Vurgu Terimi Hakkında Bilgiler
1- Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden daha farklı olarak yapılan baskı, aksan.
2- Sözcüklerde, cümlelerde, dizelerde yan yana gelen sözcüklerin kimi hecelerin ötekilerine oranla daha dik ve baskılı söylenişi.
Sözcük içinde bir hecenin, cümle içinde bir sözcük ya da sözcük grubunun diğerlerine göre daha baskılı, kuvvetli söylenmesine vurgu denir. Vurgunun kelime vurgusu, cümle vurgusu, anlam vurgusu ve ünlem vurgusu gibi türleri vardır.
1- Oyun düzeninde tasarımın bir öğesi. Bir uygulamada çeşitli yöntemlerle kişiler, yığınlar, eşyalar ve simgeler vurgulanır. Yönetmenin önemli işlerinden biri, seyircinin en çok gözüne çarpması gereken şeyi seçmesidir. Vurgu, gövde görünüşleri, değişik alanlar, ilişkiler, karşıtlıklar, yükseltiler ve benzeri şeylerle sağlanır.
2- Sahne konuşmasında bir tümceyi, belli bir durum içindeki anlamını doğru vererek söylemek için uygun sözcükleri yoğunlaştımakta kullanılan ses vurgusu.
Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden daha farklı olarak yapılan baskı, aksan.
İzleyicilerin dikkatini çekmede etkin olan sanatsal faaliyetler içinde bir alan. Bu alanlar genellikle zıt-kontrast ölçüler, şekiller, renkler ya da diğer farklı yapılar.
Müzikte vurgu Accent yani > işareti ile belirtilir. Üzerine konduğu notanın ya da akorun diğerlerine göre daha vurgulu çalınmasını gerektirir.
Benzer Edebiyat Terimleri:
Menkut: Divan edebiyatında sözcüklerinin tümü noktalı harflerden oluşan şiirler.
İstihlaf: Türkçedeki sesli harfleri bazı durumlarda uzatmak. Örnek:
Verseydi âh-ı mecnûn feryadumun sedâsın
Kuş mı karâr iderdi bâşımdaki yuvâda
Fuzûl
Bahariyye: Divan edebiyatında, bahar tasviri ile başlayan kaside.
Hümanizma: İnsanı evrende tek ve en yüce değer sayan, bu nedenle insana ve insan onuruna saygıyı sağlamak için gerekli koşulları hazırlama amacı güden düşünüş.
İlmam: Bir şairin, başka bir şairin şiirini biraz değiştirerek sahiplenmesi. Örnek:
Şâdî-i vuslat niçin tahammîl-i nâz eyler bana
Rind-i şâdî-düşmenim
Arkaizm: 1- Bir anlatıda dilden kaybolmuş ya da geçerliliğini yitirmiş sözcüklere ya da sözdizimlerine yer verme sanatı.
2- Bir dilin eskimiş sözcüklerini y