Eğitim Sitesi

19 Mayıs İle 2 Şiiri

19 Mayıs İle 2 Şiiri | Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

19 Mayıs İle 2

19 Mayıs ile
Gençlik ve Spor Bayramı,
Hem de tamamı ile
Tanımaktır Ata’mı…

Samsun’a bastığında,
Ayaklarıyla adım,
Erişilmez zekâyla,
Kurtulmuştu vatanım…

Milletim el eleydi,
Düşmanı kovmak için,
Alçak fikirler ile
Baş edilmesin niçin?

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

add

tag 19 Mayıs İle 2 eğitici şiirler çocuk şiirleri okul öğrenci şiirleri Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

19 Mayıs İle 2 Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

19 Mayıs İle 2 Şiiri Hakkındaki Yorumlar

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Şiirleri

19 Mayıs İle 5

19 Mayıs ile
Başlangıç sağlayarak,
Türk gücünün azmiyle,
Savunma başlatarak…

Ta baştan sona kadar,
Temizlik harekâtı,
Yedi düveli atıp,
Türk’ü rahatlatmaktı…

Ata’m vatan kurtardı,
Ata’m millet kurtardı,
Ata’m bilinç sağladı,
O, Türk’ün Ata’sıydı…

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

19 Mayıs 1919’la Ata’m 7

Seçenek tek idi,
İstanbul’dan ayrılmak,
Yurdu kurtarmak için,
Samsun’a kadar varmak…

Samsun’da çalışmalar,
Yönlendirme işleri,
Nerede ne kuvvet var,
Yok etme fikirleri…

Tüm ülke alanında,
Kurtuluş Savaşı’yla,
Baştan sona şekilde,
Görev tamamlamayla…

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

19 Mayıs 1919 Ve 101. Yıl

Hece ölçüsü ile 7+7’lik,
1919 dizelik bir incelik…

Ata’mızın izinden zaten hiç ayrılmadık,
Biz, işin bilincinde hazırladık ve yazdık…

Ata’m için az 1919 dize,
Her yıl 19 Mayıs bilinç vermeli size…

Yıl 1919 düşmanlarım çekilmiş,
Ata’mız tarafından tarihimiz değişmiş…

Dağılmak üzereyken düşman oyunlarıyla,
İşgal altında iken yalan dolanlarıyla…

Rab, bir Ata çıkarmış milletimin başına,
Yok, olmasınlar diye düşmanlar karşısına…

O, güveniyordu milletimizin gücüne,
Milletimin şanına Türk yürekliliğine…

Biz, kahraman millettik yüce tarihimizle,
Hem de merhametliydik Türk yüreklerimizle…

İşgaller başlayınca cebren ve hile ile
Zaten yorgun düşmüşüz hain düşüncelerle…

Ordularım dağılmış dört bir tarafımızdan,
Tersaneler geçilmiyor düşmanlarımızdan…

İşte o durumlarda bir Atatürk doğuyor,
Milletimin ruhundan milletimle oluyor…

Onu bir kez anmakla geçmişi yâd edelim,
Bu ruh nedir ne değil teselli edinelim…

Bilsen o düşmanları dersin, eğilmemişiz,
Güçleri karşısında yenik de düşmemişiz…

Dersin, bu Türk kuvveti yedi düveli yenen,
Korku mu duyacaktı üç beş gafil milletten?

Türk, ruhuyla kahraman her zalimi yenecek,
Mazlumsa koruyacak zulümse reddedecek…

Bu her şekilde mümkün tanı milletimizi!
Anıp yâd etmekle de tüm yiğitlerimizi…

Ata’mız ulu önder bayrağımız gibi Türk,
O, her şeyiyle vatan o hep yüce Atatürk…

Duygular asılı kalır ne kelime yazsam az,
Asırlar geçse dahi sevgim saygım azalmaz…

Tarihi aralarsan Atatürk unutulmaz,
Biz, yok edilmedikçe o akıllardan çıkmaz…

Aklın unutamadığı yüce hatıralarla,
Bin asır geçse dahi 19 Mayıslarla…

Yaşım varmasa dahi daha dün gibi o an,
Onunla duygulanır ağlarım zaman zaman…

Biz, el ele verdikçe neslimiz hep daimdir,
Fikri düşüncesiyle bu millet şereflidir…

101 yıl evvelinden 1919,
Düşmanlarımız gibi olmamışız onursuz…

Hatırlarsak geçmişi geçmemiş gibidir,
İçinde Ata’mız bu onur hepimizindir…

Samsun hedef alınmış düşman kuvvetlerce,
Tüm planlar programlanmış hain düşüncelerce…

Yabancılar yerleşmiş çöreklenme şeklinde,
Ata’mız hiç olmasa işgal düşüncesinde…

Dev bir mücadeleyle kurtuluşum başlamış,
Kurtuluş sonrasında tüm Dünyalı şaşırmış…

Yok, bunun izahı, kahramanlık ölçüsü,
Süper gücüz demişler çapulcular sürüsü…

Ata’m yalnız değildi kuvveti dağ kadardı,
Gök ehli buna dâhil izleyenler mi vardı?

Bu bir millet onuru ruh gönül işbirliği,
Bedenlerde közlenip Türk vatanseverliği…

Gerek kutlamalarla gerekse anmalarla,
19 Mayıs ruhumuz dev kahramanlıklarla…

Araştır ve fark et! 1919’u,
O yüce günlerine göstermeden tevazu…

Anla ki şerefimiz şahsiyet ve nam dolu,
Şehitlerin kanıyla kahramanlıklar yolu…

Genlerim Türkle dolu Türklükle şereflenmiş,
19 Mayıslarımla milletim yüreklenmiş…

Bir emsalimiz yoktur Türk şerefliliğiyle,
Türk, ün ve nam yapmıştır yürekliliğiyle…

Onurlu olduğundan tüm ülkeler sathında,
Aydın düşüncelerle fikirde, yaşantıda…

Zulüm düşüncemiz yok hainlik gütmemişiz,
Dik duruş, temelinde, baskılanır nefsimiz…

En uzaklardan bile ağlayana koşarız,
Mazlumlar ağlarken güçten yana çıkmayız…

Akıl, dersen boş değil, Türk zekâsından yana,
Mantık hesaplamakta yaslanır vicdanına…

İmanımız da vardır ALLÂH(c.c.c)’ın birliğine,
Hazreti Muhammed(s.a.v.)’in son peygamberliğine…

Gitmeyiz uzaklara can alma amacıyla,
Düşüncemiz merhamet varırız acımayla…

Sözümüzde dururken caydıramaz hiç kimse,
Hakikattir yolumuz biz, dürüstüz herkese…

Aynı anda samimi, şuurlu yeminimiz,
Dik duruşluluktandır merhamet temelimiz...

