(Ar.: Mağrib-ül-Aksan, Fr.: Maroc, İng.: Morocco, İsp.: Marruecos), Afrika'nın kuzeybatı köşesinde, Akdeniz ile Atlas Okyanusu arasında devlet. Kuzeyde Cebelitarık Boğazı ve Akdeniz, batıda Atlas Okyanusu, doğu ve güneyde Cezayir ve güneydoğuda Batı Sahrası ile sınırlanır. Başlıca kentleri arasında başkent Rabat (nüfusu 556.000, çevresiyle birlikte 705.000) Casablanca, (Kazablanka, Ar.: Darülbeyde), Marakeş (Marrakeş), Fas, Meknes, Vuşda, Safi, Tanca ve Tetuan sayılabilir. Resmî dil Arapçadır. Halkın %98'i Müslümandır. Nüfusun çoğunluğunu Berberiler ve Araplar oluşturur. Yabancıların sayısı bağımsızlıktan sonra azalmıştır. Atlas Okyanusu kıyılarında yer alan alçak ovalar dışında, Fas bir yüksek platolar ve dağlar ülkesidir. Kuzeyde, Akdeniz'e paralel Rif Dağları, bunların güneyinde Taza Çukurluğu, daha güneyde, aralarında yüksek platolar bulunan Atlaslar'ın birkaç sırası (Orta Atlaslar, Yüksek Atlaslar ve Anti Atlaslar) yer alır. Fas'ın en yüksek doruğu olan Cebel Tubkal, Yüksek Atlaslar üzerindedir (4.165 m.). Atlas Okyanusu'ndan gelen nemli rüzgârlara açık Batı Fas iç kesimlere ve doğuya oranla sıcaklık ve yağış açısından daha elverişlidir. Toprak verimliliğinin diğer bölgelere oranla daha yüksek olduğu bu bölgede, nüfus daha kalabalık ve ekonomi daha gelişmiştir. Irmaklar üzerinde son yıllarda kurulan barajlar, bu sulardan yararlanma olanaklarını artırmıştır. Ekonomi ve halkın sosyal koşulları bakımından geri kalmış bir ülkedir. Son yıllarda yeraltı kaynakları üretiminin ve dışsatımın artmasına ve sanayileşme çabalarının yoğunlaşmasına karşın, ekonominin en önemli kesimi yine tarımdır. Başlıca tarım ürünleri, tahıl (yıllık buğday üretimi 2, arpa 2-3 milyon ton), turunçgiller ve öteki meyveler (incir, üzüm, hurma), sebzeler (özellikle domates), pamuk ve şekerpancarıdır. Balıkçılık, hayvancılığa oranla daha ileridir. Manganez, kobalt, kurşun, çinko, demir cevheri, kömür ve fosfat gibi yeraltı kaynakları işletilir. En önemli yeraltı kaynağı fosfattır. 1975'te 18 milyon ton olan fosfat üretimiyle fosfat dışsatımında dünyada birinci sırayı aldı. Endüstrinin başlıca kollarını besin, dokuma ve çimento uluşturur. Geleneksel el sanatları içinde halıcılık ve dericilik dikkati çeker. Başlıca dışsatım ürünlerini önem sırasıyla fosfat, turunçgiller, balık ve balık konservesi, sebze (özellikle domates), şarap ve maden cevherleri oluşturur. Son yıllarda ülkeye yılda ortalama 2 milyon turist gelmektedir. İ.Ö. 3. yüzyılda Fas'ın kuzey bölümünde Mağripliler ve güneyinde de şimdiki Berberilerin atası olan Gaetuliler yaşıyorlardı. Mağriplilerin Moritanya Krallığı İ.S. 40 yılında Romalılar tarafından ilhak edildi. Ancak dağlıların baskısı sonucunda Romalılar Lukkos'a kadar geri çekildiler (285). Vandallar Roma egemenliğine son verdi. 683'te Müslüman Araplar Fas'ı istilâya başladılar ve Musa bin Nusayr (702-711) zamanında Atlas Okyanusu'na kadar tüm ülkeyi fethettiler. 8. yüzyılda İdrisiler, ilk Fas Devleti ile aynı adı taşıyan ünlü tarihî kenti kurdular. Endülüs Emevîleri, Fatımîler, Ziriler, Murabıtlar, Muvahhitler, Merimiler, Sadi Şerifleri, Hasemi Şerifleri, zamanımıza kadar Fas Devleti'ne egemen oldular. Osmanlı Devleti 16. yüzyılın son yarısında Fas'ı egemenliği altına aldı. Ancak uzun zaman elinde tutamadı. 17. yüzyılda Fas'ın yüzölçümü 3.000.000 km2 ve nüfusu 9 milyondu. Avrupa'da yalnız beş devlet, Fas devletinin nüfusundan fazla bir nüfusa sahipti. Ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında Fas, Batı Afrika'daki tüm sömürgelerini kaybetti. Fas, 20. yüzyılın başlarında, batılı devletlerin bir rekabet alanı oldu. Almanya, İspanya, ABD, Fransa, İngiltere, İtalya ve Rusya'nın katıldığı 1906 Algesiras Konferansı'nda, Fas üzerinde uluslararası bir koruma statüsü kurulması düşünüldü. Ancak bu konuda özellikle Fransa ile Almanya anlaşamadı. Bu konferanstan kısa bir süre sonra Fas, 1912'de resmen Fransa koruması altına girdi. Kuzeyde Rif bölgesiyle güneyde İfni ve Tarfaya bölgeleri İspanya'nın etki alanında kaldı. Bağımsızlık hareketleri iki dünya savaşı arasında başladı ve II. Dünya Savaşı sırasında güçlendi. Fransızların zaman zaman aldıkları sert önlemlere rağmen Fas 1956'da bağımsızlığını kazandı. Bağımsızlığı izleyen yıllarda bugünkü siyasal sınırlar saptandı. Tanca, uluslararası liman statüsünden çıkarılarak bir Fas kenti oldu. İspanyollar Septe ile daha doğuda, Cezayir sınırı yakınında Melilla limanları dışında Rif bölgesinden ve güneydeki İfni ve Tarfaya bölgelerinden çekildiler. 1970'li yılların ortalarından başlayarak bir sorun olmaya başlayan Batı Sahra Bölgesi'nin kuzey kesimi, 1975 yılında Fas tarafından işgal edildi. Bölgenin bağımsızlığı için savaşan Polisario gerillaları ile Fas hükümeti arasındaki çatışmalar yer yer sürdü ve 1979 yılında Fas, bölgenin tamamını işgal etti. 1980 Kasım ayında ise Batı Sahra'nın fosfat bakımından zengin kesimini kapsayan bölgesi, 500 km. uzunluğundaki bir savunma hattıyla Fas denetimine alındı. 1981 yılında, Batı Sahra sorunu nedeniyle yükselen askerî harcamaların yaşam düzeyini büyük ölçüde düşürdüğü ve temel gıda maddelerinin fiyatlarının hızla arttığı gerekçesiyle, sosyalist sendika CDT tarafından bir genel grev ilân edildi. Polis ve askerî birlikler ile işçilerin çatışmasına dönüşen genel grev sonucunda, resmî olmayan rakamlara göre 637 kişi öldü, 4.000'den fazla kişi yaralandı. 1981 Haziranı'nda, Kral Hasan, Sahra sorununu Afrika Birliği Örgütü ve Birleşmiş Milletler'in denetiminde yapılacak "kontrollü bir referandumla" çözümlemeye hazır olduklarını bildirdi. Aynı yılın Şubat ayında ise Fas, Afrika Birliği Örgütü'nün toplantısında 26 üyenin Sahra Demokratik Cumhuriyeti'ni tanımasını protesto ederek, örgüt toplantılarını boykot edeceğini açıkladı. 1982'de de Sahra Demokratik Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler'e kabul edilmesi Fas için diplomatik alanda bir yenilgi oldu. Kral Hasan 1986'da Arap Birliği başkanlığından ayrıldı. Eylül 1991'de BM gözetiminde bir ateşkeş başlayacak ve Fas bölgenin kendi geleceğini belirlemesi için bir referandum yapılmasını kabul edecekti. 1987'de GATT'a giren ilk Maÿgrib ülkesi olan Fas, fosfat fiyatlarının düşmesinin ve ticaret yaptığı ülkelerin korumacı önlemlerinin yarattığı güçlüklerin ortasında, ekonomisine yeniden dinamizm kazandırmanın yollarını aramaktadır (kamu harcamalarının azaltılması, dış borçların yeni bir takvime bağlanmasının sağlanması, özelleştirmeler, sanayi yapısının modernleştirilmesi). Öte yandan Fas Ortadoğu'da barış sürecini hızlandırmak için çaba harcayarak uluslararası sahnede önemli bir rol oynamaktadır.Bunlara koşut olarak 1991'de, 1973'ten beri hapiste olan siyasî tutukluların salıverilmesine ve 1992'de gerçekleştirilen bir anayasa değişikliğiyle rejimin demokratikleştirilmesi yolunda adımlar atıldı. 1997'de ilk kez olarak Temsilciler Meclisi'nin tüm üyeleri genel oyla belirlendi. 1998'de Kral II. Hasan sosyalist muhalefetin liderini başbakanlığa getirdi. 6 eylül 1999'da II. Hasan öldü ve yerine oğlu Muhammed, VI. Muhammed adıyla tahta geçti.Birleşmiş Milletler'in araştırmalarına göre, Fas'ta toplam nüfusun 2/3'ünü oluşturan 7.000.000 kişi, mutlak yoksulluk sınırından altında yaşamaktadır.
(Ar.: Mağrib-ül-Aksan, Fr.: Maroc, İng.: Morocco, İsp.: Marruecos), Afrika'nın kuzeybatı köşesinde, Akdeniz ile Atlas Okyanusu arasında devlet. Kuzeyde Cebelitarık Boğazı ve Akdeniz, bat...
Fas Ülkesi
- fas ülkesi
- hakkında bilgi
- ile ilgili
- fas şehirleri
- Marakeş
- Fas
- Meknes
- Vuşda
- Safi
- Tanca
- Tetuan
- Atlas Okyanusu
Sayfada Fas Ülkesi hakkında bilgiler sunulmaktadır, diğer bilgilere de bakabilirsiniz...
Fas Ülkesi Hakkında Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Fas Ülkesi ile ilgili bilgiler, hakkında kısaca yazı