırken sevgiler,

Nasıl kıydın ah, nasıl kıydın ölüm?



Aslantaş’ım bir gelmeze gitti oy!

Namık’ımız peşi sıra yetti oy!...



Ve onlardan, yüreklerde köz kaldı,

Oturup da dövülecek diz kaldı...

Soluk yapraklar uçuşur her yerde

Meslektaşa yaşanacak güz kaldı.



Aslantaş’ım bir gelmeze gitti oy!

Namık’ımız peşi sıra yetti oy!...

Ahmet YILDIRIM Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Ahmet YILDIRIM Şiirleri:

Temmuz Vurgunu

O unutulası Temmuz akşamı

Sevinçlerimiz, dönülmez yollarda kaldı.

Dudaklarımızdaki kına gecesi türkülerini

Deniz kaplumbağaları götürdü

Kafdağı’nın ötelerine saldı...

Dost yüreklerle gelmiştik size,

En içten duygularla doluyduk.

Neler vermezdik bir güler yüze?

Samimiyetinizle şoke olduk!

Güvendiğimiz denizlere kar yağdı:

Aradık ama bulamadık o eski sizi,

Nasıl yitirdiniz kimliğinizi ?

Ve o Cundalı şehrin denizi,

Dalgalar, martılar hatta Şeytan Sofrası

Vurgun yiyen dostluğa ağladı.

Oysa bilmeniz gerekirdi:

En güzel mantıların

Yüreklerdeki sevgiyle piştiğini.

Oysa görmeniz gerekirdi:

İçilmese de

En güzel çayların,

Samimi davranışlarda demlendiğini.

Güç oldu ama anladık:

Çalıp götürdüğünden insanlar

O şehrin göklerinde yıldızlar

Parlamıyor artık.

Ve o şehrin geceleri,

Sabahsızmış yazık!...

O unutulası Temmuz akşamı

Sevinçlerimiz dönülmez yollarda kaldı.

Dudaklarımızdaki kına gecesi türkülerini

Deniz kaplumbağaları götürdü

Kafdağı’nın ötelerine saldı...

Ahmet YILDIRIM

Sevmek Kaderi Öğretmenin

Türkülerimiz içli, dokunak

Türkülerimiz kıpır kıpır

Türkülerimiz oynak

Türküler severim yâr gibi.



Batının zeybeği, doğunun halayı

Görür de nasıl tutuşmaz gönül

Elazığ’da çayda çırayı...

Oyunlar severim bar gibi.



Çocuklar cıvıl cıvıl, çocuklar şen!

Çocuklarımız güler yüzlü,

Her sabah okula gelirken

Çocuklar severim bahar gibi.



Bu şarkılar, bu maniler

Acısı tatlısı bir arada

Bu şiirler, bu ezgiler

Ezgiler severim tar gibi.



Uğrunda canımı koyduğum

Bu tarih, bu bayrak, bu toprak

Türk olarak doğmuşum;

Sevmek kaderde var gibi.



Umudu milletimin benim,

Anlatılmaz değerdesin...

Öyle büyüksün ki öğretmenim

Sevgine dünyalar dar gibi!

Ahmet YILDIRIM

Ayrılığın Çağı Mıydı?

(Meslektaşlarım Mehmet Aslantaş ve

Namık Kemal’in aziz hatıralarına.)





Bülbül sustu, karanfiller ağladı,

Ayla’larım kara yazma bağladı.

Bu ne iş ki, biri bile çok derken,

İki acı yürekleri dağladı.



Aslantaş’ım bir gelmeze gitti oy!

Namık’ımız peşi sıra yetti oy!...



Zalim felek nereden attı bu taşı,

Bu nasıl hız nedir bunun telaşı?

Hayat Yarım, düğün yeni, toy yeni

Cahil mi ne? Hesap etmez hiç yaşı.



Aslantaş’ım bir gelmeze gitti oy!

Namık’ımız peşi sıra yetti oy!...



Gökler parça parça, yer bölüm bölüm

Yangın var; ikizlerde yanar özüm.

Henüz tomurcuklanırken sevgiler,

Nasıl kıydın ah, nasıl kıydın ölüm?



Aslantaş’ım bir gelmeze gitti oy!

Namık’ımız peşi sıra yetti oy!...



Ve onlardan, yüreklerde köz kaldı,

Oturup da dövülecek diz kaldı...

Soluk yapraklar uçuşur her yerde

Meslektaşa yaşanacak güz kaldı.



Aslantaş’ım bir gelmeze gitti oy!

Namık’ımız peşi sıra yetti oy!...

Ahmet YILDIRIM

Ayrılığın Çağı Mıydı? Şiiri