Ata’mızdan aldığımız şuurla bezendik,
Ta 101 yıl evvelinde yıkıntıdan dirildik…

Mertlik düşüncesiyle güçlendikçe güçlendik,
Şeref ile yoğrulmuş genlerle ilerledik…

Doğrularımız ile görmeyi gerektiren,
İlmi, bilmi yayarak çehreyi değiştiren…

Önyargı tanımadık can taşıyan kullara,
Haksızlık yapmamıştık bizden olmayanlara…

Sorun, dersen büyüktü savaşlardan çıkmıştık,
Hem yaralı hem hastaydık hem sefil hem açtık…

Dostlarımız da yok ki bizleri kayıracak,
Adaletle hükmedip gözetip kollayacak…

Kardeş ülkeler varsa öksüz yetim kalmışlar,
Yine de bizler için yardımda bulunmuşlar…

Milletimiz unutmaz dost komşularımızı,
Yardım düşünenleri dost kapılarımızı…

Yine de terk edilmiştik bir enkaz ortasında,
Osmanlı var ya da yok tüm her şey sıkıntıda…

Osmanlım hükümsüzdü itibarsızlaşmıştı,
İçten içe sarsılmış kuvveti kalmamıştı…

Bölünmüş, parçalanmış, uçlardan eksilmişti,
Sadece ata yurdum, o da eksilmekteydi…

Osmanlı’m bekliyordu, olacak olayları,
Emanet verir gibi, bölünen toprakları…

Sanki alın der gibi çaresizce tavırlar,
Antlaşmalar gereği el kaldıramamalar…

Kısaca Osmanlımız yorulmuş durumdaydı,
Bir tehdit taşımayan sembolik yapıdaydı…

Yapılan bir hesaptı sayfalar kapatılıp,
Vatan düşüncesinde seyirci kalınmayıp…

Ulus egemenliğiyle, Türk devleti kurmak,
Tam bağımsız şekilde temeli oluşturmak…

Onurlu insanlardan doğrulardan yanaydık,
Kırılabiliyorduk kırılgan yapıdaydık…

Gelmeden o günlere yenilgiler tatmıştık,
Büyük savaş sonrası kayıplar yaşamıştık…

Düzensiz şekillerde darmadağın olmuştuk,
Etraf çeteler dolmuş, aynı anda yoksulduk…

Devletler karar almış ki yerleşiyorlardı,
Toprak koparmak için fırsat kolluyorlardı…

Kalleş olduklarından mı alacaklar çoktu?
Topraklarımızda arlanma utanma yoktu…

Çünkü inançsızdılar adalete hukuka,
Korkak ve haindiler dürüstlüğe ve hakka…

Hayat hayat sahibi Türk istemiyorlardı,
İnsanlık kahrolsun Dünya bizim, diyorlardı…

Türk, istenmeyecekti yeryüzünün içinde,
Hak anılmayacaktı gerçekçi düşüncede…

Çünkü Türk bozuyordu adaletsizlikleri,
Türk kural koyup imar ediyordu her yeri…

Türk’ü tarihten silmek onların amacıydı,
Tümü birleşse dahi cesurlukları azdı…

Onlar, her kahpelikte her hainlikte aynı,
Kalleşlikte ileri akıtmakta her kanı…

Hainden yanaydılar, Türk, denildiği zaman,
Mert davranamazdılar diyene, sakın aman…

Zayıf bulduklarında üstüne yürümede,
Zor durumda olanı yok edebilmede…

Anadolu’msa kötü yetersizlik içinde,
Ordularım dağılmış tertipsiz şekillerde…

Kâh çeteler vuruyor kâh düşman katlediyor,
Çok yer işgal altında çare bırakılmıyor…

Giren ve çıkanlarca, itilip kakılmalar,
Kanunsuz ve kuralsız hak hukuk arayanlar…

Kargaşalar dorukta ses etmesen olmuyor,
Her ezilen bizlerden vatanımız gidiyor…

Sahipsiz yaşıyorduk işgaller arasında,
Sessizce ölüyorduk sokak ortalarında…

Dayanılacak yer yok yaslanamıyoruz da
Vatan yok olmamalı kalmalı tam yapıda…

Osmanlımız kuvvetsiz öksüz yetim şekilde,
Çözüm dersen yok gibi anlatılmaz bir hâlde…

Çıkmayı istiyorduk bu büyük kargaşadan,
Vatanı kaybetmeden şuursuz yaşamadan…

Vatan elden gitmekte altı oyulduğundan,
Yıkıldı yıkılıyor iç ve dış düşmanlardan…

Zayıflığımızdan mı düşmanlar içeride,
İşgal edilen yerler sıralanır ülkemde…

1919, seneleri gelmeden
Aylar içerisinde yapılan işgallerden…

Milletim usanmıştır pek toparlanamıyor,
Ata’mın kuvvetinden habersizce yaşıyor…

Ata’m el atacak bir düzen oluşturacak,
Ordusunu kuracak şuur aşılayacak…

Bir yetki gereğinden kıdem almak zorunda,
Yakında bulunacak ordusunun başında…

Bir müfettişlik ile Anadolu’m diyecek,
Askeriyem içinde kural geliştirecek…

Ordum ve milletimiz lidersiz kalmayacak,
Bu yüzden Anadolu’m Ata’mla kurtulacak…

Liderimiz komutan yani Ata’m olacak,
Mustafa Kemal Paşa’m akıllarda kalacak…

Bir vesile de gerek bir yerden tutmak için,
Dik duruşlu yaşamla oluşabilsin zemin…

Yoksa kaybedilecek yapılan işgallerden,
Osmanlı’nın halinden güç göstermemesinden…

Osmanlı’msa yıkılmış hükümsüz yaşamakta,
Her ne yapmış da olsa kuvvet sağlamamakta…

Emir dahi veremez sorun çıkmasın diye,
Yetkileri alınmış baş edebilsin niye?

Batılıyla iç içe eli kolu bağlanmış,
Her sözü susturulmuş içine kapatılmış…

İşte bu dönemlerde bir lider aranmakta,
Milleti kurtaracak her tür kahramanlıkta…

Ata’m, Türk kanı taşır, Rabbimize inanır,
Zaafa kapılmadan çözüm arayacaktır…

19 Mayıs günü başlangıç yapacaktır,
Kurtuluş savaşımız onunla başlayacaktır…

Vatanın her yerinde sıra sıra işgaller,
Bu denli esarete dayanamaz yürekler…

Göz atmak gerekirse işgal edilenlere,
Vatan köşelerinde işgalci milletlere…

Akılda kaldığınca dilimizin ucunda,
Belli sıra içinde yazalım aynı anda…

İngiliz güçlerince Musul, işgal edilmiştir,
Savaş gemileri İzmir’e yerleşecektir…

Çanakkale Boğazım daha acı durumda,
Yerleşenlerce hep ısrar eden tavırlarda…

Boğazlara girilmiş adeta çıkın, derler,
Yerleşme amacıyla zaman bile vermezler…

İstasyonlar, limanlar denetimde tutulur,
Çıkış iznim verilmez giriş iznim de yoktur…

O yıllar ve sonrası, işgaller hızlanacak,
Karşı konulsa bile sonuç alınmayacak…

Türlü bahanelerle illere girilmesi,
Kars, Ardahan, Batum’a boşaltılsın, denmesi…

Densizlikler artacak, işgaller hızlanacak,
Silahlarla girilip, beldeler alınacak…

İlçeler buna dâhil ilçelerim düşecek,
El kol boş vaziyette askerler gezinecek…

İller dahi düşecek farklı farklı yerlerde,
Bayrağımız inecek düşman kontrollerinde…

Ses dahi çıkaran yok vatan elden gidiyor,
Bir lider beklenmekte çünkü bu gerekiyor…

Bunun da zamanı var vakit uygun değildir
Akıl fikir için zamanlama gereklidir…

Kargaşalar sürecek şehitler azalmazken,
Ordum yok silahım yok işgaller sürer iken…

Düşmanlar çeşit çeşit vatanın her sathında,
Üniformalı her tür asker dolaşmakta…

Fransız tugaylarının, İstanbul'a girişi,
İtilaf filosunun ülkemde gezinmesi…

Bizleri yok saymışlar ülkemde her ne varsa,
Ele geçiriyorlar tanımıyorlar yasa…

Olanlar yetmez gibi kuvvet çıkarmaları,
Silahlı kimselerce el kol sallamaları…

Hem kalmışız sahipsiz hem de tam korumasız,
Giren çıkan var iken olmamalı kayıtsız…

Silahlanmış düşmanlar yer içer ve yatarlar,
Çalgı çalanlar vardır bayrak dahi asarlar…

Öldürülen aydınlar tutuklattırılanlar,
Vatanımı yok etmek için susturulanlar…

İyi bir şeyim varsa vatansever milletim,
Bir lider çıkmasa da durum beklemekteyim…

