18 Mart Çanakkale Savaşı 8 Şiiri | Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
18 Mart Çanakkale Savaşı 8
Dünya savaşı ile
Kaybedilmiş topraklar,
Kuşatılmış bir hâlde,
Dört taraftan düşmanlar…
Kara, hava ve deniz,
Acımasız düşmanlar,
Geçilmez Çanakkale’m,
Dünya Savaşı kadar…
Batı kaybedecekti,
Gücüm yeterli idi,
Türk gücü karşısında,
Düşman kaybetmeliydi…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
18 Mart Çanakkale Savaşı 8 eğitici şiirler çocuk şiirleri okul öğrenci şiirleri Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
18 Mart Çanakkale Savaşı 8 Şiiri Hakkında Yorum Yazın
18 Mart Çanakkale Savaşı 8 Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Çanakkale Zaferi Şiirleri
Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupalı"
Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya'yla beraber bakıyorsun ; Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da zuldür bu rezil istila...
Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,
Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.
Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?
Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam.
Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bir göğüslerse Huda'nın edebi serhaddi;
"O benim sun'-i bediim, onu çiğnetme" dedi.
Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makber'i kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe"desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyetler eder istiab.
"Bu, taşındır" diyerek Ka'be'yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsan oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.
Mehmet Akif ERSOY
Mehmet Akif ERSOY
Çanakkale Savaşı Şehitlerine
ÇANAKKALE SAVAŞI ŞEHİTLERİNE
ÇANAKKALEDE DÜŞTÜ ŞEHİTLER
ARKASINDAN AĞLADI ANNELER
NAZLANMADAN GİTTİLER
ANCAK ONLAR BİZİM İÇİN HAYATLARINI FEDA ETTİLER
KANLARINDAN BAYRAMIZI ELDE ETTİLER
ATAMIZ BAŞLATTI ONLAR DEVAM ETTİRDİLER
LAKİN ÇANAKKALE SAVAŞINDA ÖLDÜ UFAK ASKERLER
EMEK VERDİLER BİZİ HAYATA DÖNDÜRDÜLER
SAVAŞTA BAZEN DÖNEMEDİLER
AÇ SUSUS KALDILAR
VAZGEÇMEDİLER DEVAM ETTİLER
ASKERLER BİZE HAYATIMIZI VERDİLER
ŞANLI BAYRAĞI ELDE ETTİLER
IRMAKLARDAN SU YERİNE KAN AKTI ONLAR VAZ GEÇMEDİLER ŞAVAŞTI
İLAYDA KÖSEOĞLU
18 Mart Çanakkale Savaşı’yla 5
18 Mart milletim,
Zaferlerimiz için,
Sonraki evrelere,
Yüreklendiğim için…
Düşman geçmesin diye,
Yüz binlerce kahraman,
Vatanımız diyerek,
Şehit olduklarından…
Vatan yoksa olmuyor,
Milletim de kalmıyor,
Ne bir devlet şeklimiz,
Ne ruhumuz oluyor…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Çanakkale Savaşı 13
Bu öyle bir savaş ki,
Şehitler ile dolu,
Milletim dirense de
Kurtuluşumun yolu…
Çanakkale dışından,
Tehdit gerçekleşecek,
İstanbul’um içine,
Giren yine girecek…
İngilizler, Fransızlar,
Diğer milletler de var,
Yedi düvel milletle,
Savaş başlatacaklar…
Milletim daha güçlü,
Vatanı savunmada,
Güçlü devlere karşı,
Savaşı kazanmada…
Ata’mız dur diyecek,
Samsun’dan başlayarak,
Yedi düvel milleti,
Vatandan çıkartacak…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK