Ahmet Alptekin Teşekkür ederim Ömer Bey, yıllar sonra böyle bir site aracılığı ile haberleşmek te güzeldir.Arkadaşlara selamlar. aalptekin06@mynet.com
Malazgirt Te Bir Cuma Sabahı
Bir anda semaya kalktı eller
Malazgirt’te bir Cuma sabahı.
Sıdk ile Kur’an okur hem diller
Malazgirt’te bir Cuma sabahı.
Dört bir yandan sesler yükseldi
Hücum emri Ahlat’tan verildi.
Şimşekler çaktı, gök gürledi
Malazgirt’te bir Cuma sabahı.
Vurdu kılıçlar, inledi gökler
İslâma hizmette yine Türkler.
Zafer aşkıyla doldu yürekler
Malazgirt’te bir Cuma sabahı.
Melekler doldurdu gök ve yeri
Kapandı artık Bizans defteri
Erenler haykırıp geçti ileri
Malazgirt’te bir Cuma sabahı.
Güneş ufuktan bir başka doğdu
Zalimi tuttu mazlumun ahı.
Aydınlık karanlıkları boğdu
Malazgirt’te bir Cuma sabahı.
Ahmet ALPTEKİN Şiirleri
Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:
Güneş batınca başlar bende hüzün,
Anlatması zor bunu hecelerin.
Gece saklanan yüzüdür gündüzün,
Bense yalnız çocuğu gecelerin.
Ne bir ses, ne fısıltı, ne de yar,
Kâbus gibi çöker birden sağırlık.
Gözlerimin kaybettiği bir şey var,
Düşmüş kapaklarındaki ağırlık.
Başımın altında duran taş mı ne?
Nedir çektiklerim yeter sizlerden.
Mızraklar saplanır sanki beynime,
Suret çizilir tavanda izlerden.
Küçük penceremde bekler sabahı,
Pınarı kurumuş yorgun gözlerim.
Söyleyin beni tutan kimin ahı,
Gecelerle karıştı gündüzlerim.
Vakte meydan okuyan saatlerin,
Kafamda balyoz gibi tik takları,
Kahreder beni yalnız gecelerin,
Uykusuz, boş ve soğuk yatakları.
Ahmet ALPTEKİN
Gül üstüne düşen çiğ taneleri
Susadım, susadım kandırın beni.
İçimi kavurdu aşkın yelleri,
Söndürün sinemi, söndürün beni.
Kapılmışım cefa, çile seline,
Düşmüşüm insafsız zalim eline,
Darılmış, küsmüşüm yaban eline,
Gönderin sılama, gönderin beni.
Kaçtığım dertlerim izimi buldu,
Kanadım kırıldı, yaprağım soldu,
Gülmeyi unuttum çok zaman oldu,
Güldürün yüzümü, güldürün beni.
Kederi gamı elimle getirdim,
Gönül bahçemde ne dertler bitirdim,
Kendi kendimde kendimi yitirdim,
Dönderin özüme, dönderin beni.
Yüce dağlar set olmuş yolum bağlar,
Gökler ses verirken bulutlar ağlar,
Coşkun sel gibidir durmadan çağlar,
Dindirin gönlümü, dindirin beni.
Ahmet ALPTEKİN
Kale içerisindeydi asıl soyun,
Dört kolun vardı, dört yana uzardın.
Yüksek değildi, kısacıktı boyun,
Şöyle böyle üç dört metre kadardın.
Arkadaşın yoktu,çevren bomboştu,
Denize yüz adım mesafedeydin.
Üzümsü meyven ne kadar da hoştu,
Bağdaki dutun yavrusu gibiydin.
Meyvelerin kankırmızı, kapkara,
Her gün biraz daha olgunlaşırdı.
Koşar uzanırdık yüklü dallara,
Kanın üstümüzde iz bırakırdı.
Çok kere dayak yerdik annemizden,
Üstümüz başımız kirlendi diye.
Yine de gelir, vazgeçmezdik senden,
Sen de bizi beklerdin o tepeye,
Van gölü, altın kumsal ve kara dut,
Bizim için asla vazgeçilmezdi.
Geldi geçti kalmadı eski umut,
Çocukluğun verdiği bir hevesti.
Son gördüğümde bir dalın kalmıştı,
Kurumuş, hayalete benziyordun.
Yıllar herşeyi elinden almıştı,
Derdin belli, geçmişi özlüyordun.
Ne üzülürsün canım dut ağacı,
Dünyaya kazık çakamazsın ya.
Bilirim dostlardan ayrılmak acı,
Olsun, sonunda toprak olmak varya.
İşte o zaman başka bir varlıkta,
Canlanır birleşen hücrelerimiz.
Uzak değil belki de çok yakında,
Seninle yeniden bütünleşiriz.
Ahmet ALPTEKİN