Bakterilerden daha küçük, çoğalmak için başka bir hücreye girmek zorunda olan varlıklara verilen ad. Ancak elektron mikroskobuyla görülebilirler. Bilim dünyasında canlı olup olmadıkları hâlâ tartışılmaktadır. Çünkü kendi başlarına bir metabolizmaya sahip değillerdir; yani enerji harcamazlar ve üretmezler. Konakladıkları hücrenin dışında kristal hâlde bulunurlar. Bu hâlde yüzyıllarca kalabilirler. Ancak canlı bir hücreye girdiklerinde kendi kalıtsal malzemelerini o hücreye kopyalatırlar. Bu işlemler için hücrenin organellerini kullanırlar. Böylece çoğalırlar ve hücreden çıkarlar. Genellikle hücreyi parçalayarak dışarı çıkarlar.
Çok çeşitlidirler. Bazıları kalıtsal malzeme olarak DNA, bazıları da RNA taşır. Bazılarının dış kapsülleri vardır, bazılarında yoktur. Bu şekilde sınıflandırılmaları yapılır.
Bazıları bilimsel çalışmalarda kullanılır. Örnek olarak; ışık çıkaran bir böceğin geni ayrılarak virüse bağlanır. Bu virüs domatese verilerek bu gen domatesin kalıtsal malzemesine bağlanır. Bu şekilde ışıklı domatesler elde edilmiş olur.
Virüsler çok değişik hastalıklara yol açarlar. Bunlardan bazıları AIDS, grip, sarılık ve uçuktur. Bulaşma yolları kan, tükürük ve beden sıvıları olabilir. Hapşırarak ya da öksürerek havaya saçılma yoluyla da olabilir. Fakat her virüs için bulaşma yolu farklıdır. Örnek olarak; AIDS virüsü yalnızca kan yoluyla bulaşırken grip virüsleri öksürme ve hapşırmayla da bulaşabilir.