1. Yaprak, toz, kurşun vb. yüksekten çokça düşmek.
2. Üst üste ve çok gelmek
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
el ense çekmek kelimesinin mecaz anlamı Yenmek, mağlup etmek.
fettan kelimesinin mecaz anlamı Gönül ayartıcı, cilveli.
kamçılı kelimesinin mecaz anlamı Zor ve şiddet kullanan.
sökmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Karışık veya bilinmeyen harf ve işaretlerle yazılı bir yazıyı okumak. 2. Okuyabilme becerisini kazanmak.
süprüntü kelimesinin mecaz anlamı Bayağı ve aşağılık şey ya da kimse.
ateş almak kelimesinin mecaz anlamı 1. Coşmak. 2. Telaşlanmak, heyecanlanmak. 3. Öfkelenmek. 4. Acele davranmak, acele etmek.
sahne kelimesinin mecaz anlamı Bir olayın meydana geldiği yer.
elini sürmemek kelimesinin mecaz anlamı 1. Hiç karışmamak, bir şey yapmamak 2. Bir işi kendine yakıştırmayarak tenezzül etmemek. 3. İlgi göstermemek.
manalı kelimesinin mecaz anlamı Gizli anlamı olan.
saydam kelimesinin mecaz anlamı Açık seçik, belirgin.
sultan kelimesinin mecaz anlamı Belli bir alanda en üst düzeyde olanlar için kullanılan bir söz.
korkuluk kelimesinin mecaz anlamı Kendisine verilen işi yapmayan veya ancak yer doldurmaya yarayan kimse veya topluluk.
zincir kelimesinin mecaz anlamı Art arda sıralanmış şeyler.
gırtlak kelimesinin mecaz anlamı 1. Yiyip içme. 2. Ses rengi, yapısı.
etki kelimesinin mecaz anlamı Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim.
dayanak kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir iddiayı güçlendirmeye yarayan tanıt. 2. Güç verici, yardımcı, destek.
diktatör kelimesinin mecaz anlamı Zorba.
ana vatan kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyin ilk kez yetiştiği, göründüğü yer.
derin kelimesinin mecaz anlamı 1. Pek içten gelen veya içe işleyen. 2. Çok içten gelen. 3. Dip.
yörüklenmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Üstüne düşmek, zorlamak. 2. Üstüne almak.
çöreklenmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir yerde, orada yaşayanları rahatsız etme pahasına sürekli kalmak, yerleşmek. 2. Bir duyguyu güçlü ve sürekli olarak duymak.
alaşağı etmek kelimesinin mecaz anlamı Kötülemek, değersiz göstermek.
ihraç etmek kelimesinin mecaz anlamı Çıkarmak, dışarı atmak.
kekiz kelimesinin mecaz anlamı İradesiz, idaresiz kimse.
kumkuma kelimesinin mecaz anlamı Kötü, olumsuz bir özelliği kendinde fazlasıyla toplayan kimse, olay, olgu veya yer.
çekememek kelimesinin mecaz anlamı 1. Katlanamamak. 2. Kıskanarak hoş görmemek.
basit kelimesinin mecaz anlamı 1. Süssüz, gösterişsiz. 2. Bilgi ve görgüsü sınırlı olan, bayağı, görgüsüz. 3. Her zaman rastlanan, özelliği olmayan, olağan.
delikanlı kelimesinin mecaz anlamı Sözünün eri, dürüst, namuslu kimse.
çarpmak kelimesinin mecaz anlamı Çekiciliğiyle etkilemek, şaşırtmak.
yumurta kelimesinin mecaz anlamı Erkeklik bezi, erbezi.