Eskiden İslâm devleti içerisinde yaşayan ve Müslüman olmayan erkek vatandaşlardan alınan vergi. Cizye, Müslüman olmayan erkeklerin can, mal ve özgürlüklerinin korunması karşılığında koruma bedeli olarak yılda bir kez alınırdı. Bir İslâm devletinde yaşayan Müslüman olmayan erkek, İslâm'a girerse cizyeden kurtulurdu.
Cizye ilk kez İslâm devletlerinde ortaya çıkmış bir vergi değildi. Cizye eski çağlardan beri vardı. Yunanlılar, Milâttan önce beşinci yüzyıl sıralarında Fenikelilerin saldırılarından korunmak karşılığında küçük Asya sahillerinde yaşayan halklardan cizye almaktaydılar. Romalılar da egemenlikleri altına aldıkları kavimlerden cizye almışlardır. İranlılar da yine egemenlikleri altında bulunan halktan cizye alırlardı.
Müslümanlar açısından cizye, ilk kez Hz. Muhammed tarafından konulmuştur. Hz. Muhammed cizye verecek olanlara yaptığı anlaşmalarda, durumlarına göre cizyenin miktar ve şeklini belirlemiştir. Hz. Muhammed döneminde belirlenen cizye miktarı, Hz. Ebu Bekir'in halifeliğinin sonuna kadar devam etti. Hz. Ömer halifelik makamına geçip de İslâm fetihleri geniş bir alana yayılınca, cizyenin miktarı belirlendi.
Cizye, Avrupalıların gözlerine çok batan bir vergi olduğu için, Osmanlı Devleti, Tanzimat'ın ilânından sonra ilk iş olarak cizye vergisini kaldırdı ve bu verginin patrikhaneler eliyle cemaatleri adına toplanmasına karar verdi.
İslâm hukukunda cizye iki türlüdür. Barış yoluyla konulan cizye: Bunun miktarı, anlaşma esaslarına göre uygulanır. Taraflar tek yanlı iradeyle cizyenin miktarını değiştiremezler.
İslâm devleti tarafından doğrudan doğruya konulan cizye: Müslümanlar kendi güçleriyle bir düşman ülkesini ele geçirirler ve Müslüman olmayan halkını yurtlarında "tebeaa" olarak bırakırlarsa, bunlara miktarı İslâm devletince belirlenen cizye vergisi konulur.
Cizyenin bir kimseden alınabilmesi için bu kimsenin akıllı, hür, sağlıklı, erginlik çağına ulaşmış erkek olması şarttır. Bu nedenle akıl hastaları, bunaklar, çocuklar, kadınlar, köleler, kör ve topallar, çok yaşlılar, yıl içinde altı aydan fazla bir süreyle hasta olanlardan cizye alınmazdı. Çünkü cizye, savaşmaya durumu uygun olan Müslüman olmayan erkeklere ait bir yükümlülüktür.
Cizyenin miktarı, yükümlülerin ekonomik durumları dikkate alınarak belirlenir. Geçmiş devirlerde devlet tarafından konulan cizyenin miktarı için yükümlüler zengin, orta hâlli ve fakirler olarak üç sınıfa ayrılmıştır. Bu sınıflardan gelir durumlarına göre cizye alınmıştır.