Hasebiyle:yüzünden; dolayısıyla; bu nedenle
Hasıl:Olan, ortaya çıkan, görünen.
Hasılat:Gelir.
Hasılat Kirası:Kiraya verenin, bir bedel karşılığında, hasılat veren bir malın veya hakkın kullanımını kiracıya bır
Hasım:İki düşmandan herbiri
Hâsim:hasmeden; kat'eden, kesip atan
Haslet:Ahlak, nitelik, huy, mizaç
Hasren:muhasara ederek; etrafını çevirerek
Hasretmek:Adamak, ayırmak, tahsis etmek.
Hâss:özgü
Hata:Yanılma, Yanılgı
Hatîa:günah; kabahat; suç; yanlış; yanlışlık
Hava Hukuku:Havada ulaşımı düzenlemek için konulmuş hukuk kurallarının bütünü.
Hava Sahası:Bir devletin yalnız kendisinin kullanma hakkı olduğu, başka devletlerin ancak ilgili devletten izin
Havale:Yollama ödeyicisinin, para, değerli kağıtlar veya benzeri nesneleri, yollayıc
Hâvi:kapsar; kapsayan; içeren; içerir
Havza-i fahmiyye:kömür havzası; kömür bulunan bölge
Haylûlet:engel olma; araya girme; yolu kapama
Haymatlos:Vatansız
Hayr (hayır):iyilik; iyi; faydalı iş; yarar
Hayrât:sevap kazanmak için yapılan hayırlı işler; sevap için kurulan müessese
Hâzık:İşinin ehli, usta, Maharetli, becerikli, mahir, Usta doktor, uzman hekim.
Hazine:Devletten ayrı bir kişilik oluşturmamakla beraber, bir taraftan bütçenin uygulanmas
Heder olma:ziyan olma
Hedm:yıkma; harap etme
Hercü merc:altüst; karmakarışık; allak bullak; darmadağınık
Heyelan:toprak kayması
Heyet:Üç veya daha fazla hâkimin bir arada çalışması.
Hıfz:saklama; koruma
Hıyar:Bir şeyi seçmekte veya yapıp yapmamakta özgürlük
Hukuk Terimleri Sözlüğünde Kayıtlı Terim: 2533