Sebil Terimi Hakkında Bilgiler
Arapça, yol anlamına gelir. Hayır ve sevab ümidi ile parasız su dağıtılan, etrafı parmaklıklı ve çoğunlukla kubbe ile örtülü olan binalara, sebil veya sebilhane denir.
Hayır için yaptırılmış, parasız olarak su alınan içilen çeşme.
Karşılık beklemeden hayır için dağıtılan içme suyu.
Cadde ya da sokak kenarlarında yoldan geçenlerin su içmesi için yapılmış hayır yapıları. Sebillerin çeşmelerden farkı bir su sağlama sistemine bağlı olmamalarıdır. Daire ya da çokgen plan kuruluşları ile sebiller bir iç mekâna sahiptirler ve bu mekân dışarıya üzerinde küçük pencere açıklıkları bulunan madeni şebekelerle açılır. Sebiller bir külliyenin parçası olabileceği gibi bağımsız olarakta inşaa edilmişlerdir. Özellikle 18. Yüzyıldan sonra İstanbul'da çok sayıda sebil inşaa edilmiştir.
Kutsal günlerde karşılık beklemeden hayır işin dağıtılan içme suyu. Genellikle camilere bitişik özel bir biçimde yapılmış, karşılık beklemeden hayır işin içme suyu dağıtılan taş yapı, sebilhane. Halk ağzında meyan kökü şerbetini bir hayır için dağıtma.
Benzer Tasavvufi-Tasavvuf Terimleri:
Telbîs: Arapça, birbirine karıştırmak manasına bir kelime. Bir şeyin, zıddı olan sıfatıyla ortaya çıkmasına, telbîs denir. Tecellî edilenin, elbisesini giymes
Gına: Din için Allah için zenginlik anlamlarına gelir. Sûfiler Allah'a muhtaç olma Allah ile zengin olmayı sağlar demişlerdir.
Derviş: Farsça. Fakir, dilenci, dünyadan yüz çeviren, kendini Allah'a veren kişi. Tarikat mensuplarının çoğu fakir olduğu için, bu isimle anıldığı ileri sürül
Sancaktar: Sancak taşıyan kişiye denir. Aynı mânâda "alemdar" kelimesi de kullanılır
Masiva: Allah dışındaki diğer tüm varlıklar.
Âfet: Arapça musibet anlamına bir kelime. Kötü huylarda bulunan zararlar ve musibetler. Manevi eğitimde, dervişin olgunlaşmasına engel hususlara da âfet den