Osmanlı Devleti ile Haçlı Ordusu arasında Niğbolu önünde yapılan savaş (25 Eylül 1396). I. Bayezit döneminde Osmanlı kuvvetlerinin çok uzun süre Bizans'ı kuşatması, Balkanlar'da çok hızlı bir ilerleme göstermesi karşısında bir yandan papanın kışkırtmaları, diğer yandan Macaristan'ın kendini Osmanlı tehdidi altında hissetmesi üzerine Avrupa'da büyük bir Haçlı Ordusu hazırlandı ve Macaristan Kralı Sigismond'un komutasında 1396 baharında Osmanlı sınırlarını aştı.
Haçlı Ordusu'ndaki asker sayısı hakkında 100.000 ile 200.000 arasında değişen rakamlar ileri sürülmektedir. Haçlılar Tuna'yı geçip Vidin ve Orsova kentlerini alarak Niğbolu Kalesi önlerine geldiler ve kaleyi kuşattılar. Haçlıların sınırı geçtiğini İstanbul önlerinde haber alan I. Bayezit, yanındaki 10.000 kişiyle derhal harekete geçti. Anadolu ve Rumeli kuvvetleri padişaha Edirne'de katıldılar. Niğbolu Savaşı'na katılan Osmanlı Ordusu'nun asker sayısı hakkında 50.000 ile 60.000 arasında değişen rakamlar verilmektedir. Her iki ordu Niğbolu Kalesi önünde karşı karşıya geldi. Haçlı Ordusu'nda savaş öncesinde toplanan savaş meclisinde, Osmanlı savaş usullerini iyi bilen Macar Kralı Sigismond ihtiyatlı bir plân teklif etti. Sigismond'un bu plânına göre, önce Osmanlı Ordusu'na karşı Eflâk süvarileri öncü olarak gönderilecek, asıl Macar Ordusu yeniçerileri karşılayacak, Fransız şövalyeleriyse ihtiyatta kalacaktı. Fransız şövalyeleri savaşın en kritik anında Osmanlı merkezine yüklenerek, zaferi elde edeceklerdi. Ancak Osmanlı savaş usullerini bilmeyen ve düzenli, taktik plânlara dayalı savaş usullerinden çok, teke tek, Orta Çağ şövalye savaş kurallarına alışkın olan Fransızlar geri plânda kalmayı gururlarına yediremediler, daha savaşın başında gelişigüzel saldırıya geçtiler. Osmanlı savaş plânı gereğince merkezde yeniçeriler, onların sağ ve sollarında kapıkulu süvarileri ve kanatlarda da Anadolu ve Rumeli süvarileri yer almıştı. Fransız şövalyeleri saldırıya geçince, kısa süre içinde Osmanlı kıskacı içine düştüler. Macar Kralı Sigismond'un onları kurtarmak için yaptığı çabalar sonuç vermedi. Bunun üzerine Sigismond savaş alanını terk ederek memleketine çekildi ve Tuna'da bekleyen bir Venedik gemisine sığınarak İstanbul'a kaçtı. Fransız şövalyelerinin Kont Nevers (Korkusuz Jean) ve Philippe d'Artois gibi yüksek rütbeli komutanları esir oldular.