Ab:Su. Marifet, İlâhî feyz, zât, varlık, kâmil nefs, ruh-i âzam, tümel akıl.
Aba:Kısa bir nevi gömlek olup, dizden biraz aşağı iner üst tarafında, baş ve yanlarında kollar için bire
Âbâ-i Ulviyye:Arapça yüce, ulvi babalar demektir.
Âbad:Şen, bayındır. Sonsuz gelecek zamanlar.
Abadî:Şen, bayındır, mamurlukla ilgili. (Abadı Mehmet Çelebi. Türk hukuk bilgini)
Abâdile:Abdullahlar. Peygamber efendimizin Eshâb-ı kirâmı (arkadaşları) arasında fıkıh ve hadîs-i şerîf ilim
Abaka Han:İlhanlı hükümdarı Hülagu'nun oğlu.
Abası Kırk Yerinden Yamalı:Dervişlerin abalarının yırtık pırtık olmasını ifade eder
Âbâu'l Ahval:Arapça, hallerin babaları demektir.
Abay:Beceri. Sezgi, anlayış, dikkat. (Abay Kunanbayoğlu. Kazak Türk şiirinin kurucusu.)
Abaza:Karaçay-Çerkes Özerk Bölgesinde yaşayan müslüman bir halk. - Abaza Hasan Paşa, Osmanlı vezirlerinden
Abbad:Allaha itaat ve ibadet eden, kulluğunu hakkıyla yerine getiren. Yasaklarından kaçınan. (Abbad b. Biş
Abbas:Peygamber (sav)'in amcalarından birisi, Mekke fethedilmeden önce müslüman olmuştur.
Abbasiye:Ebu'l-Abbas Ahmet b. Muhammed b. Abdurrahman b. Ebi Bekri'l-Ensari'l-Endelusî (Ö.633/1235) tarafında
Abd:1-Kul. 2-Köle
Abdal:Arapça, bedel, bidl ve bedii kelimelerinin çoğulu olup, büdela da bu meyanda zikredilir.
Abdest:1- Namaz ve diğer bâzı ibâdetlerin yerine getirilebilmesi için yapılması lâzım gelen yüzü, dirsekler
Abdest Bozmak:1. İdrar veya dışkı yapmak için ayakyoluna, helâya gitme.
2. Yellenmek.
Abdiyyet:Kulluk makamı. Evliyâlığın en yüksek makâmı, derecesi. İyilikleri Allahü teâlâdan bilip kendinden bi
Abdu'l Âhir:Her şeyin sonunda Allah'ın varlığının devam etmesi, bulunması, O'nun el-Âhir ismini tanımlar. Yaratı
Abdu'l Alîm:El-Alîm, hakkıyla bilen demektir. Düşünme ve öğrenme söz konusu olmaksızın, aksine, sırf fıtrî saflı
Abdu'l Aliyy:El-Aliyy, izzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce demektir.
Abdu'l Azîm:El-Azim, azamet sahibi anlamınadır.
Abdu'l Aziz:El-Azîz, yenilmeyen yegâne galip, izzet sahibi anlamınadır.
Abdu'l Bâ'is:Ölümden sonra dirilten demekter.
Abdu'l Bâki:Allah'ın bekasını gösterip fena-i külle erdiğinde onunla baki kıldığı kuldur.
Abdu'l Bârî:Canlıları güzel bir şekilde yaratan demektir.
Abdu'l Bâsit:Rızkı genişleten veya ruhları bedenlere yayan demektir.
Abdullah:Peygamber (sav)' in babasının ve küçük yaşta vefat eden oğlunun ismi.
Abdulmuttalib:Peygamber (sav)'e annesinin vefatından sonra sekiz yaşına kadar bakan dedesi.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri Sözlüğünde Kayıtlı Terim: 1549