1. Bir kimseye gerçeğe dayanmadan herhangi bir özellik veya nitelik yüklemek.
2. Birine yüz kızartıcı bir suç yüklemek.
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
mihrap kelimesinin mecaz anlamı Umut bağlanan yer.
kir kelimesinin mecaz anlamı Utanılacak durum, leke, şaibe.
terane kelimesinin mecaz anlamı Çok tekrarlandığından usanç verici bir durum alan söz.
yırtık kelimesinin mecaz anlamı Utanması, çekinmesi olmayan, arsız.
anıt kelimesinin mecaz anlamı Tarihsel bir yeri de olan çok değerli, çok önemli, büyük yapıt.
tercüman kelimesinin mecaz anlamı Amacı anlatmaya yarayan şey.
kritik kelimesinin mecaz anlamı Nazik.
lavabo kelimesinin mecaz anlamı Lokanta, gar vb. yerlerde bu düzenin bulunduğu yer.
tutulmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Birine tutkun olmak, sevmek. 2. Bir işe ya da birine canı sıkılır olmak.
acı duymak kelimesinin mecaz anlamı Üzülmek, üzüntü içinde kalmak.
helal kelimesinin mecaz anlamı Nikahlı eş. Bir şeyin hak olması.
fetiş kelimesinin mecaz anlamı Tapınırcasına sevilen şey veya kimse.
diplomat kelimesinin mecaz anlamı İlişkilerinde kurnaz, becerikli olan.
köken kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyin geçmişe doğru dayandığı temel biçim, neden veya yer.
bozulmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir şeye kızmak, içerlemek. 2. Sağlığını yitirip zayıflamak.
avukat kelimesinin mecaz anlamı Üstüne vazife olmadığı, gerekmediği halde başkasını savunmaya, onun adına konuşmaya kalkışan kişi.
zebani kelimesinin mecaz anlamı Zebella.
sakatlık kelimesinin mecaz anlamı Yanlış, kusur, hata.
boyunduruk kelimesinin mecaz anlamı Zulüm ve zorbalık baskısı, esaret.
dikelmek kelimesinin mecaz anlamı Sert konuşmak, karşı gelmek, birine kafa tutmak, dinelmek.
batakhane kelimesinin mecaz anlamı İşlerin zamanında ve gereğince yapılmadığı yer.
süslemek kelimesinin mecaz anlamı Birinin ayıplarını uzun uzun yüzüne vurmak.
vızıltı kelimesinin mecaz anlamı Hafif bir sesle ve bezdirici bir biçimde sızlanma, yakınma.
abanoz kelimesinin mecaz anlamı Koyu, parlak siyah.
yaylım ateşi kelimesinin mecaz anlamı 1. Toplu olarak hücum etme. 2. Birine karşı yoğun olarak sözlü veya yazılı eleştiride bulunma, salvo.
vadesi dolmak kelimesinin mecaz anlamı Ömrü sona ermek, eceli gelmek.
ölmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Solmak. 2. Çok sıkıntı veya acı çekmek. 3. Değerini, geçerliliğini yitirmek, kullanılmamak.
çiftlik kelimesinin mecaz anlamı Kolaylıkla yarar sağlanabilen yer.
yörük kelimesinin mecaz anlamı Birinin üzerine bırakılan veya birinin üzerine almak zorunda kaldığı ağır ödev.
çiroz kelimesinin mecaz anlamı Çok zayıf kimse.