İşgaller devam eder hemen her vilayette,
Yerleşmeler şeklinde daha da genişlemekte…

İngiliz güçlerinin, Kilis'e girmeleri,
Antakya ilinin de Fransızlarca işgali…

Mersin, Tarsus, Adana Ve Ceyhan’ın işgali,
Toprakkale, Misis’in Fransızlarca işgali…

Yine aynı gruplarca, işgalci yanlıları,
İngiliz, Yunan, Fransız ve İtalyan soyları…

Her birisi de hain, inançsız, merhametsiz,
Toprak bölme işinde tamamıyla yüreksiz…

Tamamı izinsizce toprak kapma peşinde,
Ellerinde silahlar katliam düşüncesinde…

İslâhiye, Mamure, Bahçe, Hassa, Osmanî,
Batum, Pozantı ve Antep ilinin işgali…

Birecik, Kozan, Urfa, Foça, Bodrum, Merzifon,
Marmaris, Karaburun, Urla, Fethiye, Afyon…

Ele geçirilenler, ülkemin toprakları,
Halk çaresiz şekilde, canları, namusları…

Girmiş düşman askerleri çatışmalar her yerde,
Şehitlerim artıyor halk silahsız biçimde…

Torbalı, Yenikale, Kuşadası, Nazilli,
Urla, Çeşme, Menemen, Söke, Milas, Dikili…

Bayındır, Karabağ, Nif, Aydın, Burdur, Ödemiş,
Manisa, Ayvalık, Turgutlu işgal edilmiş…

Silahlılar dolaşır eller kollar bağlıdır,
Çaresizlik yakışmaz bir başlangıç lazımdır…

Başlangıç Ata’mızla ardında milletimiz,
Kahramanlarımızla çünkü biz şerefliyiz…

Ata’m, artık gelmeli vatanı kurtarmalı,
Düzenli bir orduyla bir plan oluşturmalı…

Yoksa yok olmaktayız düşman ayaklarında,
Silahlarımız da yok ağır şartlar altında…

Akhisar ve Yatağan, işgal edilenlerden,
Seydiköy ve Bergama yine işgallerinden…

Bir iki yıl içinde bu işgaller azalmaz,
Daha da çok yer var ki buna yürek dayanmaz…

Anla ki vaziyeti, vatanım neler görmüş,
Ata’mız yüce insan milletimi düşünmüş…

Çünkü düzeltilecek aleyhimize durum,
Tümden yok edilecek bu uğursuz oluşum…

Ata’m hepsini biliyor evvelinden sezmekte,
Teknoloji çok ilkel konum yetişmemekte…

Çırpınıp durmakta vesileler peşinde,
Samsun’dan başlayacak kısa zaman içinde…

Diyebilirdi, tamam her sorun olağandır,
Dinlenmek de gerekir olacak olmalıdır…

Ama tamam demedi üstlerine yürüdü,
Büyük gayret gösterdi vatanımı düşündü…

Bizi toplamak için birlik düşüncesinde,
Düzenli bir orduyla ülkeyi temizlemede…

İmkânlarsa çok kısıtlı teknik teknoloji yok,
Ulaşım tam yetersiz sorunlarımız da çok…

Demiryolları dâhil, işgaller devam eder,
Silah yığanlar varken dinmez çaresizlikler…

Kritik noktalarımda düşmanlar konumlanmış,
Giriş çıkış tutulmuş seçenekler kalmamış…

Düşman güçleri girer karadan konvoylarla,
Denizden gemilerle türlü teçhizatlarla…

İngiliz, Fransız, Yunan hiçbirisi dost değil,
Her birisi vicdansız her şekilde bin rezil…

Çünkü dolaşmaktalar vatanımda başıboş,
Kargaşalar peşinde düşünceleri nahoş…

Arkadan vurmak için ülkemizi seçmişler,
Çaresiz anımızda bizi yok etmekteler…

Ayaklanmalar da var, durumu zorlaştıran,
Ata’m, aktif durumda beklenecek kahraman…

Toparlanmak gerek ki bu da birden olmuyor,
İlkel şartlar içinde iş düzeltilemiyor…

Kurtuluş savaşımız artık başlatılmalı,
Ata’m önderliğinde işe el atılmalı…

Yoksa topraklarımız çıktı çıkacak hâlde,
İşgal edilmiş yerler düşmüş şekillerde…

Daha sonralarında İstanbul buna dâhil,
İl merkezlerimize konacak üç beş rezil…

Ermeni’si, Fransız’ı, Gürcü’sü, İtalyan’ı,
Vatanımda kalacak, İngiliz’i, Yunan’ı…

Vatanım yok oluyor topraklarım çıkıyor,
Bir lider olmayınca dualar kurtarmıyor…

Oltu, Eşme, Sındırgı, Karamürsel, Bigadiç,
Buldan, Biga, Lâpseki, Ezine ve Bayramiç…

Bayraklardan asmışlar, güya fetih yaptılar,
Ata’m geldiğinde kayıp yaşayacaklar…

Mürefte, Lüleburgaz, Demirci, Hayrabolu,
Gebze, Gördes, Tekirdağ, Babaeski ve Çorlu…

Yine aynı gruplarca ele geçiriliyor,
Düzenli ordumuz yok çözüm bulunamıyor…

Metristepe, Boldavin, Burhaniye, Balya,
Kirmasti, Savaştepe, Edremit, Kütahya…

Yine belli guruplar dışarıdan gelirler,
Lanet adları kalsın vatanımda gezerler…

Anmayalım şunları lanet isimlerini,
İngiliz, yunan, Fransız ve Rum gibilerini…

Vatandaştan değiller ellerinde silahla,
Hain düşüncelerle kargaşa çıkarmakla…

Adapazarı, Söğüt ve Afyonkarahisar,
Uzunköprü, Şile, Halep, Havsa, Pınarhisar…

Her neyimiz var ise elden çıkmış biçimde,
İlim, ilçem ve beldem, onursuzlar elinde…

Kırklareli, Malkara, Kandıra, Sivrihisar,
İpsala, Şarköy, Rize, Demirköy, Köprühisar…

İşgalci düşüncesi Türk’ü sahipsiz sanır,
Osmanlım zayıf diye bu işgali hak sanır…

Halkımız sessiz değil çatışmalar yaşanır,
Ata’m yaklaştığında düşmanlar kaçacaktır…

Karacabey, Susurluk, Bursa, İznik, Tavşanlı,
İzmit, Saray, Yalova, Lalapaşa, Kavaklı…

Elimizden düşenler işgal edilenlerden,
Çok yerde şehitlerle alınmıştır bizlerden…

Tabi geçici süre alındı sanılıyor,
Ata’m olmamış olsa vatanım kalmıyor…

Bunun şakası yok konuşulamaz bile,
Ancak yaşamış gerçek açıklanır tarihle…

Vatan kurtarılmalı düşman temizlenmeli,
Daha başka şeylerle durum çok şaibeli…

Uşak, Simav, Sandıklı, Gelibolu, Enez, Gönen,
Kanlısırt, Pazaryeri, işgal edilenlerden…

Yine aynı hainler her beldeye girerler,
Vatan topraklarımı işgale girişirler…

Ayvacık, Nizip, Gediz işgal edilenlerden,
Bilecik ve Bozüyük düşen yerlerimizden…

Aynı düşüncelerle İtalyan, Yunan, Fransız,
Ermeni’si, Gürcü’sü davranırlar vicdansız…

Büyük devletler de var andırtmayın onları,
Birbirini kollayıp sürüyorlar bunları…

Alın teri bilmezler kul hakkı tanımazlar,
Süper güçler deyince tanrıtanımaz kullar…

Hiçbiri dost gibi değil, kardeş olamıyorlar,
Zayıf bulduklarında şerde birleşiyorlar…

