Divit Terimi Hakkında Bilgiler
Aslı devat'tır. "Devat" kelimesi Türkçe'de divit olarak isimleşmiştir. Kalemleri koyacak bir kutu yanında kapaklı hokkasıyla, beldeki kuşağa çaprazlamasına sokularak taşınan ufak bir yazı takımıdır. Pirinçten, bakırdan yapılmış divitlerin, ufak yayvan sandık şeklinde olanları bulunduğu gibi, yuvarlak bir mahfaza yanına tutturulmuş hokkalı şekilleri de görülür. Gümüş ve altından yapılmışları olanları da vardır. Mürekkep konulan hokka, kalemliğin yanına yapıştırılırdı. Hokkaların, biri mürekkep diğeri lal denilen kırmızı boya koymağa yarayan iki bölümlüleri olduğu gibi, iki üç hokkalı divitler de vardı. Kalem koyulan bölümün uzunluğu 25 cm kadardı. Hattatların, ayrıca kalemdanları da olurdu. Buna kubur da denilmiştir. Eski divitlerin, hokkalarının alt tarafına, kalem ucu kesmekte kullanılan maktanın bir zincirle bağlanması için küçük bir halka yapılmıştır.
Divitlere, kuşağa sokulduğunda kaymasın diye bir kılıf yapılır ve buna divit şiltesi denilirdi.
Divit yapan, esnafın oturduğu, Üsküdar'daki Kazasker Ahmet Efendi Mahallesi, eskiden Divitçiler adıyla anılırmış. Kambur Ahmet adındaki divitçinin yaptığı divitler uğurlu sayılıp, yüksek fiyatla alıcı bulurmuş. Bu divitçi, hokkanın altına ve kalemdanın gövdesine «Seyyid Ahmed» damgasını vurmuştur.
Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver'in «Divitçilerimiz ve Eserleri» adlı yazısında Usta Mehmed'ler, Abdüllâtif, Baha, Fennî, Hüsnü Arif, Hilmi, Hacı Ömer, İbrahim, Kumkumacı zade, Mehdî, Mehmed b. İsmail, Mustafa, Resmî, Rumî, Seyyid Hasan, Şehrî adlı divitçilerin eserleri anlatılmıştır.
Benzer Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri:
Mektep (Ekol): Sanatta aynı esaslara tâbi olan, aynı sanat prensiplerini müdafaa eden ve o tarzda çalışan sanatkârlar gurubuna denir.
Katı'a: Oyma. Herhangi bir şekil ve yazının kâğıt veya deriden oyularak çıkartılmasıyla meydana getirilen bir süsleme sanatıdır. Oyulup çıkartılan kısma erkek
Sadberg: Yüz yaprak; birçok yaprağın oluşturduğu çiçek şeklinde süsleme motifi. Atlas çiçeği adıyla da bilinir.
Fırçalar: Tezhibde kullanılan fırçalar, kullanıldıkları yerlere göre isim alırlar. Müzehhibler bugün samur kılından hazır fırçalar kullanmaktadır. Eskiden kulla
Ramad: Müzehhipler altın döverken tirşenin kenarlarından dışarı taşan parçalara verilen addır.
Ramad, Arapça'da "ateşin külü" demektir. Taşan altın parça
Rumî: 1- Sözlük anlamı Anadolu'ya ait demektir. Orta Asya kökenli olan motifin ilk yaygın kullanımı Selçuklu Devleti zamanında olduğu için "Selçukî" adını v