Sulak alanlarda yetişen bitki gruplarına verilen ad. Sığ göllerde çok geniş alanları kaplarken, derin göllerde yalnızca kıyılarda gelişme olanağı bulurlar. Bazı göller de, göl niteliğini kaybetmiş oldukları için, sazlık olarak isimlendirilir. Gerçekten de buralarda kıyıdan bakıldığında açık bir su alanı görülmez. Yolak adı verilen ve sazlar arasında ilerleyen dar su yollarından sazlığın ortalarına gelindiğinde, ayna adı verilen açık göl alanlarıyla karşılaşılır. Deniz kıyılarındaki akarsu deltalarında yer alan lâgünlerde ve iç bölgelerimizde bulunan tuzlu ve sodalı göllerde sazlıklar ya azdır ya da hiç yoktur. Bunun nedeni; tuzluluğun, sazlıkların gelişmesinde kısıtlayıcı, yoğun olması durumunda da engelleyici bir etken olmasıdır.
Kamışlar, kofa otları, kındıralar, arpacanlar da sazlarla birlikte aynı grup içindedir. Sazların aralarında, özellikle kıyıya yakın yerlerdeyse, gölün özelliklerine bağlı olarak nilüferler, şemsiye otları, yakı otları, süsenler, su ayrıkları ve benzeri sulak alan bitkileri yetişir. Bu bitki grubuna ismini veren saz, sulak alanlarda en yaygın olarak yetişen, uzun ve ince gövdesi üzerinde püskülü bulunan, yaprağı da gövdesi gibi ince olan bir bitkidir. Sazlar genelde uzun boylu bitkilerdir. Su dışındaki uzunlukları 1,5-3 metre arasında değişir. Ender de olsa, 4 metreye yaklaşan boyda olanları vardır. Saz, Türkiye'de doğal olarak yetişen en uzun boylu otsu bitkidir. Son derece sık ve boylu olarak yetişen sazlıklar, yetiştikleri sulak alanları dünyanın en üretken ekosistemleri hâline getirir. Ördekler, kazlar, balıkçıllar, dalgıçlar, yağmurcunlar, karabataklar, pelikanlar, düdükçünler, saz bülbülleri, martılar, kaşıkçı kuşları, çeltikçiler, sumrular, hepsi sulak alanları ve sazlıkları kendilerine yurt edinirler.