Pek hoşa giden şey.
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
eritmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Harcayıp tüketmek. 2. Çok üzmek. 3. Zayıflatmak.
çarptırmak kelimesinin mecaz anlamı Yankesiciye kaptırmak.
asılmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir şey isterken karşısındakini tedirgin edecek derecede üstelemek, ısrar etmek, ileri gitmek. 2. Sonuna kadar mücadele etmek.
yan kelimesinin mecaz anlamı İstekleri karşıt olan iki kişiden veya topluluktan biri.
sulu zırtlak kelimesinin mecaz anlamı Oyunlarda kuralları bozup mızıkçılık eden, ağlayan, kaçan kimse.
eksen kelimesinin mecaz anlamı Çizgi.
sığınmak kelimesinin mecaz anlamı Güvenmek, yardım istemek veya ummak.
çorba kelimesinin mecaz anlamı Karmakarışık şey.
kotarmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir işi tamamlamak, bitirmek. 2. Üstesinden gelmek.
boynuzlu kelimesinin mecaz anlamı Karşıdakinin veya yakınlarından birinin namussuzluğuna göz yuman.
turfanda kelimesinin mecaz anlamı Zamansız ortaya çıkan.
kebap kelimesinin mecaz anlamı 1. Yanmış, yanık. 2. İşlerin düzgün gitme durumu.
silah kelimesinin mecaz anlamı Silah gibi kullanılan tutum ve davranış.
kuyruk kelimesinin mecaz anlamı İnsanların sıra beklemek için art arda durarak oluşturduğu dizi.
gebe kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir birikim sonucu ortaya çıkması beklenen (durum veya olaylar). 2. Minnet altında kalan.
saye kelimesinin mecaz anlamı Koruma, yardım.
inginlik kelimesinin mecaz anlamı Güçten düşme hali.
esaret kelimesinin mecaz anlamı Hâkimiyet altında.
damlamak kelimesinin mecaz anlamı Bir yere çağrılmadan birdenbire, teklifsizce, çekinmeden girmek, çıkagelmek.
gürültü kelimesinin mecaz anlamı Birçok kişinin karıştığı kavga, karışıklık veya tartışma.
büyütmek kelimesinin mecaz anlamı Abartmak, mübalağa etmek.
beşaret kelimesinin mecaz anlamı Çok çirkin ve biçimsiz şey.
mahkûm kelimesinin mecaz anlamı Zorunda olan, mecbur.
ucuz kelimesinin mecaz anlamı 1. Az emekle elde edilen. 2. Adi, bozuk.
görünmek kelimesinin mecaz anlamı Azarlamak, gözdağı vermek.
çözülmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir bütün, onu oluşturarak parçalar arasındaki bağın ortadan kalkarak dağılması, birliğini beraberliğini yitirmesi, dağılmak, parçalanmak. 2. Gevşemek, güçsüz kalmak.
çatlatmak kelimesinin mecaz anlamı Aklını kaçırmak.
dalga kelimesinin mecaz anlamı 1. Gizli amaç, dalavere. 2. Esrar gibi uyuşturucu maddelerin verdiği keyif hali. 3. Dalgınlık.
darmadağın olmak kelimesinin mecaz anlamı Kötü bir biçimde dövülmek.
tamir etmek kelimesinin mecaz anlamı Yapılan bir yanlışı düzeltmeye çalışmak.