Eş sesli, sesteş Yat kelimesinin anlamı ve örnek cümleleri:

dotAradığınız eş sesli (sesteş) Yat kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Donanımlı büyük gemi. "Bu ne zenginliktir abi, yeni bir yat daha almış."
2. Uyumak için yapılan işin adı, yatmak. "Akşam erken saatte yatan, sabah erken kalkar, unutma."

Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın

Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.

Eş sesli (sesteş) kelime: Acı (dersimiz.com-19735)
1. Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu. "Biberlerin bu kadar acı olacağını düşünmemiştim.""
2. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık. "Düşürdüğün kitap, kafamı çok acıttı."
3. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem. "Depremde yakınlarını kaybetmesinin acısını, hala yüreğinde hissediyor."

Eş sesli (sesteş) kelime: Er (dersimiz.com-15339)
1. Erken, geç olmayan. "Er ya da geç bu iş olacak."
2. En rütbesiz asker. "Erler, eğitimlerine kesintisiz devam ediyordu."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kazan (dersimiz.com-68170)
1. Başarılı olmak, kazanmak. "Ne istersen alırım, sen yeter ki sınavı kazan."
2. Çok miktarda yemek pişirmeye veya bir şey kaynatmaya yarayan büyük, derin kap. "Bu kazanlarda ne pişecek?"
3. Buhar makinelerinde, kalorifer tesisatında, suyun kaynatıldığı büyük derin kap. "Bunun kazanında arıza var."

Eş sesli (sesteş) kelime: Taş (dersimiz.com-41904)
1. Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde. "Düşen taş az daha kafama gelecekti."
2. Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher. "Bu kolyenin bir taşı düşmüş."
3. Dama, domino, okey vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri. "Okey taşlarından biri eksik."

Eş sesli (sesteş) kelime: Şiş (dersimiz.com-43167)
1. Şişmiş, şişkin. "Uykudan gözlerim şişmiş."
2. Bir ucu sivri, demir veya ağaçtan, bazen silah gibi kullanılabilen ince uzun çubuk. "Gel de şu etleri şişe dizelim."
3. Örgü örmekte kullanılan, metal, ağaç, kemik vb.nden yapılan uzun çubuk. "Bana iki şiş alıver, kazak öreceğim."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yen (dersimiz.com-21799)
1. Giysi kolu. "Bu elbisenin yenlerini kısaltman gerekiyor."
2. Japon para birimi. "Japonya gezimizde kaç Yen harcadık, kaç Türk Lirası ediyor, bilmiyorum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yan (dersimiz.com-69627)
1. Yanmak, ateş durumuna geçmek, tutuşmak. "Soba yeni yandı, az sonra ısınırız."
2. Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölüm. "Elif'in yanında otur."
3. Birlikte, beraberinde olma. "Yanındaki kişi arkadaşın mıydı?"
4. Çok üzülmek. "Ben çok yandım, şimdi de sen yan."

Eş sesli (sesteş) kelime: Çöz (dersimiz.com-29876)
1. Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak. "Şu eşofmanın ipini çözsene."
2. Bir problemi ya da sorunun cevabını bulmak. "Bu matematik problemlerini çözemiyorum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Acemi (dersimiz.com-53447)
1. Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen. "Arkadaşım acemi şoför gibi araba kullanıyor."
2. Bir yere, bir şeye yabancı olan. "Sen galiba bu mahallenin acemisisin."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ağaç (dersimiz.com-42406)
1. Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki. "Bu elma ağacını ben ektim." "Bahçemizdeki ağaçlar yeşillendi."
2. Bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan. "Tüm mobilyalar ağaç olsun." "Tezgahı neden ağaç yaptın?"
3. Tahta, kereste. "Bana da biraz ağaç ayarla."

Eş sesli (sesteş) kelime: Arı (dersimiz.com-68516)
1. Bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek. "Arı sokması çok can yakıyor."
2. Temiz. "Bu zamanda böyle arı bir su bulmak çok zor."
3. Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis, öz. "Çok arı bir zeytinyağıymış, lezzetine bayıldım."

Eş sesli (sesteş) kelime: Hayır (dersimiz.com-15312)
1. Olumsuzluk bildiren söz. "Tüm tekliflerime hayır diyor."
2. İyilik, karşılık beklenmeden yapılan yardım. "Artık kendini hayır işlerine adamış."

Eş sesli (sesteş) kelime: Koy (dersimiz.com-18092)
1. Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek. "Kızım, şu kahvaltılıkları dolaba koy."
2. Denizin, gölün küçük girintiler biçiminde karaya doğru sokulduğu bölümü. "Bu koy adeta gizli bir cennet."
3. Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak. "İş varsa, şu garibanı da bir işe koy."

Eş sesli (sesteş) kelime: Sağ (dersimiz.com-15327)
1. Solun karşı yönü. "Sağ tarafımdan kalktım sanırım bugün, iyi günümdeyim."
2. Ölü olmayan. "Askerliği sağ salim bitirdi geldi yavrum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Bir (dersimiz.com-68214)
1. Sayıların ilki. "Saymaya birden başla."
2. Aynı, benzer. "İkinizde bir giyinmişsiniz."
3. Bu sayı kadar olan. "Bana bir hafta tatil yeter." "Benim sadece bir ödevim kaldı."
4. Tek. "Allah birdir."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yengeç (dersimiz.com-23668)
1. Eklem bacaklılardan, kabuklu, birinci ayak çifti iki kıskaç olarak gelişmiş, eti için avlanan, suda yaşayan bir böcek. "İlk defa yengeç gördüğü için, şaşkın şaşkın bakıyordu."
2. Zodyak üzerinde İkizler ve Aslan arasında bulunan takımyıldızın adı, Seretan. "Yengeç burcundan insanlarla hiç anlaşamıyorum"

Eş sesli (sesteş) kelime: Yar (dersimiz.com-68911)
1. Uçurum. "Bu yar çok derin."
2. Yarmak, uzunlamasına bölüp ayırmak. "Sen bu odunları da yar."

Buradaki yar kelimesi ile şapkalı a ile yazılan sevgili anlamındaki yâr kelimesi farklıdır, eş sesli değildir.

Eş sesli (sesteş) kelime: El (dersimiz.com-15338)
1. Parmaklarımızın bulunduğu organ. "Ellerimdeki lekeleri çıkarmak için çok uğraştım."
2. Yabancı. "Gurbet ellerde perişan oldu garibim."

Eş sesli (sesteş) kelime: Öğüt (dersimiz.com-43378)
1. Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz, nasihat. "Bu hikayedeki öğüt ne?" "Gel sana biraz öğüt vereyim."
2. Tane durumundaki nesneleri bir araçla ezerek un durumuna getirmek. "Un öğütülmüş buğdaydır." "Git bu mısırları da öğüt."
3. Ezmek, çiğnemek. "Yediklerimizi dişler öğütür."

Eş sesli (sesteş) kelime: Bere (dersimiz.com-67604)
1. Bir yere çarpma, incitme veya vurma sonucu vücudun herhangi bir yerinde oluşan çürük. "Parkta oynarken her tarafı yara bere olmuş."
2. Herhangi bir şeyde görülen ezik, çizik. "Bu telefonda bereler var."
3. Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık. "Hava soğuk, bereni takmayı unutma."

Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.

Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Sözlüğü