Her türlü yapıyı, bağlı bulunduğu toplumsal-tarihsel özellikleri içinde değil de bütün olarak kendi içinde ve parçalarının karşılıklı konumuna göre kavramayı öngören öğreti, strüktüralizm. Yapısalcı bakış açısı dili, sanat yapıtını, toplum düzenini ve daha başka yapıları bağımsız ya da koşullanmamış birer sistem olarak görür ve bunların, kendi ögeleri arasındaki bağlarla kavranabileceğini düşünür. Çağdaş bir bakış olan ve toplumsal-tarihsel boyutu dışta tutmakla Marksist bakış açısına karşıt olan yapısalcılık en açık anlatımını ilkin dilbilimci Ferdinand de Saussure'ün öğretisinde bulmuştur. Buna göre her dil, yapılaşmış bir bütündür, tüm dilbilgisi tanıtlamaları zorunlu olarak yapısal tanıtlamalardır. Her dil, yapısalcı dilbilim anlayışına göre kendi özellikleriyle apayrı bir bütün oluşturur, özgül bir sistem olmakla değişik bir yapı ortaya koyar. Dilbilim alanında yapısalcı bakış açısını geliştirenler arasında Jakobson da sayılabilir. Saussure'ün öğretisi etnoloji bilgini Claude Lévi-Strauss'un görüşleriyle bütünlenir. Lévi-Strauss, etnolojiyi, düşünsel yapıların araştırılması olarak alır. Etnolojide en önemli araştırmalar düşüncenin gizli özellikleriyle ilgilidir. Öyleyse etnolojiyi bilinçaltı ruhsallığın bilimi diye de tanımlayabiliriz. Lévi-Strauss'un geliştirdiği yapısalcı anlayış, evrim düşüncesinin tümüyle dışında kalarak, her yapıyı indirgenemez bir sistem olarak değerlendirir. Yapısalcılığın bir açıklama yöntemi olarak edebiyata uygulanışında dilbilim modelinden yararlanılmıştır. İlkin Rus biçimcileri denilen Boris Tomaşevski, Viktor Sklovski, Roman Jakobson gibi araştırmacılar, çalışmalarını edebiyat olgusu üzerinde yoğunlaştırarak yapıta dönük bir anlayışla edebiyatın yapısını incelemeye yöneldiler. Daha sonra 1926'da V. Mathesius'un öncülüğünde kurulan Prag Dilbilim Okulu üyelerinin çalışmaları ve yapısalcılığın bir açıklama yöntemi olarak gelişip bağımsızlaşması, sanat, özellikle de edebiyat eleştirisi alanında etkili oldu. Roland Barthes gibi yazarların öncülüğünde gelişen bu eleştiri anlayışı, yapıtı kendisi olarak ögeleriyle kavrayıp değerlendirmeyi, bu arada toplumsal-tarihsel olanın dışta tutulmasını öngörmektedir. Ruhbilimde yapısalcılık, işlevsel ruhbilimin karşısında yer alır. İşlevsel ruhbilim zihinsel süreçleri dinamik açıdan ele alır, buna karşılık yapısalcı ruhbilimin yöntemi, ruhsal olguları, ögelerine (duyum, imge) ayırarak çözmeye, sonra bu ögelerin boyutlarını (yoğunluk, süre) belirlemeye dayanır. Böyle olmakla yapısalcı ruhbilim ayrıştırmalı ruhbilimdir. Psikanaliz alanında yapısalcılığın başlıca temsilcisi de J. Lacan'dır. Yapısalcılığı felsefe alanında geliştirenler arasında L. Althusser ve M. Foucoult'yu da sayabiliriz. L. Althusser, yapısalcılığı Marksist öğretiye uygulamaya çalışmıştır.
Her türlü yapıyı, bağlı bulunduğu toplumsal-tarihsel özellikleri içinde değil de bütün olarak kendi içinde ve parçalarının karşılıklı konumuna göre kavramayı öngören öğreti, strüktüralizm. Yapısalcı bakış açısı dili, san...
Yapısalcılık Nedir?
- yapısalcılık
- yapısalcılık nedir?
- yapısalcılık hakkında bilgi
- yapısalcılık ile ilgili
- J. Lacan
- L. Althusser
- M. Foucoult
Sayfada Yapısalcılık Nedir? hakkında bilgiler sunulmaktadır, diğer bilgilere de bakabilirsiniz...
Yapısalcılık Nedir? hakkında yorum yazın...
Yapısalcılık Nedir? hakkında yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Yapısalcılık Nedir? ile ilgili bilgiler, hakkında kısaca yazı