Ülkemin zayıf anı birleştirdi onları,
Anlayışsız milletler katlederler canları…

Bu yüzden ülkemizi işgale yöneldiler,
Bununla yetinmeyip taarruza geçtiler…

Kayıtsız kalamazdık her yeri alacaktık,
Kaybettiğimiz yerleri tekrar kazanacaktık…

Bu yüzden Ata’mıza çok şeyler borçluyduk,
Aklı ve zekâsından Rabbe şükürle doluyduk…

Tanımayanlarım var bilmeyenlerimiz var,
Nefsinden yana kalıp laf edenlerimiz var…

Zekâ eksikliğinden sevmiyorum, diyen var,
Vatan bırakan, şahsı anlamayanlarım var…

Ata’m bir ermiş gibi fark etmese bunları,
Yurdumuzdan çıkaramazdık bu düşmanları…

Anmalar bile yetmez bu şuura ermede,
O akılcı fikirde o her düşüncemizde…

Ata’mızın izinde yetişenlerimiz var,
Hakk’a ve hakikate erişenlerimiz var…

Ata’m büyük şahsiyet düşmanları kovmada,
Vatanı temizleyip bağımsızlaştırmada…

Ata’mız vatan, dedi hakikate yöneldi,
İsyankârlar çıksa da zerre taviz vermedi…

Düşmanlarım fazlaydı her milletten gelmişler,
Tamamı kalıcıydı, boş sanıp yerleşmişler…

Kiminin iddiası ülkemde emelleri,
Devlet kurma şeklinde yüreksiz fikirleri…

Kimi Pontus, diyecek manasını bilmeden,
Bayağı fikirlerle yüreksizliklerinden…

Kimisi hesap yapar mal topluyor hissiyle,
Rab’den haberi yoktur Türk’ün yüreklisiyle…

Bu yüzden Türk savaşmış gönüllülüğe koşmuş,
Vatan kurtarmada insanlarım şehit olmuş…

Temizlik başlamadı yurttan atılacaklar,
Haksız olduklarından çıkıp ayrılacaklar…

Ata’m hazırlanıyor bir yerden başlayacak,
Bizleri toparlayıp akıl fikir sunacak…

Ardından anılacak Dünya liderlerinden,
Hem en büyüklerinden hem en yücelerinden…

Sebebidir Ata’mız Hakk’a yönelmemizin,
Düşmanı yurttan kovup bilinç edinmemizin…

Tam 101. Yılı kurtuluş kapımızın,
Millî mücadelemizle sağlam yapımızın…

Huzurla dolmak lazım gönülden ve yürekten,
Ve çıkmalı o bedbaht o, lanet dönemlerden…

O, öyle dönemler ki çıkar mı akıllardan?
Önemi de büyüktür zaferler bakımından…

Düşün ki Samsun’umuz merkez kabul edilmiş(!),
Stratejik bakımdan da aşılacak yer imiş(!)…

Yani kritik bir kapı aşılırsa geçilir,
Ülke topraklarımız çiğnenir ve ezilir…

Bunlar düşünceleri bu düşman devletlerin,
Samsun’dan başlayacak hain nefretlerinin…

Geç kalmamak gerekir bunu engellemede,
Samsun meselesini kaldırıp yok etmede…

Rabbime şükür olsun Ata’m bunu fark etmiş,
Kazım Karabekir’le durumu irdelemiş…

O da büyük paşamız muhterem insanlardan,
Ata’ma haber veren milli kahramanlardan…

İş düzeltilemezse toparlanmak zor olur,
Samsun elden çıkarsa giriş çıkış son bulur…

Yenilgi gerçekleşir kahrolmuş bir biçimde,
Kargaşa gerçekleşir karman çorba şekilde…

Dışarıdan destekli içteki azınlıklar,
Düşman ile bağımlı menfaat arayanlar…

Bir yandan silah sokup silahlandıran güçler,
Diğer yandan düşmanlar ülkeme yerleşirler…

İşbirliği gözeten papazlar ve rahipler,
Propaganda yapanlar kötülük düşünenler…

Pay koparmak isterler türlü fitneleriyle,
İç dış kargaşalarla başvururlar hileye…

Mustafa Kemal’imiz tedbirler sıraladı,
Dedi, adım atmalı fazla zaman kalmadı…

Hatırlatan da vardı bu inkâr edilemez,
Kahramanlarımız var boş durdu denilemez…

Milli ruh verenlerim tek tek sayılamazlar,
Mehmet Akiflerden tut daha çok sayıdalar…

Üstelik Samsun’umda siyasi durum vardı,
Durum tümden vahimdi dertler aşılmalıydı…

Fedakârlıklarıyla Ata’m çok zeki idi,
Yola çıkmak üzere net çare belirledi…

İsyanların içinde hazırlıklar başladı,
Tehditlerin içinde zaman da kalmamıştı…

Dinmeyen iç isyanlar lehimize değildi,
Tehditler çok ağırdı patlak verebilirdi…

Tam bir hazırlık yoktu, Ata’mın haricinde,
Üç beş yiğit dışında görünür bir şekilde…

Bir an meselesiydi yerleşenler yerleşmiş,
Büyük devletler ile işbirliğim gelişmiş…

Habersiz vaziyette yok edilebilirdik,
Düşman çizmeleriyle çiğnetilebilirdik…

Karadeniz Bölgesi kontrolümüzden çıkmış,
Türlü türlü gemiler Samsun’dan yanaşırmış…

Kâh asker indiriyor kâh türlü silahlarla,
Kâh zehirli fikirlerle namussuzluklarla…

Hak arayışlarıyla Pontus, gibi laflarla,
Devlet projeleriyle parçalama hırsıyla…

Çünkü zayıf anımız art arda işgallerle,
Savaşlardan çıkmışız şehit ve gazilerle…

Ordumuz kurulacak çatışmalar duracak,
Ata’mın izinde huzur güven sağlanacak…

Hazırlığını yapsın Samsun’a ayak bassın,
Milletimin azmiyle vatanım kurtarılsın…

Misal getirilirse farklı türden örnekle,
Hastalık biçiminde benzetme şekli ile

Vatan hasta durumda tedavi gerekecek,
Ata’mız doktor gibi işleri düzeltecek…

Beden kabul edersen mikroba bulanmışım,
Düşmanlar her yerimde hiç korunamamışım…

Bir başka açı ile algıla Ata’mızı!
Temizleyecekti hasta organlarımızı…

Bedenimiz mikroptan zehirden arınacak,
Kanser yapan etkenler dışarı atılacak…

Çünkü her yer kanserli yani düşmanla dolu,
Temizlenmesi gerek başka da yoktur yolu…

Kalırsa üç beş mikrop yara tedavileri,
İlaç ya da iğneler, serum takviyeleri…

Kısa zaman içinde, ayağa kalkacağız,
Taş atan da olursa, tutup fırlatacağız…

Yani düşünce böyle ya da başka şekilde,
Temizlenmesi gerek düşman hemen her yerde…

Vatanımız olmazsa değerlerimiz biter,
İnancımız da kalmaz yaşarız büyük keder…

Tüm işgal kuvvetleri bunun bilincindeydi,
Samsun merkezli giriş bu yüzden önemliydi…

Denizden gelenlerle isyanlar başlayacak,
Ellerinde silahlar ülkem parçalanacak…

Çünkü duyduklarımız acı gerçeklerdendi,
Yabancı devletlerce iş yürütülmekteydi…

Fon gönderiyorlardı kendi askerlerine,
Emirlerinde olan itilaf devletlerine…

Bunlar İngilizler ve İngiliz askerleri,
Samsun’a çöreklenmiş İngiliz birlikleri…

Diğer devletler de var Fransa, Yunanistan,
Rusya bunlara dâhil her birisi de düşman…

Tamamen adaletsiz haksız ve aldanışta,
Her birisi tam kalleş her tür insafsızlıkta…

