1. Bir işi tamamlamak, bitirmek.
2. Üstesinden gelmek.
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
boş kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir işe yaramayan. 2. Bilgisiz. 3. Verimsiz. 4. Anlamsız.
sarmal kelimesinin mecaz anlamı İçinden çıkılmaz (durum).
yürümek kelimesinin mecaz anlamı 1. Gereği gibi yapılmak veya ilerlemek. 2. Ölmek.
kapılmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Birine güvenip boş bulunarak aldanmak. 2. Bir kimseye tutulmak, bağlanmak, aşırı sevgi duymak. 3. Bir şeyin veya kimsenin güçlü etkisinde kalmak.
kuyu kelimesinin mecaz anlamı İçinden çıkılamayan durum veya yer.
ölçmek kelimesinin mecaz anlamı Aşırı olmamasına özen göstermek.
mine kelimesinin mecaz anlamı İnce ve parlak nakış.
bulanık kelimesinin mecaz anlamı Niteliği tam anlaşılmayan.
hedef kelimesinin mecaz anlamı Amaç, gaye, maksat.
öz kelimesinin mecaz anlamı Can alıcı nokta, ana öge.
boyamak kelimesinin mecaz anlamı Ağır söz söylemek, aşağılamak.
aşırıcı kelimesinin mecaz anlamı Çalan, aşıran, hırsız.
sızdırmak kelimesinin mecaz anlamı Gizlice, farkına vardırmadan birinden para çekmek.
dişlek kelimesinin mecaz anlamı Sözünü geçiren; istediğini yaptırabilen kimse.
eşmek kelimesinin mecaz anlamı Araştırmak, incelemek.
sakatlık kelimesinin mecaz anlamı Yanlış, kusur, hata.
berhava etmek kelimesinin mecaz anlamı Bitirmek, yok etmek.
alet kelimesinin mecaz anlamı Hoş görülmeyen bir işe yardımcı veya aracı olmayı kabul eden kimse, maşa.
el kelimesinin mecaz anlamı Aracı, vasıta.
ceberut kelimesinin mecaz anlamı Acımasızlık, zorbalık.
handikap kelimesinin mecaz anlamı Elverişsiz durum, engel.
efendi kelimesinin mecaz anlamı Görgülü, nazik, kibar.
apışmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Yığılıp, yorulup başladığı işi bitirememek. 2. Ne yapacağını kestirememek, bilememek, bocalamak, şaşırıp kalmak, şaşırmak.
boğaz kelimesinin mecaz anlamı Yiyeceği içeceği sağlanan kimse.
kasıntı kelimesinin mecaz anlamı 1. Büyüklenme, kurum, gurur. 2. Büyüklenen, gururlanan ve bunu davranışlarıyla belli eden kimse.
veresi kelimesinin mecaz anlamı Özensiz, gönülsüz, önem vermeden.
horoz kelimesinin mecaz anlamı Kabadayı erkek.
künde kelimesinin mecaz anlamı Düzen, tuzak, oyun, hile.
susak kelimesinin mecaz anlamı Salak, aptal.
mantarcı kelimesinin mecaz anlamı Yalan söylemeyi huy edinmiş olan.