Bayrağımdır İlk Aşkım
Ben güzel sevmedim bayrağım kadar,
Dalgalanır nazlı nazlı göklerde.
Onu sonsuz ufuklarda,
Onu uç denizlerde,
Onu görmek istiyorum her yerde,
Benim ondan daha başka kimim var?
Ben onun sevdalısı, ben onun delisiyim,
Eksi kırk derecede kanımı kaynatan o!
Yüreğimi hoplatan,
Gece düşüme giren,
Aklımı oynatan o!
Kabul ederse eğer onun sevgilisiyim
Ay yıldızı yakışır al rengine,
Baş tacıdır cümle güzelliklerin.
Süzülür yükseklerde,
Kuş bakışı süzülür.
Dolaştım kıtaları rastlamadım dengine,
Albenili dilberidir göklerin
Duyunca adını başkalaşırım,
Aslî görevimdir selâma durmak.
Medar-ı iftiharım,
Remzi hürriyetimin.
Bu onurlu pâyeyi derûnumda taşırım,
Ne olur şevkime dokunma yâ Hak!
Vatanımda şehidimin kefeni,
Bir de gönderlerde kutsal bayrağım.
Düşündükçe,
Derinlere daldıkça,
Alır ötelere götürür beni;
“İlk Aşkım”a ait şu gönül bağım!
Hayat kaynağımdır ömrüm boyunca;
Hava gibi, ekmek gibi, su gibi.
Ancak ayrı kalabilirim
Ondan, tek ancak;
Şâhit ol ey Kâinatın Sâhibi!
Başımı musalla taşına koyunca.
Ahmet Süreyya DURNA
Ahmet Süreyya DURNA Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Gençlik Efsanesi
Anafor gibiydik gönül tasında
Gençliğimiz bizden farımadan önce
Çiğ düşerdi üstümüze şafakta
Bağrımıza deli rüzgâr eserdi
Sararıp kurumadan önce
Göğ ekin gibiydik şu hayat tarlasında
Heyhat!
Ayağı sekili gözü sürmeli
Alnı sakar haşarı tay gibiydik
Durup dinlenmek nedir ki yorulmak nedir
Bilmezdik nicedir
Ve âdetâ bir çelik yay gibiydik
Heyhat!
Sığmazdık kabımıza kabuğumuza
Heyecanlıydık
Kalaycı körüğünden farksızdı yüreğimiz
Patlamaya hazır volkan gibiydik
Beyine sıçrayan kan gibiydik doğrusu
Tâbir-i câizse eğer
Çiçeği burnunda delikanlıydık
Heyhat!
Düşünce ufkumuz tahayyülümüz
Sonsuza açılan kapıydı sanki
İhtilâl yapardık sıfır üç sularında
Ay ışığında
Devlerin uykuya daldığı anda
Vira kamçılanan cesaretimiz
Göğsümüzde kargir yapıydı sanki
Heyhat!
Biz idik Zaloğlu Rüstem evet
Şâh-ı Merdan Ali biz idik ahey!
Ya öyle inanırdık
Ya da kendimizi öyle sanırdık
Dik bakışlı Aslanların yatağı
Yiğitlerin merkez üssü otağı
Köroğlu’nun Çamlıbel’i biz idik ahey!
Şahbazları gözünden gölgesinden tanırdık
Heyhat!
Sonunda anlaşılan görünen veçhesiyle
Hazin ve gerçek olan
Silüetten ibaretmiş o netâmeli hayat
Gayrısı yalan...
Ömür yıldızımız kaymak üzere
Tadı yok böylece bitkisel yaşamanın
Hava kirli ekmek küflü su bayat
Hâsılı gidip de dönmeyenlerin
Biz de gideceğiz gittiği yere
Heyhat!
Ahmet Süreyya DURNA
Ahmet Süreyya DURNA
Platonik Aşk
Sanki kaygan bir zeminde,
Yürüyorum biteviye.
Peşimden ağır gölgemi,
Sürüyorum biteviye.
***
Deli gönlüm dert sâhibi,
Bulanık görünmez dibi.
Bir aşkı sarmaşık gibi,
Sarıyorum biteviye.
***
Gam taşırım harman harman,
Kesildi dizimde derman.
Canan için can alıp can
Veriyorum biteviye.
***
Aklım oynar yâr dendi mi,
Coşar yıkarım bendimi.
Kırık aynada kendimi,
Görüyorum biteviye.
***
Dilimde gizemli isim,
Kalbime kazınan resim,
Ben Mecnunsam bu Leyla kim?
Soruyorum biteviye.
***
Bağım dökse de gazeli,
Varsın essin sevda yeli.
Hayâlimdeki güzeli,
Arıyorum biteviye.
***
Nereye dönsem yönümü,
Kör aşk kapatır önümü.
Günüm tutmuyor günümü,
Eriyorum biteviye.
Ahmet Süreyya DURNA
Ahmet Süreyya DURNA
Aşk Sendromu
Bir aşka tutuldum sığmaz akıla
Gönül ötesinde, dil ötesinde
Hasretim, gözümde tütüyor sıla
Kaç denizaşırı mil ötesinde
***
Kara sevdalıya çıkınca adım
Gömleğimi karton ile yamadım
Sözümü, sazıma uyduramadım
Makam düğümlendi tel ötesinde
***
Uğruna hayâller kurduğum güzel
Aynalardan bile sorduğum güzel
Görünce göğsüme vurduğum güzel
Kur yapıyor bana tül ötesinde
***
Kader kaleminin mürekkebiyim
Çıkrıksız kuyunun susuz dibiyim
Bağından kovulmuş bülbül gibiyim
Feryat ediyorum gül ötesinde
***
Sivri kancasına fena takıldım
Of! çektim, yüzüstü yere yıkıldım
Bir saçı Leyla’ya yandım yakıldım
Mecnunca gezerim çöl ötesinde
Ahmet Süreyya DURNA
Ahmet Süreyya DURNA