ÜMİT Çekilmez bir selek vurdun arkama
Şaşırdım yollarda kaldım aksama
Umudum her zaman bakidir amma
Zaman kısa ben yorgunum yol uzun
Sevip sevilmemek varsa kaderde
Hangi doktor ilaç verir bu derde?
Hastayım susuzum gurbet illerde
Zaman kısa ben yorgunum yol uzun
Yalvarış
Ya Rab, bu hasrete can dayanmıyor
Zaman kısa ben yorgunum yol uzun
Her adımda bir engel var salmıyor
Zaman kısa bin yorgunum yol uzun
Mümkün mü bu yolda maksuda ermek
Mümkün mü sılada dost yüzün görmek?
Aşıka ar gelir geriye dönmek
Zaman kısa ben yorgunum yol uzun
Çekilmez bir selek vurdun arkama
Şaşırdım yollarda kaldım aksama
Umudum her zaman bakidir amma
Zaman kısa ben yorgunum yol uzun
Sevip sevilmemek varsa kaderde
Hangi doktor ilaç verir bu derde?
Hastayım susuzum gurbet illerde
Zaman kısa ben yorgunum yol uzun
Ey hanlar halkeden Hancı Hancı!
Bir yudum askınla doğdu bu sancı
Ey fakir ekmeği Mümin inancı!
Zaman kısa ben yorgunum yol uzun.
Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri:
Uykuları harman ettim savurdum
Bir mübarek düş aradım kırk sene...
Ne usandım,ne yoruldum,ne durdum
İçi doğru dış aradım kırk sene...
***
Çıktım dağ boş, indim baktım ova boş
Toprak garip, su tedirgin, hava boş
Nere gitsem dallar kırık, yuva boş
Yumurtada kuş aradım kırk sene...
***
Aşk yükünü indirince arkamdan
Doğmadık bebekler tuttu yakamdan
Hesap-kitap ettim, kaçtım rakamdan
On yitirdim, beş aradım kırk sene...
***
Binalar yükselir: gözyaşı, kin, kan
Koymuşlar adını uygarlık, ümran
Yükseklerde midelerdir hükümran
Alçaklarda baş aradım kırk sene...
***
Gönül penceremi dünyaya açtım
Baktım manzaraya ben benden geçtim
Ucuzdan tiksindim, kolaydan kaçtım
Belası çok iş aradım kırk sene...
***
Birbirinden çürük çıktı seneler
Öz yiğidi az doğurdu analar
Hayal oldu gönlümdeki binalar
Temel için taş aradım kırk sene...
***
Adı devrim oldu avrat soyarak
Denge kurdu toklar açı yiyerek
Aptallara ibret olsun diyerek
Solucanda aradım kırk sene...
Abdurrahim KARAKOÇ
Çileyi koklayıp gül niyetine
Zindana girersen beni de çağır
Sabri, kanaati bal niyetine
Ekmeğe düşersen beni de çağır.
Bazen iki dünya sigar içime
Bazen iki güneş doğar içime
Bazen gam yağmuru yağar içime
Sen beni ararsan benide çağır.
Dostların var ise divanelerden
Gözyaşın aktıysa minarelerden
Binlerce senelik viranelerden
Bir şeyler sorarsan benide çağır.
Ezelin ezelden öncesi vardı
Yine sonsuzluktur sonsuzun ardı
Zaman yumağına bizi kim sardı
Aklini yorarsan benide çağır.
Dışarda göz yanar, içerde yürek
Taahhüt ehline tahammül gerek
Mazlum yarasına merhem diyerek
Gözyaşı sürersen benide çağır.
Abdurrahim KARAKOÇ
Daha doğar doğmaz kundak içinde
Hoyrat bakışlarla vurulan benim
Hesapsız kitapsız bir halk içinde
Her saat hesabı sorulan benim...
***
Yastığım yaralı yorganım hasta
Duvarlar utanır, kapılar yasta
Dursam bulanırdım şişede, tasta
Çağlayan sellerde durulan benim...
***
Güneşim gurbete doğmaya gitti
Elim gırtlağımı boğmaya gitti
Emeğim, sevabım yağmaya gitti
Fikir beldesinden sürülen benim...
***
Dünyamı zalimler elimden aldı
Günlerim azapla işkence doldu
Umudum, hayalim uzakta kaldı
Cennete çarmıha gerilen benim...
***
Yad eller yangına yol açtığında
Bağlandım her ipin dolaştığında
Zulmün doruklara ulaştığında
Bil ki ölüp, ölüp dirilen benim...
***
Gün olur dostlarım ufkumu boğar
Gün olur çocuğum ruhumu soyar
Gün olur ellerim gözümü oyar
Aklı kütür, kütür kırılan benim...
Abdurrahim KARAKOÇ