Osmanlı Devleti'nin, Bulgaristan'da bulunan Varna yakınlarında Haçlı ordusunu bozguna uğrattığı savaş (10 Kasım 1444). Bu savaş, Osmanlıların Balkanlar'daki durumunu güçlendirmiştir. Ayrıca, Avrupalıların İstanbul'un Osmanlıların eline geçmesini önleme çabaları sonuçsuz kalmıştır.
Polonya ve Macaristan kralı Wladyslaw ile Edirne-Segedin Antlaşması'nı imzalayan Osmanlı Hükümdarı II. Murat, tahtını 12 yaşındaki oğlu II. Mehmet'e (Fatih Sultan Mehmet) bırakarak Manisa'ya çekildi. Osmanlı tahtına deneyimsiz bir çocuğun geçtiğini öğrenen Avrupalılar, Türkleri Balkan topraklarından çıkarmak için bu fırsattan yararlanmayı düşündüler. On yıl süreli Segedin Antlaşması'nı bozmak için çalışmalara başladılar. Henüz antlaşmanın 50. gününde, Lehistan ve Macaristan krallığı, Hünyadi Yanoş komutasındaki ordusunu Osmanlı sınırına doğru harekete geçirdi. 10 bin kişilik Macar ordusu, Eflâk, Sırp, Hırvat, Leh, Alman ve İtalyan birliklerinin katılımıyla geniş bir Haçlı ordusuna dönüştü.
Düşman ilerleyişini görüşmek için Edirne'de toplanan Divân-ı Hümayun üyeleri, öncelikle II. Murat'ın ordunun başına geçmesi için görüş birliğine vardı. Ancak II. Murat, kendisine yapılan ilk çağrıyı reddetti. Bunun üzerine II. Mehmet, babası II. Murat'a bir mektup yazarak, kendisini padişah sayıyorsa devletini tehlikeden kurtarmak için ordunun başına geçmesini, kendisini padişah saymıyorsa sadık bir yurttaş olarak padişahın buyruğuna uyup yine ordunun başına geçmesini istedi. Bunun üzerine, Edirne'ye gelen II. Murat, ordusunu toparlayarak harekete geçti. Haçlı ordusuyla Osmanlı ordusu, Varna'da karşı karşıya geldi. Haçlı ordusu, savaşın başlangıcında üstün duruma geçti. Ancak, Macar Kralı Wladyslaw'ın Osmanlı okçuları tarafından öldürülmesinden sonra, Haçlı ordusu dağıldı ve ağır bir yenilgi aldı.
Varna zaferi, II. Mehmet'in tahtı babası II. Murat'a bırakmasına, Osmanlı Devleti'nin Avrupa topraklarında yerleşmesine ve Bizans İmparatorluğu'nun Türk kıskacı altında kalmasına yol açtı.