İnançsız fikirle Rab tanımdan yaşarlar,
Hak’tan adalettense daima muaftırlar…

Beldeler zor koşulda canını savunuyor,
Malını, namusunu zor koruyabiliyor…

Çeteler öldürüyor iftira atılıyor,
Bağlantılarsa kopuk gerçekler bilinmiyor…

Gerileme hat safhada gelişmelerse durmuş,
Düşmanlar içeride vatanımda doluşmuş…

Denizler denetimsiz gemilerse girmekte,
Yığınaklar yapılmış her tehdit gelişmekte…

Dış güçler konumlanmış silah biriktirilir,
Maddi destek alınır akınlar bekletilir…

Tam işgal gerekecek bir vakti geldiğinde,
Bayraklarım inecek iş sona geldiğinde…

Rabbim izin vermesin bunu düşmanlarıma!
Dik duruşlu kalırsak laf gelmez namusuma…

Düşmanlar cesur değil vatanımdan değiller,
Ermeni’si, Rum’u var, daha da var gelenler…

Tepki oluşmalıydı milletimin azmiyle,
Hesap yapılmalıydı milli bir düşünceyle…

Yok, sayılmazdı ordumuz, komutanlarımız,
Vatan paylaşılmadan lazımdı toplanmamız…

Çok milletten de olsak bizler, Türk milletiydik,
Esir düşmeyecektik onurlu, şerefliydik…

Zaman kıvamındaydı vatan tek düşüncede,
Ata’m rehberliğinde cephe içerisinde…

Yoksa İngilizlerin planı gerçekleşecek,
Daha üst donanımlı kuvvetler birleşecek…

Teğmenden bahsedilir milletim habersizken,
Hamdi adlı teğmenim davranacaktı erken…

Ata’m uğradığında bunu haber alacak,
Hakkında bilgi alıp ona destek çıkacak…

İngiliz birlikleri bu kimdir diyemeden,
Ata’m erken davranacak çözecek merkezinden…

Hissetmiş olacaklar Ata’mın geldiğini,
Sunmak isteyecekler hain niyetlerini…

Onlar adım atamadan Samsun içerisinden,
Teğmen desteklenecek ülkemin genelinden…

Ancak yol henüz uzun gerekçeler lazımdır,
Samsun’a geçmek için destek alınmalıdır…

Hayal kurmuş olanlar başkent belirlemişler,
Pontus düşüncesinde hesap dahi etmişler…

Mustafa Kemal’imi Anadolu’m bekliyor,
Sabırsızlık hat safha şehitler veriliyor…

Yoksa bu milletlere bağımlı kalınamaz,
Ülkem gidiyor diye ümitsiz de yaşanmaz…

Sorundan çıkılmalı yeni bir ordu ile
Başından sonuna kadar toptan temizlikle…

Zemin hazır bir halde hedef belirleniyor,
Her hususta gönüllü halkım hazırlanıyor…

Ata’m diyor vatanım çırpınıyor azimle,
Türk ruhunda bulunan büyük yüreklilikle…

Çünkü kan taşıyor damarlarında Türklük,
Türk için gelişiyor yürekte bu güçlülük…

Silah arkadaşlarının her birisi aslan,
Onurlu olmaları hep yürekten ve ruhtan…

Çünkü onlar milletim milletimin ruhundan,
Kazım Karabekirlerle ruhumuzu yansıtan…

Vakit kaybetmemeli Samsun merkezli ille,
Vatanı kurtarmada işimiz var düvelle…

Kaybedecek olursa düşersek bir oyuna,
Esaret hiç yakışmaz milletimin ruhuna…

Var olma düşüncemiz kaybedilmemelidir,
Hep böyle olduğundan zafer gelişecektir…

Ancak bir eksiklik var bir Samsun meselesi,
Haber verilmemekte şu an bir sır silsilesi…

Geniş yaptırımlarla tedbirler gerekecek,
Köklü çarelerle düşmanlar çökertilecek…

Sadece adım lazım bir başlangıç şeklinde,
Her tür vesile hazır düşmanı yok etmede…

Uyanışlar da hazır vatanı kurtarmada,
İman ve azim ile ileri atılmada…

Düzenli ordum gerek bizi yönlendirecek,
Azim ve gücümüzle gerçekleştirilecek…

Silip süpürebilmek, doluşmuş mikropları,
Büyük bir atılımla hain toplulukları…

Atılım başlamıştı hazırlıklar tamamdı,
Komutanlarımızla son kararlar alındı…

Ata’mın zekâsıyla fikirler toparlandı,
Riskler toparlanarak projeler hazırlandı…

Silah arkadaşlarıyla bir uyum içinde,
İkna eden tavırla ortak bir düşüncede…

Emir vermeyecekti gönül fethedecekti,
Tüm yapılacakları gerçekleştirecekti…

Ata’m Atatürk’ümüz, Mustafa Kemal’imiz,
Tüm Dünyaca bilinen o, büyük liderimiz…

Müfettiş vesilesiyle Samsun’a gidecekken,
Karadeniz seçilmiş işin ehemmiyetinden…

Kesin karar alınmış denilmiş, o uygundur,
Mustafa Kemal Ata’m bu işin onurudur…

Müfettişlik işinde kolordular haberdar,
Anadolu’m bekliyor onu yollayacaklar…

Zaten Ata’m söylüyor düzenleyeceğini,
Tüm karışıklıklarla Samsun ve çevresini…

Vahdettin onaylar der, sorunlarımız vardır,
Fahri yaverlik verir, Ata’mın ardındadır…

Ata’m takdir edilmiş Rabbimizin izniyle,
Samsun projelerini engellemeleriyle…

Planlaması yapılan, Pontus Rum Devleti’ni,
Kurulmaması için seçmişti Samsun ilini…

Aynı anda başlatmak bağımsızlığımızı,
Yeni ulus devletiyle, haklı yanlarımızı…

Hem sona erdirmekti düşman işgallerini,
Temizleyebilmekti ülkemin her yerini…

Ata’m rehberliğinde büyük dayanışmayla,
Tek fikir tek düşünce Kurtuluş Savaşı’yla…

Vatanın her karışı Türk’ün topraklarıydı,
Fransız’ı Yunan’ı Rum’u ne arıyorlardı?

Pontus hayalleriyle derlenmiş oyunlardan,
Nefsine düşkünlerin, oyalamalarından…

Yok, etmek ve bitirmek içindi Türk soyunu,
Dünya denilen yerin kazmaktı kuyusunu…

Biz, bunu yutmamıştık zaten yutulamazdı,
Hain oyunlarını bozmamız da lazımdı…

Zalimane fikirler Türk’e hep ters gelmişti,
Sonradan gelmelerin değerleri de tersti…

Kabullenilmez durum alaşağı olmalı,
Hükümsüz düşünceler asla tanınmamalı…

Bu yüzden güven olmaz tuzak kurmuş düşmana,
Tebessüm de etseler acınmaz canlarına…

Siyasi durumlarla tuzak oluşturulmuş,
Kalleşler eliyle ülkem yok, hükmünde olmuş…

Sorun engellenmeli ortadan kalkmalıydı,
Tehdit veren unsurlar dışarı çıkmalıydı…

Gerek mübadeleler gerekse başka şeyler,
Susmalı şerefsizler gitmeli yüreksizler…

Hem dışarı destekli tuzak engellenmeli,
Mübadeleler ile durum düzenlenmeli…

Yoksa tüm planlar hain parçalayıp bölecek,
Pontus’u savunanlar vatanda, çöreklenecek…

Kritik önemi ile Samsun daha da farklı,
Su götürmez bir gerçek, durum ayrıcalıklı…

Güya Samsun düşecek sonra genişleyecek,
Ta Yozgatlara kadar Pontus’çular gelecek…

