Oogonyum:Ovaryumdaki yumurtayı oluşturan öncül hücre, büyüyerek primer oositi yapar.
Oosfer:Yumurta hücresi, dişi gamet.
Oosit:Yumurta ana hücresi, dişi yumurtalığında bulunan mayoz bölünme geçirerek eşey hücrelerini oluşturan
Oospor:Oomiset mantarlarda, alglerde ve protozoonlarda döllenmiş oosferde gelişen kalın duvarlı zigot.
Operatör Bölgesi:Operon denetimini açıklamak üzere ileri sürülen bir birlik. Operatör bölgenin operondaki yapısal gen
Operatör Gen:Bakteri yada virüs genomunda repressör (baskılayıcı) proteini bağlayan ve yanındaki genin transkrips
Operon:Şifreleri tek bir m-RNA molekülüne yazılan tek bir repressör denetimindeki genler.
Optimum Sıcaklık:Enzimin en iyi çalışabildiği sıcaklığa optimum sıcaklık denir.
Optimum taşıma kapasitesi:Belirli bir çevrenin sürekli olarak besleyebileceği belli bir türe ait en ideal birey sayısı.
Orbital:Yörünge. Bir elektronun atom çekirdeği çevresindeki dağılımı.
Organ:Belirli bir görevi yapmak için bir araya gelen dokular organları oluşturur. Örnek : Kalp, böbrek.
Organel:1. Hücre içinde belirli bir görevi yapmak üzere özelleşmiş ve zarla çevrili yapılar. Çekirdek, mitok
Organik Madde:Doğal olarak bulunmayıp canlı organizmalar tarafından sentezlenen maddeler. Karbon temelli molekül.
Organizatör:Embriyonun bazı kısımlarını etkileyen ve onların histolojik ve morfolojik farklılaşmasını yöneten bi
Organizma:Sistemler bir araya gelerek organizmayı oluşturur. Örnek : Kemik hücreleri birleşerek kemik dokusun
Organogenez:Embriyo tabakalarından organların meydana gelmesi.
Orta Lamel:Bitki hücresinin bölünmesi sırasında hücre plağını oluşturan yan yana iki bitki hücresi duvarı arası
Ortogenez:Belirli bir yöndeki evrimsel ilerleme. Düz hatlı evrim.
Osein:Kemik dokunun ara maddesi.
Osel:Omurgasız hayvanların birçok farklı tipinde bulunan basit bir ışık resep törü. Nokta göz.
Osmoregülasyon:Bazı sucul organizmaların, vücutlarının osmotik basıncını, yaşadıkları ortamın osmotik basıncına bağ
Osmotik Basınç:Hücrelerin çoğu yaklaşık %75 oranında suya sahiptir. Bu nedenle sitoplazma, belli konsantrasyona sah
Osmoz:Suyun yoğunluğunun çok olduğu yerden az olduğu yere doğru, yarı geçirgen zardan geçmesi.
Osmoz:1. İki çözelti, çözünen molekülleri geçirmeyip, çözücüyü geçiren seçici geçirgen bir zarla ayrıldığı
Osteosit:Kemik dokuyu oluşturan kemik hücreleri.
Otçul:Bitkilerin meyve, yaprak, tohum ve sürgün gibi çeşitli kısımlarını yiyerek beslenen canlılar.
Otobiyolojik Temizleme:Akarsular ve denizler birer ekosistemdir. Her ekosistem kendini onarmaya çalışır. Kirlenen su kaynak
Otobur:Otoburlar bitkisel organizmaları besin olarak kullanan hayvanlardır.
Otofaji:Hücre içinde işlevini yitirmiş organellerin yok edilmesinde lizozom görevlidir. Hücre içindeki işle
Otolit:Kulak taşı
Biyoloji Terimleri Sözlüğünde Kayıtlı Terim: 2080