Bir devletin yabancı devletlerle kurduğu ilişkilerin ve bu ilişkilerde kullandığı, başvurduğu yöntemlerin tümü. Diplomasi, devletler hukukuna dayanır; amacı, anlaşmazlıkları, zora başvurmadan, barışçı yollardan çözümlemektir. Diplomasi, devletlerin birbirlerinin ülkesinde bulundurdukları diplomatlar aracılığıyla yürütülür. Diplomatlar; büyükelçiler, delegeler, ataşeler gibi dışişleri görevlileridir. Bununla birlikte I. Dünya Savaşı'ndan sonra yüksek düzeydeki diplomatik ilişkilerin doğrudan doğruya ilgili bakanlar, başbakanlar ve devlet başkanları düzeyinde kişisel temaslarla yürütülmesi geleneği yerleşmiş gibidir. Diplomasi görüşmeleri, anlaşmalar yapma ya da ittifaklar kurmayla sonuçlanır. Bu kurum, devletler kadar eski bir kuruluştur. Babil ve Mısır gibi eski devletlerde, Yunan şehir devletlerinde ve Roma'da bazı durumlarda özellikle haber iletmede, karşılıklı elçiler gönderilirdi. Genel olarak, bu elçiler iyi karşılanırdı, fakat kimi zaman da getirdikleri haberler ya da öneriler suç sayılır ve buna göre cezalandırılırlardı. Orta Çağ'ın ilk yıllarında, devlet başkanları, ya doğrudan doğruya kendi aralarında ya da mektup getiren din adamı veya sivil elçiler aracılığıyla müzakereler yaparlardı. Daimî elçilikler yoktu. İtalya'da 12. yüzyılda, yarımadanın kuzeyindeki Venedik, Cenova, Floransa ve Tisa gibi kent devletlerinde ekonomik nedenlerden dolayı, birbirleri yanında konsoloslar bulundurmak göreneği doğdu. Yine bu yerlerde, 15. yüzyılda ilk olarak, dış ülkelerde bulundurulan daimi özel görevli kurullar görülmeye başlandı. Rönesans ve Reformla birlikte milliyetçilik fikri de doğdu. Siyasal ilişkiler, ekonomik ilişkilerle ilintili hâle geldi. Sürekli ordularla devamlı büyükelçiliklere gereksinim duyuldu. Papa X. Leo dış temsilcilikler kurdu. İngiltere, Alman imparatoru ve Osmanlı padişahı da bu yoldan yürüdüler. 17. yüzyılda XIV. Louis katında güven belgesi taşıyan (acrédite) elçilerin sayısı ancak altıyı buluyordu. Büyükelçiye karşılık olan "ambassadeur" deyimi ancak 18. yüzyılda kabul edildi. 19. yüzyılda kongre denilen diplomatik toplantılar yapıldı (Erfurt, Viyana, Paris, Berlin kongreleri). II. Dünya Savaşı, uluslararası karakter taşıyan kurumların doğmasına neden oldu. 1919'da Cemiyeti Akvam ve 1945'te onun yerine Birleşmiş Milletler Teşkilatı kuruldu. Bugün, diplomasi her ülkenin politikasında büyük ve önemli yer tutar. Her elçi, kendi ülkesinin başkanının temsilcisi sayılır. Diplomatların, bulundukları ülkelerde, karşılıklı olarak, özel dokunulmazlıkları vardır.