Musaleh:Mirasçı
Mutad:alışılmış; âdet olunmuş; normal
Mutakabat:Uzlaşı
Mutalebe:talepte bulunma; istemde bulunma
Mutallaka:Boşanmış kadın
Mutasarrıf:tasarruf eden; sancakların en büyük mülki amiri
Mutavassıt:aracı; aracılık eden; vasıta olan
Mutavassıt:Aracı; aracılık eden; vasıta olan
Mutazammın:içine alan, üstüne alan; kefil olan; ödemeyi üstlenen
Mutazammın:Içine alan, üstüne alan; kefil olan; ödemeyi üstlenen
Mutazarrır:zarar gören kimse
Mutazarrır:Zarar gören kimse
Muteber:geçerli; itibarlı; hatırı sayılır; güvenilir; sağlam
Muteberiyet:geçerlik; geçerlilik
Muteriz:itiraz eden, karşı gelen, itirazcı
Mutlak hak:Herkese karşı ileri sürülebilen haklardır.
Mutlak Muvazaa:Tarafların gerçekte herhangi bir muamele yapmayı düşünmedikleri halde, sadece üçüncü şahısları yanıl
Muttali:öğrenme; haberdar olma; bilgilenme
Muvâcehe:yüzleştirme; yüz yüze gelme
Muvafık:uygun; yerinde
Muvafakat:uygun görme; onama; razı olma; rızası olma
Muvafık:Uygun; yerinde
Muvakkat:geçici; süreksiz
Muvâzaa:danışıklı işlem
Muvâzene:denge
Muzâf:izafe edilmiş; bağlı; bağlanmış; katılmış; yönelik
Mübâdele:bir şeyin başka bir şeyle değiştirilmesi; değiştirme; değiş-tokuş; değişim
Mübalağa:Abartı, Abartmak.
Mübaşir:Mahkemede duruşmaya girecekleri ve tanıkları çağıran, yargıcın emirlerini bildiren, evrak getirip gö
Mübayaa:satın alma
Hukuk Terimleri Sözlüğünde Kayıtlı Terim: 2533