Ra sembolüyle gösterilir. Radyum, 1898 yılında Curieler tarafından pechblend (U3O8) adı verilen uranyum minerali üzerinde yapılan araştırmalar sırasında ortaya çıkarıldı.
Bulunuşu: Radyum, uranyumun radyoaktif olarak parçalanması sonunda meydana gelen ürünlerdendir. Bu yüzden dâimâ uranyum mineralleriyle birlikte, genellikle granitli kayalarda bulunur. Radyum ile uranyum miktarları arasında hemen hemen hep sâbit bir oran vardır. Bu nispet, yaklaşık 3.400.000 kısım uranyum başına 1 kısım radyum şeklindedir. 300 ton filizde 1 gram kadar radyum bulunur. Uranyum ve radyum bakımından en zengin filizler pechblend ve uraninit filizleridir. Önemli bir mineral Kolorada karnotitidir. Başlıca radyum kaynakları Avustralya, İngiltere, Almanya, Madagaskar, BDT, Güney Afrika, Çek Cumhûriyeti, Belçika Kongosu ve Portekiz'de bulunur. Nehir sularında, okyanuslarda ve diğer tabiî sularda mevcuttur.
Özellikleri: Radyum, toprak alkali grubu metallerindendir. Atom numarası 88, atom ağırlığı 226, erime noktası 700°C ve yoğunluğu takribi 6,0 g/cm3tür. Elektron dizilişi(Rn) 7 S2 olup bileşiklerinde 2+ değerliğini alır. Özellikleriyle baryuma benzer. Radyum beyaz renkli bir metal olup, çok kuvvetli radyoaktif özellik gösterir. Radyoaktivitesi uranyumunkinden 1 milyon kat daha fazladır. Radyoaktif özelliğinden dolayı kendi kendine helyum çekirdekleri vererek (a ışınları yayarak) radona dönüşür. Radyum ayrıca beta ve gamma ışınları yayar.
Diğer radyoaktif maddelerden farklı olarak çok uzun bir yarılanma ömrüne sâhiptir. Yarılanma ömrü 1690 senedir. Bunun mânâsı, aktifliği 1690 sene sonra başlangıçtakinin yarısına iner demektir. Diğer kısım da 1690 sene sonunda tamâmen bozulur. Halbuki Radon radyoaktif elementinin yarılanma ömrü 3,85 gündür. Radyum dönüşümleri, büyük bir enerji açığa çıkararak meydana gelir.
Elde edilişi: Radyoaktif uranyum mineralleri nitrat asidi ve sülfat asidi karışımı ile muâmele edilir. Buna ayrıca taşıyıcı vazifesi gören baryum ilâve edilir. Uranyum ve diğerleri çözünürken, baryum, radyum ve kurşun sülfatlarla silis artık olarak (bakiyede) kalır. Karışım filtrelerden geçirildikten sonra, sodyum hidroksitle kaynatılarak bir kısım kurşun sülfat ve silisten uzaklaştırılır. Sonra radyumlu kısım karbonat çözeltisiyle muâmele edilerek radyum ve baryum karbonatlar elde edilir. Bunlar da hidroklorik asitle muâmele edilerek kalan silis de filtre edilerek uzaklaştırılır. Sonra saflıkları arttırılmış karbonatlara hidrobromik asit katılarak, bromürlere dönüştürülürler. Bu son işlem, kısmî kristallendirme işlemidir. Çünkü radyum bromür, baryum bromürden daha az çözünür. Böylece teşekkül eden kristaller radyumca daha zengindir. Bu kısmî kristallendirme işlemi 10 defâ kadar tekrarlandığında 1000 kısım baryum başına, birkaç kısım radyum bulunan kristaller elde edilir. Bu bayağı bir zenginleşmedir. Çünkü başlangıçta 1.000.000 kısım baryum başına birkaç radyum bulunuyordu. Bu işlemler devam ettirelerek istenen saflığa (% 95'ten % 99'a) erişmiş radyum elde edilir.
Metalik radyum, Madam Curie tarafından radyum klorür (RaCl2) çözeltisinin cıva katot yardımı ile, elektolizi sonunda elde edilmiştir. Cıva ile malgama meydana getiren radyum, cıvanın vakumda uçurulması sonucu geriye kalır.
Kullanılışı: Radyum sâdece şuâlanma özelliği dolayısıyle kullanılır. Başlıca kullanma sahası tıpta kanser tedâvisidir. Radyumdan, endüstriyel radyografide geniş çapta istifâde edilir. Bu maksatla nâdiren saf olarak kullanılır. Genellikle sülfat tuzu şeklinde gümüş tüpler içerisinde kullanılır.
Düşük konsantrasyonlardaki radyumun çinko sülfürle olan karışımı luminesans bir madde yapar ve saat kadranlarında, karanlıkta okunacak işâretlerde vs. kullanılır. Radyumun berilyum ile olan bir karışımından, fennî çalışmalarda, özellikle petrol yatağı araştırmalarında faydalanılır. Radyoaktif elementler, genel olarak hadde fabrikalarında metal kalınlıklarının ölçü ve kontrolünde de kullanılır.