Reform Terimi Hakkında Bilgiler
1- Toplumun ihtiyaçlarına cevap vermeyen kurumları, bazı prensip ve şekil değişiklikleri koyarak çağın seviyesine göre yeniden düzenlemedir.
2- Bozulmuş ya da bozulmaya yüz tutmuş bir düzeni iyileştirme, düzeltme.
1. XVI. yüzyılda Batı Kilisesi'nde gerçekleşen dinsel devrim. Siyasal, iktisadi ve toplumsal etkileriyle Hristiyanlığın üç ana kolundan biri olan Protestanlığın ortaya çıkmasına yol açmıştır.
2. Kelime Anlamı olarak toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik ve iyileştirmelerdir. Terim anlamı olarak ise Reform, 15. ve 17. yüzyıl boyunca tüm Avrupa'yı etkileyen Katolik Kilisesi' ne karşı yapılmış dinsel bir harekettir.
Düşünmeyi ve düşünerek ortaya çıkan özgür düşünceleri reddederek sadece kilisenin dediklerinin doğru olduğunu kabul eden düşünce sistemine skolastik düşünce adı verilmiştir.
Reform, aslını bozmadan yeniden şekil verme, düzenleme anlamına gelen bir kavramdır.
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, iyileştirme, düzeltme, ıslahat. Reform, 15. ve 17. yüzyıl boyunca tüm Avrupa'yı etkileyen Katolik Kilisesi'ne karşı yapılmış dinsel bir harekettir. Katolik kilisesinin aşırı zenginleşmesi ve yozlaşması, siyasetle ve dünyasal etkinliklerle daha fazla ilgilenmeye başlaması birçok din adamının tepkisini çekmiş ve reform hareketlerine yol açmıştır. Reform hareketleri önce Almanya'da, daha sonra da Fransa, İngiltere ve Kuzey Avrupa ülkelerinde etkili olmuştur. Bu reform hareketi Hıristiyanlığın yeni ve büyük 3 mezhebinden biri olan Protestanlığın oluşmasını sağlamıştır.
Düzeltme.
Benzer İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Terimleri:
Gayrı Safî Millî Hâsıla: Bir ülke sınırları içerisinde belli bir zaman içinde, üretilen tüm nihal mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değeridir.
Nizam: Düzen. Kural.
Ateşe: Bir elçilikte askerlik, ticaret, kültür v.b. konularda görevli uzman.
İlhak: 1- Egemenlği altına alma.
2- Katma, bağlama, ekleme.
Statü: Bir kimsenin, bir kurum veya bir toplum içindeki durumu. Kadro bakımından bağlı olduğu durum, pozisyon. Tüzük.
Dogma: Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi.