Eğitim Sitesi

Sıcak Afrikanın Siyah Ağıdı Şiiri

Sıcak Afrikanın Siyah Ağıdı

Önce ellerinde İncil

Sonra omuzlarında tüfekle geldiler.

Evleri,ekinleri bizim olan topraklara

Uzak ülkelerin uğursuz insanları

Ne hakla geldiler anam

Ne hakla geldiler?

***

Allah bir dediler inanıverdik

Anlatmadılar kullar arasındaki farkı.

Zulüm üstüne zulüm yığdılar

Korku üstüne korku

Siyah derili insan öğüttü dur-durak bilmeden

Kurdukları medeniyet çarkı.

***

Misafir olmak, dost olmak dururken

Şart mıydı ellerinde silah olması?

Bizde de vardı iki el,iki ayak,iki göz

Bizimde yüreğimiz vardı,sevmesini bilirdik

Suç muydu derilerimizin siyah olması?

***

Dövdüler, vurdular, sürdüler

Öz çocuklarımızı öpüp koklayamadık.

Erkeklerimiz kadınsız, kadınlarımız kocasız kaldılar

Bize ait olan her şeyimizi

Yeni efendilerimiz aldılar

Namusumuzu bile saklayamadık.

***

Günü yok, ayı yok, yılı yok her zaman

Gökyüzünü kızıla boyadı akıttıkları kan

Köle yaptılar bizleri beyaz medeniyete

Götürdüler madenlerimizi, meyvelerimizi, çocuklarımızı

Ve işte onlardan geriye kalan:

Boş bir kilise

Taş bir kula

Bronz bir çan...

***

Gel bunları da götür gideceğin yerlere

Adaletsiz medeniyetin babası

Ölçüsü menfaat olan

Beyaz insan...

Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri

  

yorumcu çoookk süper (uğurlu sayım 93)

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri:

Açıklama

Daha doğar doğmaz kundak içinde

Hoyrat bakışlarla vurulan benim

Hesapsız kitapsız bir halk içinde

Her saat hesabı sorulan benim...

***

Yastığım yaralı yorganım hasta

Duvarlar utanır, kapılar yasta

Dursam bulanırdım şişede, tasta

Çağlayan sellerde durulan benim...

***

Güneşim gurbete doğmaya gitti

Elim gırtlağımı boğmaya gitti

Emeğim, sevabım yağmaya gitti

Fikir beldesinden sürülen benim...

***

Dünyamı zalimler elimden aldı

Günlerim azapla işkence doldu

Umudum, hayalim uzakta kaldı

Cennete çarmıha gerilen benim...

***

Yad eller yangına yol açtığında

Bağlandım her ipin dolaştığında

Zulmün doruklara ulaştığında

Bil ki ölüp, ölüp dirilen benim...

***

Gün olur dostlarım ufkumu boğar

Gün olur çocuğum ruhumu soyar

Gün olur ellerim gözümü oyar

Aklı kütür, kütür kırılan benim...

Abdurrahim KARAKOÇ

Ben

Ben: Karlı dağların deli rüzgarı

Ben: Tozlu yolların demirbaşıyım

Ben: Suyu kurumuş sevgi pınarı...

Ben: Toprak bekçisi, mezar taşıyım



Ben: Hep yıllar yılı kanayan çıban

Ben: Fikir sürüsün yitiren çoban

Ben: Hayal peşinde çarıksız taban

Ben:Gurbet ağzında bulgur aşıyım



Ben: Çürük bir gemi aşk denizinde

Ben: Yağmur damlası dostun izinde

Ben: Yanıp kül oldum aşkın közünde

Ben: Karasevdanın dert yoldaşıyım



Sen: Koyu düşmanım yersiz gülüşe

Ben: Düşüvermişim bitmez bir düşe

Ben: Bıldır ağlarım bu yıl ölmüşe...

Ben: Bensiz duyunun ilk savaşıyım



Ben: Gönlü aklına uymayan deli

Ben: Az düşünceden doymayan deli

Ben: Beni ben diye saymayan deli

Bırakın ben benden uzaklaşayım

Abdurrahim KARAKOÇ

50. Yıl Hesabı

Bağladım nefsimi zincir yulara

Dünyayı duvara astım gel de gör

Rahatı huzuru attım kenara

Çileyi bağrıma bastım gel de gör



Yürüdüm sel oldum, durdum göl oldum

Mazluma, mağdura kıvrak dil oldum

Zulüm sıcağında serin yel oldum

Yürekten yüreğe estim gel de gör.



Sonu hatırladım, ilki duyunca,

Kula kul olmadım ömür boyunca!

Hakkın zehrini içtim doyunca

Batılın balına kustum gel de gör.



Ülfetim olmadı iriler ile

Ağıla girmedim sürüler ile;

Ölümden korkmayan diriler ile

Selamı, sabahı kestim gel de gör.



Aşk ceylanı emzirince sütünü

Taşa çalıp, kırdım benlik putunu

Düşmanımdır inkârcının bütünü

Allah dostlarıdır dostum gel de gör.



Bazı kötülüğü kovdum elimle

Bazı kötülüğü yerdim dilimle

Gücüm yetmeyince kendi halimle

Haksıza buğzettim, küstüm gel de gör.



Çıkar için laf davulu çalmadım

Hiçbir yerden makam, rütbe almadım

Bildimse söyledim, korkak olmadım

Bilmediğim yerde sustum gel de gör.

Abdurrahim KARAKOÇ

Sıcak Afrikanın Siyah Ağıdı Şiiri