Rumların isyanıyla, bahane gelişecek,
Halkımız, milletimiz tek tek öldürülecek…

Ülkem zayıf da olsa, düşmanlara yenilmez,
Pontus denilen devlet, gerçekleştirilemez…

Yığınaklar yığılmış, hazırlıklar başlamış,
Ata’mızdan habersiz hayallere dalınmış…

Ata’m ise hissetmiş Samsun meselesini,
Meselenin özünde başkaldırış sesini…

Çok sayıda düşmanla içimizde yaşayan,
Kışkırtıldıklarında bir anda ayaklanan…

Rumların desteğiyle Ruslar Samsun’daydı,
Her iki gurup birlikte, silahlanmışlardı…

Osmanlı’mızsa bitmiş, çaresiz bir durumda,
İmkânları kalmamış çeteler ortasında…

Asker gönderemiyor tedbirler alamıyor,
Eli kolu bağlı vatanı koruyamıyor…

Karadeniz bölgesi silah deposu olmuş,
İç ve dış kuvvetlerce işgalciler doluşmuş…

Hem yerli Ermeniler Hem Rumlar tarafından,
Yunanlılar da dâhil içten ve dışarıdan…

Pontus’u kurmak için yatırımlar yapılmış,
Yunanistan kökenli zihniyetler taşınmış…

İstanbul henüz sessiz, tedbir alınamamış,
Ata’m onaylansa da iş pek algılanmamış…

Ata’mız fark etmese planlar gerçekleşecek,
İç ve dış düşmanlarca ülkem elden gidecek…

Osmanlıda sessizlik görmezden gelme gibi,
Belki de çaresizlik sanki güçsüzlük gibi…

Belki başka vaziyet koltuk meseleleri,
Belki de bağımlılar başka düşünceleri…

Milletimse güçlüydü yapayalnız şekilde,
Elde teçhizatlar yok komutansız biçimde…

Kimi girip çıkarak harp gemileri ile
Kimi ticaret şeklinde bahaneleriyle…

Ülkemin içindeler dolanıp durmaktalar,
Vatanımın içine insan yığmaktalar…

Asker silah yığarak devlet emelleriyle,
Samsun merkezli yerde her şekil düşünceyle…

Ülkem bölüşülürse milletim kalmayacak,
Nefsine düşkünlerce varlığım yok olacak…

Adaleti savunan zümreler eksilecek,
Rabbe inanan kullar yol üretemeyecek…

Hak hukuk kavramları tümden yok edilecek,
Şeref haysiyet gibi değerler silinecek…

Türk’e has ne var ise dünyada kalmayacak,
Mazlumlar ezilecek kuvvet savunulacak…

İslam ve Müslümanlık Türk yoksa yok olacak,
Türk varsa korunacak Türk varsa yaşayacak…

Biz, hep var olmalıydık millet düşüncesiyle,
Aziz milletimizle Türklük yüceliğiyle…

Çare hazırlanmıştı Samsun merkezli ille,
Ata’mız ile engellenecekti her hile…

Bir millet yaşar ise habersizleştirilmiş,
Halksa yaşayacaktır çaresizleştirilmiş…

Düşmanlarım daima kötülük düşünmede,
Zayıf bulduklarında üstüne üşüşmede…

Düşmanlarımız çoktur yıkımı tasarlayan,
Türk lafını duyunca sağ salim bırakmayan…

Kâh dini terimlerle kâh dış güç yardımlarla,
Yönlendirmeler ile dış mihrak parmaklarla…

İşgal hazırlıkları türlü tecavüzlerle,
Milletler getirtilip ikamet vermelerle…

Rum göçmenleriyle Trabzon zayıflatılır,
Anlaşmalar gereği silahlılar yığılır…

Halkımız silahsızdı o esnada güçsüzdü,
Bunlar gerçekleştirilirse kurtulmak güçtü…

On binlerle anılan Rum göçmenleri ile
İki yüz binleri aşan hain düşüncelerle…

Sonradan ikametgâh yerleşim fikirleri,
Vatanımı ele geçirme düşünceleri…

İnsan yerleştirmeler yüce vatanımıza,
Tüm yüreksiz fikirler sızmış her yanımıza…

Sözde süper güçlerle yapılmıştı hesaplar,
Çaresizliğimizden dinmez acı durumlar…

Sabır, yürek üzmekte kıvılcım beklenmekte,
Milletim sağduyulu yiğitlerim tetikte…

İşte bu oluşumlar lehimize hiç olmaz,
Kabullenilemeyen hatalar bağışlanmaz…

Bunları düzeltecek planlar onaylanmıştı,
Vatanı kurtarmada bir çözüm sağlanmıştı…

Bu Mustafa Kemal’di bizim Atatürk’ümüz,
Vatanı kurtaracak, yüce Türk büyüğümüz…

Mustafa Kemal ATATÜRK, insanlıktan yana,
Türk’ün de en büyüğü gerçeğe inanana…

Aklı, kıvrak zekâsı, tez davranması ile
Düşmanları korkutup mat dedirtmesi ile…

Demeyecek, dinlenmek uyumak da lazımdır,
Şu köşede eğlenmek, bizim de hakkımızdır…

Çünkü o uykusuzdu plan proje düşünmekten,
Vatanı kurtarmada uğraşıp didinmekten…

O, asrın lideridir yorulmaz bizler gibi,
Yorulsa belli etmez sevdiğinden habibi…

Zekâsıyla eşsizdir tüm dünyanın gözünde,
Zamanı kullanmada düşünebilmesinde…

Tedbirsizlik var diye Samsun izlenmekteydi,
Durum nedir ne diye bize yön verecekti…

Kontrol etmek de lazım Pontus düşüncesini,
Adımlar atılmadan işin reddiyesini…

Durum oldukça hassas tek yanlı tavırlar var,
Aleyhimiz tarzında plan uygulamaktalar…

Türk’ü destekler iken çıkan taşkınlıklarda,
Düşmanın gözlerinde Türk sorun sayılmada…

Sorun çıktı denilip balıklama dalarlar,
Anlaşmalar var diye işgali hak sayarlar…

Ağır antlaşmaları koruyor düşmanları,
Tehdit edici hâlde sunar işgal hakları…

Ata’mıza karşı da İstanbul’dan bir tepki,
Uzaklaşsın, diyerek verilmiş bir de yetki…

Gerçi yetki kâr sağlar işi kolaylaştırır,
Bağımsız olmak için ruhları ferahlatır…

Zaten durum farklıydı, köklü tedbir gerekti,
Bağımsız bir şekilde yenilenilecekti…

Samsun iyi bir plandı vesileler farklıydı,
Amaç başka iken ülkem kurtarılacaktı…

Bu yüzden Samsun ili engelleri aşmada,
Halkla bütünleşmede savaşı başlatmada…

Bize düzen getirdi, işbirliği sağladı,
Denildi, bir vatan var bırakılmamalıydı…

Silah dahi olmasa, düşman çıkarılmalı,
Ata’m başımızdayken fırsat kullanılmalı…

Düzenli bir orduyla, yeterli elbirliği,
Topyekûn çalışmayla Türk’ün seferberliği…

Dört taraftan başlayan Türk yürekliliğiyle,
Vatan temizlenecekti bir iş birliği ile…

Ata’m önderliğinde bunlar denenebilir,
Yapılacak savaşla yollar gerekebilir…

Bu savaş bildiğimiz Kurtuluş Savaşı’dır,
Ayak basma günüyle savaş başlangıcıdır…

Dört yıl kadar sürecek, zaferle son bulacak,
Mudanya Mütarekesi son noktayı koyacak…

Zamanlı davranıldı hakka adım atmada,
Samsun düşüncesiyle proje oluşturmada…

Bu günden itibaren adımlar atılmıştı,
Geç kalmamak üzere atılım başlamıştı…

Sebepler apaçık net işgal altında idik,
Dört bir tarafımızdan kahpece çevrilmiştik…

