Güneş sistemi içindeki 9 gezegenden biri. Güneş'e yakınlık bakımından Merkür ve Venüs'ten sonra gelen Dünya'nın, Güneş'e olan uzaklığı 149.600.000 km.dir. Kutuplarda basık, ekvator bölgesinde biraz şişkin olan Dünya'nın ekvator bölgesindeki çapı 12.756 km, kutuplarda ise 12.754 km'dir. Ekvator çevresinin uzunluğu yaklaşık 40.070.370 metredir. Yüzölçümü 509.950.000 km2 olup bunun denizlerle kaplı kısmı 361.128.000 km2, karalar ise 148.822.000 km2dir. Karalar coğrafya bakımından, Afrika, Amerika, Avrupa, Asya, Okyanusya adlarında beş anakaraya ayrılmıştır. Dünya'nın oluşumu hakkında çeşitli görüşler ortaya atılmakla birlikte günümüzden 4,6 milyar yıl önce Güneş'ten bilinmeyen bir nedenle kopup ateşten bir küre hâlinde, Güneş çevresinde dönmeye başladığı tartışılmamaktadır. Dünya milyonlarca yıl boyunca soğumaya devam ederken, ağır maddeler Dünya'nın merkezine doğru inmiş ve çekirdeği oluşturmuştur. Daha hafif olan hidrojen, oksijen, azot vb. gazlar, suyu ve atmosferi oluşturmuştur. Yaşamın başlamasından sonra Dünya atmosferindeki oksijen miktarı bugünkü düzeyine erişmeye başlamıştır. Dünya üç kısımdan oluşmaktadır: Atmosfer (havaküre), hidrosfer (suküre) ve litosfer (taşküre). Atmosfer de çeşitli katmanlara ayrılmaktadır; yeryüzünün hemen üstündeki atmosferde %78 azot, %20 oksijen gazları bulunur; ayrıca argon, neon, kripton, helyum, ksenon gibi asal gazlar da gittikçe azalan oranlarda yer alır. Dünya üzerinde bulunan denizler ve göller hidrosferi oluşturur. Litosfer de çeşitli katmanlardan oluşmaktadır: Silisli ve alüminyum silikatlı kayaçların çoğunlukta olduğu ilk katman "Sial" adını alır. Kalınlığı yaklaşık 60 km kadardır. Sial'in üzerinde, kalker, granit gibi maddelerin ufalanmasından oluşan ince bir toprak katmanı bulunur. Sial'in yoğunluğu 2,5-3'tür. Derinlere doğru inildikçe sıcaklık arttığından Sial katmanının altında 2.000°C'ın üstünde bir sıcaklık olduğu tahmin edilmektedir. Sial'in altında "pirosfer" (ateşküre) denilen ve esas olarak silisli ve magnezyumlu maddelerden oluştuğu için "Sima" adını da alan 1.200 km kalınlığında ergimiş maddelerden oluşan katman gelir. Bunun ortalama yoğunluğu 3,1-4,75'tir. Pirosfer (magma) ile dünyanın çekirdeği sayılan "barisfer" (ağırküre) arasında 1.700 km kalınlığında nikel, demir, silisyum ve magnezyumdan oluşan "Nifsima" adında ve yoğunluğu 5 olan bir katman daha vardır. Dünya'nın çekirdeği, yüksek basınç ve sıcaklık altında kısmen katı bir küredir. Büyük kısmı nikel ve demirden oluştuğu için "nife" de denilen barisferin yoğunluğu 9,91-12,2 arasındadır. Nikel ve demirden oluşan katmanlar, Dünya'nın kendi etrafındaki dönüşünde dinamo etkisi yaparak bir manyetik alan doğurmaktadır. Bu manyetik alanın kutupları, coğrafî kutuplarla aynı noktalara rastlamaz. Güneş'ten gelen proton ve elektron akımları Dünya'nın manyetik alanını etkiler. Dünya'nın kendi çevresinde ve Güneş çevresinde olmak üzere iki hareketi vardır. Gece-gündüz ve mevsimler bu hareketlerin sonucudur. Dünya, kendi çevresinde yaptığı birincil hareketi 23 saat 56 dakika 4,095 saniyede tamamlar. Bu hareketindeki dönüş hızı, ekvator çevresinde dakikada 27 km, Alaska enleminde 10 km kadardır. Güneş çevresinde yaptığı ikincil hareketiyse 365 gün, 5 saat, 48 dakika 46 saniyede tamamlar. Güneş çevresinde, odaklardan birinde Güneş bulunan, 949.000.000 km uzunluğunda, elips şeklinde bir yörüngesi vardır. Bu yörüngedeki hızı saatte ortalama 107.000 km.ye varır. Nihayet, Dünya bütün Güneş sistemiyle birlikte Herkül burcuna doğru saatte 72.000 km.lik bir hızla dönmektedir. Dünya hakkında insanların bilgileri uzun zaman gelişmeden kalmış, eski Mısır, Hint ve Yunan'da, Dünya çeşitli biçimlerde düşünülmüştür. Nihayet 16. yüzyıldan sonra denizciliğin ve astronominin gelişmesiyle Dünya'nın küre şeklinde olduğu anlaşılmış, yerçekimi ve Dünya'nın hareketleri bulunmuştur. Bundan yüzlerce milyon yıl önce Dünya'da yaşam başladıktan sonra sayılamayacak kadar çok bitki ve hayvan türleri ortaya çıkmış, sonuçta bundan 1 milyon yıl önce ilk insan gelişmiştir. Teknik ilerledikçe insan topluluklarının sayısı da artmış ve bugünkü çağdaş toplumlara ulaşılmıştır. 17. yüzyılda yarım milyar kadar olduğu sanılan Dünya nüfusu, iki yüzyıl sonra 1 milyarı aşmış; tıp ve tekniğin gelişmesiyle de günümüzde (2000) yaklaşık 6 milyara ulaşmıştır.