Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin orta bölümünde il ve bu ilin merkezi olan kent. Yüzölçümü 15.400 km2 olan il toprakları, 37º30' ve 38º43' kuzey enlemleriyle, 40º37' ve 41º20' doğu boylamları arasında kalmaktadır. İlin doğusunda Batman, Muş; güneyinde Mardin, batısında Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya; kuzeyinde de Elazığ ve Bingöl vardır. Kuzeyde Güneydoğu Toroslar, batıda Karacadağ ve güneyde de, batı-doğu yönünde yayılan ve "Mardin Eşiği" adı verilen kitle arasında kalan Diyarbakır ili toprakları, ortasından Dicle Irmağı'nın geçtiği çanaklaşmış bir havzadır. İlin en yüksek tepesi denizden yüksekliği 2.830 metreyi bulan Anduk Dağı'dır. İlin öteki önemli yüksekliklerini ise Berbikif (2.593 m) ve Şeryakşan (2.564 m) dağları oluşturmaktadır. Diyarbakır ilindeki ovalar, Dicle Irmağı'na karışan dere ve çayların vadilerinde zincirleme bir sıra biçimindedir. İldeki önemli ovalar arasında Gevran, Karahan, Diyarbakır, Kiki ve Behremki ovaları sayılabilir. Daha çok steplerle kaplı olan Diyarbakır Havzası'ndaki yaylalar, havzanın kuzeyinde, doğusunda ve batısında yer alır. Diyarbakır'ın en önemli akarsuyu Dicle'dir. İlin, çoğunluğu Dicle'ye dökülen öbür akarsuları arasında ise, Batman Çayı, Ambar Çayı, Kalhane Suyu, Sinek Çayı, Sinan Suyu ve Çüngüş Çayı sayılabilir. Diyarbakır ilinde sert bir kara ve yarı kurak yayla iklimi egemendir. İlde yazlar çok sıcak geçer. İl merkezinde yılın en sıcak ay ortalaması 30.5º'dir (maksimum 45.9º). Kışlar ise Doğu Anadolu'ya oranla daha ılık geçmektedir. En soğuk ay ortalaması da 1.8º'dir (minimum -24.2º). Yıllık yağış tutarları, Güneydoğu Toroslar'dan Suriye sınırına doğru düzenli şekilde azalır (Lice 1.194, Kulp 1.105, Ergani 721, Silvan 730, Diyarbakır 496 mm). Kar yağışlı gün sayısı ile karın kalış süresi Doğu Anadolu'ya göre çok daha azdır. Bu durum, karasallığına karşın, kuzeye kapalı oluşuyla ilgilidir. Egemen doğal bitki topluluğu otsu bozkırdır. Ağaca su boylarında, ormana ise kuzeydeki dağlık kesimlerde rastlanabilir. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. Tarım ürünleri çeşitli değildir. Ekili yerlerin büyük bir bölümünün tahıla ayrılmış olması bunu açıkça gösterir. Ancak, bu kadar geniş yer kaplamasına rağmen tahıl ve baklagil üretimleri Türkiye ölçeğinde dikkati çekecek bir düzeyde değildir. İlde yetiştirilen başlıca bitkisel ürünler buğday, arpa, darı, pirinç, mercimek, pamuk ve tütündür. Kavun, karpuz ve üzüm üretimi de önemlidir. Meyvecilik fazla gelişmemiştir. Sanayi bitkilerinden de pamuk, tütün, keten ve susam yetiştirilir. İlde sulama kaynakları zengin olmasına karşın, sulama tesisleri çok azdır. Diyarbakır, imalat sanayiinin geri düzeyde olduğu illerden biridir. İl imalat sanayiinde en çok yoğunlaşılan sektörler gıda, içki, tütün ve dokumadır. Yeraltı kaynakları içinde, Türkiye üretiminin yarısına yakınını oluşturan ham petrol ile linyit önemli yer tutur. Eskiden beri Güneydoğu ve Doğu Anadolu'nun bir bölümünün önemli ticaret merkezlerinden biri olan Diyarbakır'da ticarete konu olan başlıca sanayi ürünleri rakı, pamuklu dokuma, et ve süt ürünleri, yem ve bakır eşya, tahıl, baklagiller ve canlı hayvandır. Diyarbakır, öteki bölgelerle hava, kara ve demiryolu ile bağlantı sağlar. Elazığ yakınındaki Yolçatı'da, Muş-Tuğ-Van-İran sınırı ana demiryolundan ayrılan bir kol, Maden-Ergani üstünden Diyarbakır'a gelir; buradan doğuya yönelerek Bismil-Garzan'dan geçip Kurtalan'a ulaşır. En önemli iki ana karayolu, Elazığ-Diyarbakır-Mardin-Suriye sınırı ve Çukurova'dan gelerek Gaziantep-Şanlıurfa üstünden Diyarbakır'a ulaşan ve buradan da Silvan-Bitlis'ten geçerek Van Gölü kıyısına varan yoldur. Diyarbakır çağlar boyunca daima bir konak, bir kale, depo ve ticaret merkezi olmuştur. Burası İ.Ö. 3000'lerde, Subartu adıyla anılıyordu. Bölgenin ilk uygar kavmi Hurriler ve onların bir kolu olan Mitanniler idi. Ülke İ.Ö. 14. yüzyılda Asurluların eline geçti. İ.Ö. 775'te Asur Kralı Salmanassar'ın ölümünden sonra, Urartu Kralı İspuinus o tarihlerde Amid adı verilen kente egemen oldu. Ancak, Urartular, bölgedeki egemenliklerini sürdüremediler. İ.Ö. 736'da Amid yeniden Asurluların eline geçti. İ.Ö. 653'te İskitlerin yerleştikleri kent 625'te Medlerin, İ.Ö. 550'de de Perslerin egemenliği altına girdi. İmparator III. Darius'un İskender'e yenik düşmesi üzerine Diyarbakır ve çevresi de İskender'in yönetimi altına girdi. Kent İ.Ö. 255'e kadar Part Devleti sınırları içinde kaldı. Daha sonra Roma egemenliği altına giren kenti İ.S. 359'da Sasanîler aldı. 395'te Bizans'a bağlandı. Halife Ömer zamanında, 639'da Arapların eline geçti. 930'da Hamdanilerin kentte egemenlik kurdukları dönemden sonra sırasıyla Büveyhoğulları, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Suriye Selçukluları, İnaloğulları, Hasankeyf Artukluları, Mısır ve Şam Eyyubileri, Anadolu Selçukluları, İlhanlılar, Mardin Artukları, Timur ve Şah İsmail'in egemenlik kurduğu Diyarbakır, Çaldıran Savaşı'ndan sonra 1515'te Osmanlı yönetimine katıldı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin, Gaziantep'ten sonra ikinci önemli kenti olan Diyarbakır iki kısımdan meydana gelir: Surlar içinde kalan, kalesi, birçok eski yapıtı ve tarihsel kapılarıyla eski Diyarbakır ve Cumhuriyet döneminde eski kentin kuzeyine doğru genişleyen, geniş, ağaçlı caddeleri, alanları ve yeni yapılarıyla tamamen modern bir görünüş kazanan yeni Diyarbakır. Kente, Diyarbekir yerine Diyarbakır adı 1937'de verilmiştir.