Hüsn-i Ta'lil Terimi Hakkında Bilgiler
Anlamla ilgili edebi sanat. Divan edebiyatında bir olayın meydana gelişini hayali ve güzel bir nedene bağlama yoluyla yapılır. Bu nedenin gerçekle ilgili olmaması ve kesin bir etkeninin bulunması gerekir. Hüsn-i tevcih diye de anlandırılır. Eğer neden, güya, sanki, acep, acaba, meğer gibi sözcüklerle olasılıklara dayandırılırsa şibh-i hüsn-i ta'lil (yani yarım hüsn-i ta'lil) yapılmış olur. Örnek:
Aceb bi bağ kenârında dursa lâle hacil
Ki lâlezâr-ı cemâlinde hûr u zârındır
Ahmet Paşa
(Lale bağ kenarında utungaç dursa şaşılır mı? Çünkü o lale bahçesine benzeyen yüzünün güzelliği yanında senin bir düşkünündür. Yani şair, sevgiliye, "senin yanakların o kadar kırmızı ki, lale bile onun yanında utanır kızarır" diyor. Lalenin kırmızılığı güzel bir nedene bağlanıyor.)
Benzer Edebiyat Terimleri:
Aed: Eski Yunanlılarda şiirlerini lirle söyleyen saz şairlerine verilen ad.
Devr Ya Da Devir: Tasavvufa göre, yaratılış (madde) ve sona eriş (mead) arasındaki safhaları anlatan sistem. Tasavvufçular bu sistemi bir daireye benzettiği için bu ism
Parnas: 1850 yılında Fransa'da kimi ozanlarca romantik akımın aşırı duyarlığına bir tepki olarak başlatılan, şiirde kişisel duyguları değil, ustalığa ve ölçül
Tazmin: Bir şairin, bir mısra veya bir beytin bir başka şairce kullanılması. Divan edebiyatı nazım türüdür. Tazmin edilen mısra veya beytin sahibinin zikri şa
Gülbank: Bir toplulukça, hep bir ağızdan ezgili biçimde söylenen kalıplaşmış tekbirlere, dualara verilen ad.
Realizm: 19. yüzyılın ikinci yarısında, romantizme tepki olarak doğan akım, gerçekçilik.