Eskiden kitap satanlara verilen ad. Matbaanın keşfedilip, basın işinde kullanılmasından önce kitaplar, elle yazılırdı. Bu işi, meslek edinen pek çok kişi bulunurdu. Bunların yazdıkları kitapları, dükkânlarda satma ilk defa 14.yüzyılda Bursa'da görüldü. Edirne başşehir olunca, sahaflık merkezi burada gelişti. Daha sonra İstanbul'da Kapalıçarşı'da pek çok sahaf (sahhaf) dükkânı açıldı. Bayezid Camii avlusundan Kapalıçarşı'ya giden yol üzerinde iki taraflı sahaflar çoğaldı. Bunlardan bir kısmı günümüzde de eski eserleri satmaktadır. Burası Sahaflar Çarşısı olarak hâla ziyaret edilir. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde 17. yüzyılda sahaf dükkânı sayısının 50, ulema hizmetinde bulunan, sahaf esnafı sayısının ise 300 olduğundan bahsedilir.
Kapalıçarşı'daki sahaf dükkânları Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra tamamen kapandı. Kitapçı dükkânlarının bir kısmı Bayezid Camii avlusunda bulunan Sahaflar Çarşısına; bir kısmı da Bâb-ı Âli Caddesi (Ankara Caddesi)' ne taşındı. Osmanlılar zamanında sabit sahaf dükkânlarının yanında, gezen, bohça ile kitap satışı yapanlar da vardı. Bunlara "bohçacı" denirdi. Bu kimseler konak ve evleri dolaşarak kitap satarlardı.Sahaflar, diğer esnaf teşekkülleri gibi loncaya mensuptular. Tamamen loncanın kurallarına tabiydiler ve kendilerine has tellal ve kâhyaları vardı. Sahaflar aralarındaki anlaşmazlıkları halletmek ve devlet dairelerindeki işlerine bakmak üzere bir başkan seçerlerdi. Buna, "sahaflar şeyhi" denirdi.