Yaşayan biri kalbini bağışlayıp hayatta kalabilir, tabii kendine yeni bir kalp nakledilmesi şartı ile.
Bu, ciddi akciğer sorunu olup da kalp sağlığı yerinde olan kişilerde olur. Kalp-akciğer nakli hastanın yaşama şansını artırır. Böyle bir hasta bunun karşılığında ihtiyacı olan birine kendi kalbini bağışlayabilir. Kalp cerrahı Sir Magdi Yacoub (şimdi profesör) “domino” transplantasyon denilen bu nakil ameliyatının ilkini 1987′de Birleşik Krallık’ta gerçekleştirdi. Gizlenmesini istediklerinden hastaların isimlerini bilmiyoruz. Aynı yıl içinde kistik fibrozis hastası Clinton House, ABD’nin ilk kalp bağışı yapan kişisi oldu. Kalbini John Couch’a bağışladı, ona da araba kazasında hayatını kaybeden, kimliği belirlenememiş birinin kalbi ve akciğerleri nakledildi.
Canlı donörden nakil ilk kez 1954′te Boston’da gerçekleşti. Tek yumurta ikizlerinden biri diğerine böbreğini bağışladı. Teorik olarak, kişi, tek bir böbrekle, tek akciğerle, karaciğer loblarından biriyle ya da pankreas ve bağırsakların bazı parçaları olmadan da yaşayabilir. Bunların arasında sadece karaciğerin kendini neredeyse tamamen yenileme özelliği vardır.
1896′da İngiliz cerrah Stephen Paget (1855-1926) Surgery of the Chest / Göğüs Cerrahisi adlı bir ders kitabı yazdı. Bu kitapta kalp operasyonlarının her zaman çok zor ve tehlikeli olacağını öngördü. Ama aynı yıl içinde Ludwig Rehn (1849- 1930) adındaki Alman cerrah, göğsünden bıçaklanan genç bir adamın kalbinin sol odacığındaki hasarı başarıyla giderdi. Bu, hastanın hayatta kaldığı ilk kalp ameliyatıydı, ama Rehn buna bir daha kalkışmadı. Cerrahi tıp, savaş zamanında kalbe saplanan şarapnelin bile orada bırakılması gerektiği görüşündeydi. II. Dünya Savaşı’na gelene kadar kalp ameliyatı neredeyse hiç duyulmamış bir şeydi.
Savaştan sonra hızlı bir gelişme yaşandı. Güney Afrikalı cerrah Christiaan Barnard (1922-2001), 1967′de Cape Town’da ilk kalp naklini gerçekleştirdi. Hasta sadece 18 gün yaşadı, ama günümüzde kalp nakledilen hastalar beş yıldan uzun yaşayabiliyor. Nakledilmiş kalple en uzun süre yaşayan kişi Dayton, Ohio’lu spor malzemeleri satıcısı Tony Huesman’dır. 2009′da, 51 yaşında kanserden hayatını kaybedene kadar 31 yıl nakledilmiş kalple yaşamıştır.
Bu gelişmeler, Birleşik Krallık’ta ölümün yasal tanımının değişmesine yol açtı. 1970′lere gelene kadar ölüm kalp atışı durduğunda gerçekleşmiş sayılırdı. Kalp nakillerinden sonra bu tanım beyin fonksiyonlarının kaybı şeklinde değiştirildi. Bu da cerrahlara atmaya devam eden bir kalbi ameliyat ile alma fırsatı verdi.
kalp bağışı kalp nakli organ bağışı organ nakli Kişi hayattayken kalp bağışı yapabilir mi? bunları biliyormusunuz ilginç bilgiler