İslâmda Ali ile Muaviye'nin halifeliği konusundaki anlaşmazlığı çözümlemek için hakem atanmasına karşı çıkanlar. Haricîlerin ortaya çıkmasına neden olan olay, Ali ile Muaviye yanlıları arasındaki Sıffin Savaşı'dır (658). Haricîler, Ali'nin hakemi kabul edip Sıffin Savaşı'nı sona erdirmesini protesto ederek ondan ayrıldılar. Ali'nin tüm çabalarına karşın görüşlerinden dönmediler. Bunun üzerine Ali, Nehrevan'da toplanan Haricîlerin üzerine yürüdü. Yapılan savaş sonucu Haricîlerden çok kişi kurtuldu (17 Temmuz 658).
İslâmın huzura kavuşması, aralarındaki çatışmaların son bulması için Ali'yi, Muaviye'yi ve hakemliği kötüye kullanan Amr ibnül As'ı öldürmeyi kararlaştıran Haricîler, yalnız Ali'yi Kûfe mescidinde sabah namazı kıldırırken öldürmeyi başarabildiler. Muaviye ve daha sonra gelen Emevî halifeleri döneminde Haricîler zaman zaman ayaklandılar ve başarılı oldular. Bazı kentler bir süre Haricîlerin eline geçti.
Ancak Emevîlere karşı ayaklanan Haricîler siyasî bir grup olmaktan çıktı. Haricîlik bir mezhep hâline dönüştü. Abbasîler devrinde Haricîler pek varlık gösteremediler. Bu devirden sonra Haricîlik sönük bir mezhep olarak kaldı. 8.-10. yüzyıllar arasında Kuzey Afrika'da oldukça yaygındı. Haricîliğin günümüzde kalan tek kolu İbaziye, Doğu Afrika'da Zengibar Sultanlığı'nın resmî mezhebidir. Oldukça tutucu olan Haricîler, kendilerinden olmayan herkesi kâfir sayarlar. Özellikle Ali'den başka Osman (üçüncü halife), Talha, Zübeyr, Ayşe ve Abdullah bin el Abbas da, Haricîlere göre kâfir sayılırdı.