Geç kalsak vatanı çoktan kaybedebilirdik,
Geriye dönüşümsüz hiç doğmayabilirdik…

Ya da onursuz halde boynu bükük şekilde,
Hak hukuk habersizce umursamaz bir hâlde…

Rab inancından uzak bir nevi köle gibi
Vicdansızlar emrinde anamazdık habibi…

Düşün ki şimdi varız, Ata’mız sayesinde,
Ona çok şey borçluyuz o, hep yüreğimizde…

Demokrasi bilinci eşitlik fikirleri,
İnanç özgürlüğü hak hukuk verileri…

Hazırlık tamam olmuş Samsun’a gidilecek,
Daha işin başında bilinç edinilecek…

Bandırma vapuruyla eski posta vapuru,
Ata’mı taşıyacak o, milletin onuru…

Vapur 41 yaşında kıyılarda çalışmış,
Karadeniz zor olur dendi aşılamazmış…

Ancak Marmara için dayanma gücü yoktur,
Batma ihtimaliyle bir sorun oluşturur…

Ata’mız davet eder kaptanla konuşulur,
Şişli’deki evinden anlaşma olumludur…

Masada haritalar her durum ayarlanır,
Milim milim rotayla ince hesap yapılır…

Vapurun kaptanından İsmail Hakkı Bey’den,
Net bilgiler alınıp aydınlanılır riskten…

Her risk konuşulmuştur vapurdaki sorundan,
Varış saati dâhil bahsedilir her durumdan…

Çıkış ertesi gündür yolculuk başlayacak,
Sirkeci tarafında vapur durdurulacak…

Ata’m evine uğrar annesi ve bacısı,
Amacı helalleşme o, bir Türk vicdanlısı…

Beşiktaş Akaretler, rıhtıma yakın yerdir,
Makbule Hanım ise Zübeyde annemizdir…

İş yarım kalabilir vapur vurulabilir,
İşgalciler karşıdır izin verilmemiştir…

Çünkü rıhtımlarımız bir işgal altındadır,
Giriş çıkış tutulmuş her şey aranmaktadır…

Elden çıkış gibidir adeta İstanbul’um,
Özgürlüğümüz de yok hemen durdurulurum…

Rab Ata’mı koruyacak sorun çıkmayacak,
İstanbul’dan sessiz bir şekilde ayrılacak…

Sirkeci rıhtımında, başlarlar aramaya,
Silah var mıdır diye bakamazlar manaya…

Mana silah taşımaz yani iş yiğitlikte,
Top, tüfek iş değildir ruhları ermemekte…

Aramalar yapılır budur düşünceleri,
Tepetaklak yaparlar vapurdaki her yeri…

Ata’m ve dostlarını vururuz, demişlerdi,
İzin vermiyorlardı takip edileceklerdi…

Allak bullak edilir didik didik her yer,
Vatan topraklarıma adeta yerleşmişler…

Ata’m, der onlar için “Bunlar işte böyledir,
Demire ve çeliğe silâha güvenmiştir!

Hiç anlamamışlardır madde tek bildikleri,
Hissetmezler hürriyet uğruna ölenleri…”

Der, “Biz, Anadolu’ya, Ne silâh, ne cephane,
İman götürüyoruz biz, ancak idealle…”

Ata’m, caymayacaktır caysa vatan kurtulmaz,
Tümden esir oluruz Türk, diye bir şey kalmaz…

Ata’m engellenmekte çıkmasın isteniliyor,
İş başaracağından mutlaka korkuluyor…

Hassas plan yapılmıştır yakalanmamak gerek,
Ata’m ele geçerse durum engellenecek…

Düşmanlar bunu sezmiş Ata’mdan haberdarlar,
Bu vapur hususunda bir bilgi mi aldılar?

Vapur boş hâlde kalkar Ata’mı alacaktır,
İleride bir yerden bu dert aşılacaktır…

Yani Ata’m olmadan boş mürettebat ile
Kaptanlar buna dâhil ilgili kişilerle…

Ambarcı, kamarotlar, kâtip, ateşçi, vinççi,
Lostromo ve serdümen üç beş tayfa ve çarkçı…

Ata’mı götürecek bir hizmet fikri ile
On sekiz kişi dâhil, güven vermeleriyle…

Beşiktaş tarafından motorlarla geçilir,
Kız Kulesi civarı bu vapura binilir…

Ardında Türk milleti, silah arkadaşları,
Galata’dan ayrılır ruh dolu inançları…

18 kişi ile yolculuk başlayacak,
Cuma öğleden sonra iç deniz aşılacak…

Dikkatler çekilmiştir Bandırma vapuruna,
İçinde Ata’mızla, yurdumun onuruna…

İngiliz güçlerince izin de verilmedi,
Vur emri verildi tüm nefretler körüklendi…

Ata’m Rabbin yolunda münafıktan mı korkar?
Takipteki vapura ekibi ile konar…

Kız kulesi civarı tüm karargâh yanında,
Askeri motor ile şükür Ata’m vapurda…

Rauf Bey'in dediği bir İngiliz gemisi,
Takip edilmektedir Ata’mızın gemisi…

Kaptan şuurlu insan milletimden yanadır,
Vatan düşüncesiyle Ata’mın yanındadır…

Bu yüzden endişeli olanlar karşısında,
Taşıdıkları için güven oluşturmada…

Hem tüm taşıdıkları emanettir canları,
Vapurda yüce insan silah arkadaşları…

Üstelik pusula da onarılmaz sorun var,
Kaptansa acemiymiş(!) çıkamayacak kadar...

Kıyıdan gitti diye vapur arızalıymış(!),
Ortadan gidemezmiş batma korkusu varmış(!)…

Bunlar dedikodular çekemeyenler lafı,
Her söz edilse dahi işlemişiz bu gafı…

Sonradan anlaşılmış bunlar söylentilermiş,
Kaptan emir kuluymuş tüm kıyılar geçilmiş…

Ata’mdan emir gereği kaptan açıklamış,
Demiş, acemi değildim durum haklı sayılmış…

Zifiri karanlıkta gece görünemezler,
İzleri kaybedilir takip edilemezler…

Ata’m, kaptana söyler karaya yakın yüz, der,
Her tehdit anlarında durmasını emreder…

Savaş gemilerince batma ihtimallerinde,
Çıkma durumları için tedbir gereğinde…

Sinop’tan dahi olsa aktarmalı şekille,
Yarım kalmasın diye varacaklar tedbirle…

Geçmeleri gerekli en yakın bir sahile,
Önlem çerçevesinde her nevi düşünceyle…

İngilizler kural kor, vapur çevirtilecek,
Vapurun varmasına izin verilmeyecek…

Oysa kaptan bilinçli Hindistan’a gitmiştir,
Tecrübeleri sabit deneyim sahibidir…

Rotadan gitmemesi, Ata’mızın emriyle,
Takip ederler diye önlemler gereğiyle…

Bu yüzden de tespiti, pek mümkün olmamıştır,
Tüm izler kaybedilmiş Ata’mız hayattadır…

Takip başarısızdır dalgalar arasında,
İngilizler vazgeçer can korkusu onlarda…

Ata’mız tam korkusuz huzurlu gün yakındır,
Vatan kurtarılacak Ata’mız inançlıdır…

