30.365.700 km2'lik yüzölçümüyle yeryüzündeki kara alanlarının beşte birini oluşturan, dünyanın üçüncü büyük kıtası. Toplam nüfusu yaklaşık 683.021.000'dir (1994 tahmini). Kıyılarında girinti ve çıkıntısı az, kitlesel, geniş kısmı yaylalarla kaplı bir kıta olan Afrika'nın en kuzey noktası Blanc Burnu'ndan (37°14'Kuzey enlemi), en güney noktası Agulhas Burnu'na kadar (34°51, Güney enlemi) boyu 8.000 km.'dir. Ekvatorun iki yanında yayılır. Kuzey yarıkürede kalan kısmı geniştir (batıda Verde Burnu'ndan, doğuda Hafin Burnu'na kadar 7.400 km.), güney yarıkürede kalan kısmı ise, güneye inildikçe daralır. Avrupa'dan Cebelitarık Boğazı (en dar yerinde 14 km.), Asya'dan, 1869'da bir kanalla yarılan Süveyş Kıstağı ile ayrılır. Öteki yönlerde Akdeniz, Atlas Okyanusu ve Hint Okyanusu'yla çevrelenir. Ortalama yüksekliği 750 m. olan Afrika, fizikî coğrafya bakımından sadedir. Dağlar genellikle kenarlarda yer alır (kuzeybatıda Atlaslar, güneybatıda Drakensberg Dağları vb.). Kıtanın en geniş bölümü 1.000 m.'den yüksek platolar ve bunların içinde çökmelerle meydana gelmiş çukurluklar ya da plato üzerinde yükselen volkanlardan oluşur. Bu görünüm özellikle Doğu Afrika'da çok belirlidir. Seri hâlde çöküntü ve volkanlar bir kırık hattı boyunca Mozambik kıyılarından Kızıldeniz'e kadar uzanır. Rodolphe Gölü, Kenya Dağı, Kilimanjaro (bugünkü adı Uhuru), N'Gorongoro sönmüş volkanı, Albert, Edward, Kivu, Tanganyika, Victoria gibi birçok büyük göller vardır. Plato düzlükleri Etiyopya'da en yüksek düzeye çıkarlar. Kıtanın orta bölümünde, Kongo Irmağı ve kollarının yayıldığı geniş bir çanaklaşma alanı yer alır: Kongo Havzası. Kıtanın kuzey kesimi yine genellikle 5.000 m.'yi aşmayan, fakat çok geniş alanlara yayılan platolardan meydana gelir. Kıyılar dik, çok kez bataklık ve sağlığa elverişsizdir. Bu nedenle iç kısımlara giriş güçtür. Başlıca adalar: Madagaskar, Yeşilburun (Cabo Verde), Madeira, Kanarya, Komor, Seychelles, Sokotra'dır. Nil, Nijer, Senegal, Kongo, Zambezi, Orange ve Limpopo gibi büyük ırmaklara rağmen, Afrika'da sürekli akarsulardan yoksun ya da sularını dışarıya gönderemeyen alanlar çok geniş yüzeyler kaplar. Kıtanın en büyük kısmı Oğlak ve Yengeç dönenceleri arasında kalır. Bu nedenle, tropikal kuşağın iklim ve bitki topluluklarının her tip ve türü, âdeta şeritler hâlinde sıralanır: Her zaman yağışlı ekvator iklimi ve bitkisel örtüsü, yağışlı ve kurak mevsimi olan tropikal iklim, savanlar, özellikleri yer yer farklı stepler, yarı çöller ve gerçek çöl iklim ve formasyonları. Bunun dışında, kıtanın kuzey ve güney kenarlarında orta ve sıcak kuşakların geçiş iklimi olan kışları yağışlı astropikal iklim ve bitki örtüsü yaygındır. Yerleşme ve beşerî coğrafya bakımından iki önemli bölge vardır; beyaz Afrika ve siyah Afrika. Birincisi kuzeydedir ve Akdeniz kıyılarından Büyük Sahra'nın güneyine kadar iner. Bu bölgede Araplar, Berberiler ve bazı melez ırklar yerleşmiştir. İkincisi, kıtanın geri kalan kısımlarını, yani daha geniş bölümünü içine alır. Fakat siyah Afrika'da ırk bakımından farklı birçok zenci grupları yaşamaktadır. Başlıcaları Sudanlılar, Gineliler, Kongolular, Nilliler, Güney Afrikalılar ve bunların da ikincil kollarıdır. Afrika'ya geçen yüzyıllarda göçlerle gelen beyazlar daha çok Güney Afrika'da yaşarlar (Hollanda kökenli Boerler, İngilizler vb.). Beyazların Rodezya ve öteki Güney Afrika ülkelerindeki sayıları azdır. Afrika yüzyıllar boyunca İslâmlık ve Hristiyanlığın rekabet hâlinde bir yayılma alanı olmuştur. Bugün özellikle Kuzey ve Orta Afrika'da, halkı İslâm olan devletlerin sayısı 20'yi aşkındır. Yüzyıllar boyunca bir "sömürgeler kıtası" olarak yaşamış bulunan Afrika, bugün yeni kurulmuş genç ve bağımsız ülkeler kıtası hâline dönmüştür. Sömürgelerin alanı ve sayısı çok azalmış ve daha da azalma yolundadır. Afrika, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının potansiyeli ve özellikle enerji kaynakları bakımından son derece zengin bir kıtadır. Fakat bağımsızlık dönemi yeni başlamıştır. Bu nedenle kıtadaki ülkelerin hemen hepsi de, birçok sosyal ve ekonomik sorunları olan az gelişmiş devletlerdir. Başlıca toprak ürünleri, kakao, bitkisel yağlar, kauçuk, pamuk, yerfıstığı, şekerkamışı, kahve, çok çeşitli tropikal meyvelerdir. Başlıca yeraltı kaynakları arasındaysa altın, elmas, kobalt, demir cevheri, bakır, manganez, boksit, uranyum, petrol ve doğal gaz sayılabilir. İç kısımlara sokulma güçlüğü, çöller, ekvator ormanı gibi etkenler nedeniyle kıtanın bütünüyle tanınması gecikmiştir. Oysa Afrika, dünya kıtalarının bir parçasıdır. İlk Çağ'da ancak kuzey kesimi biliniyor, Libya adı veriliyordu. Romalılar Tunus'un bir bölümüne Afrika adını vermişlerdi. Araplar Orta Çağ'da iç kısımlara sokulmuş olmakla birlikte gezileri meçhul kalmıştır. 15. yüzyılda Portekizliler ve onları izleyen öteki Avrupalı ülkeler önce kıyı bölgelerini ve 19. yüzyılın başlarında, hatta ikinci yarısından sonra da iç bölümlerini keşfetmişlerdir. Kıtanın keşfinde başlıca rolü, David Livingstone, Stanley, Nachtigal, Mungo Park, Bart ve René Caillé gibi kâşifler oynamıştır.