Başka da çözüm yoktur dengeleri bozacak,
Lehimize çevirtip vatanı kurtaracak…

Her vesile lazım silsile oluşturacak,
Rabbin yardımı ile vatana yarayacak…

Çünkü Rab yardımı şart iyilik düşünene,
Vatan için canını zerre düşünmeyene…

Yani can mühim değil vatan konusunda,
Şehit olmak da zafer vatan kurtulsun da…

Cumartesi gecesi, İnebolu’dadırlar,
Saat yirmi üç gibi yolun sonundadırlar…

18 Mayıs gününde Sinop limanında,
Değişik kılıklarda sıradan konumlarda…

Çünkü gerekeni bu kimse tanımamalı,
Haberler yollanmıştır bu anlaşılmamalı…

Tabi ki geçicidir amaç Samsun’a varmak,
Sinop’ta inilse de tekrar yola koyulmak…

Sinop Mutasarrıfı Mazhar Tevfik Bey çıkar,
Arkadaşları ile Ata’mızı karşılar…

Hikmet Bey telgraf çeker gelmekteyiz denilir,
Tümen komutanlığı haberdar edilmiştir…

Sinop için kal denir tavsiye gösterilir,
Sinop düşünülse de, kara uygun değildir…

Sinop duraklama yeri tehdit geçirilmiştir,
Denizden gidilerek, Samsun’a gelinmiştir…

Ata’m karargâhıyla, Kalyon Burnu’ndadırlar,
Günlerden pazartesi üç beş sandal ararlar…

Sandallarla geçilir, iskele tarafına,
Akıl ve sabır dolu, yolculuğun sonuna…

Sandalcı, merak eder siz kimsiniz, diyemez,
Ata’mızı taşırken yanlış laf da edemez…

Güvenilir kişidir Türk’tür ve bizlerdendir,
Vatandaşlarımızdan yurtsever birisidir…

Ata’m açık edilmez üstü başı farklıdır,
Etraf çok karışıktır güven sorunu vardır…

Takip edilebilir durum çok şaibeli,
Şüpheli bakmak gerek etraf çok tehlikeli…

Onu engelleseler ya da alıkonulsa,
Vatanım kalmayacak unlar sıralanırsa…

İşler kıvamındayken bu iş yürütülecek,
Pontus kurulur ise umutlar tükenecek…

Bu yüzden de Ata’mız Samsun’dan itibaren,
Kılık değiştirmiştir üniformalı iken…

Geniş yakalı lejyon kaput, başında kalpak,
Sivil bu giyim ile gizlenmiş olunacak…

Biraz sivil dolaşmak, sorun çıkartmayacak,
Pontusçular gezerken sırlar gizli kalacak…

Tanınmaması için sivil durum gerekli,
Planlar uygulanırken dikkat çekilmemeli…

Durum çok tehlikeli düşmanlar geziniyor,
Münafıklar da dâhil, sır açık edilmiyor…

Kazım Karabekir Paşa söylemiş Ata’m için,
Demiş o, Erzurum’dan, Anadolu’ya geçsin…

Bildirmiş durumları, anlatmış vaziyeti,
Bırakmamış hiçbir sır göstermiş her sureti…

Ata’mızsa bu yüzden, planlama oluşturmuş,
Samsun merkezli ille bu işlere koyulmuş…

Vapur meselesinden artık herkes haberdar,
Ata’m alkışlanıyor kalmayacaktır sırlar…

Tüm İstanbul laf söyler ülke içerisine,
Bandırma Vapuru’yla Ata’mın seferine…

Gazeteler anlatır Ata’mdan bahsedilir,
Tahmin edileceklerin bir kısmı bilinir…

Bilinmeyen tek şey ki genç generalin sırrı,
Yaptığı harekâtla sakladığı planları…

Yani Ata’mızın hassas ince hesapları,
Samsun meselesinde ulvi hazırlıkları…

Konu çeteler dışında Pontus meselesi,
Tek adım atılmadan işin bitirilmesi…

Tasarlanmış planlarım açık edilmeyecek,
Ayak basmalar hariç sürprizler gelişecek…

Sürprizler ardından Kurtuluş Savaşı’yla,
Hazırlanacak bir son düşmanın kovulmasıyla…

Sırlar açılmamalı yoksa şuur bozulur,
Devrime giden yolda sıkıntılar oluşur…

Bu yüzdendir sandaldan indiğinde Ata’ma,
Coşku gösterilmemiş yapılmamış karşılama…

En sade bir şekilde, mızıka, marş çalınmış,
Ata’mıza hitaben alkışlama yapılmış…

Bunlar büyük komutan diyerek, izleyenler,
Şaşkın hâlde seyreden balık satan kişiler…

Üç beş vatandaş ile arasında Ethem Bey,
Hoş geldin, diyenlerle polis Müdürü Refik Bey…

Kendi aralarında geçici protokoller,
Bekleme esnasında gerekli vaziyetler…

Yapılacaklar ayrı Ata’mın ezberinde,
Yanındakiler dâhil plan ve krokilerinde…

Tüm ülke habersiz, haber verilmemiştir,
Ortam biraz karışık sır bilinmemektedir…

Rabbimiz razı olsun milli düşüncelerden,
Sayelerinde varız memnunuz ülkemizden…

Oysa tüm köşelerim düşmanlarca tutulmuş,
Haber getirenlerle tespitler oluşturulmuş…

Farklı farklı ülkeler üniformalı hâlde,
Üç beş çeşit milletten aleni şekillerde…

Birde Ata’mı düşün hepsini def edecek,
Şu andaki huzura temel geliştirecek…

Rab, ondan razı olsun o muhteşem bir lider,
Biz Türk’üz onurluyuz, milletim onu sever…

Düşün İngilizleri her yerde işgalleri,
Söz sahibi durumda bütün düşünceleri…

Bu yüzden tedbirliyiz Ata’m gizli kalacak,
Müfettişlik dışında çok sır saklatılacak…

Sokakta dolaşanlar işgal kuvvetlerinden,
Temkinli davranmak şat ülke menfaatinden…

Çoğunluk hep işgalci azınlık destekliler,
Sayı artırmak için dışarıdan gelmeler…

İşleri çözümlemek yola koymak gerekir,
Her birini yollamak en akılcı işlerdir…

Elde tüfek yoksa nasıl nişan alırsın?
Komutan henüz yokken emir de alamazsın…

Dilleri bizden değil Hakk’ı anlatamazsın,
Çıkın dersen çıkmazlar böyle başaramazsın…

Düzenli bir ordu yok hücum emri verilsin,
Sayılar ki çok fazla çok yerde çaresizsin…

Ermeniler, Gürcüler, Fransızlar, İtalyanlar,
Yıkımda birleşmişler bahsedilen zamanlar…

Ülkemizin her yerinde işgalciler dolmuş,
Pay koparmak isteyenler dört taraftan doluşmuş…

Çatışan gruplar da var kendi imkânlarıyla,
Yanında askerlerim ilkel silahlarıyla…

İçlerinden birisi biraz dikkat toplamış,
Demişler, silahlanmış bir yere kadar varmış…

Yani bu teğmenimiz silahlanmış dağdadır,
Düşman kuvvetlerine direniş başlatmıştır…

Teğmen Ahmet Hamdi Bey yiğitlerimizdendi,
Savaş başlangıcında, dikkat çekmiş kişiydi…

Olması da gerekir tek kişi dahi olsa,
Vatanı konusunda bu az bile sayılsa…

Hamdi, adlı bu teğmen emrindekiler ile
Silahlanmış ve dağda vatan düşüncesiyle…

Türklükte yiğit çoktur bunlar göze çarpanlar,
Ata’mın fark ettiği dikkat çeken unsurlar…

Ancak bir destek gerek yürekli teğmenime,
Cesur askerler ile münevver milletime…

Hamdi adlı bu teğmen yüce bir şahsiyetti,
Askeri birliğiyle yaptığı cesaretti…

Aldığı bu kararla bir başlangıç yapmıştı,
Taşkınlıklara kızmış istila hissine uğramıştı…

Pür dikkat üzerinde sır bozulabilirdi,
Ata’m işe el koydu, durumları bildirdi…

Bir rapor düzenleyip İstanbul’a iletti,
Diğer tüm durumlarla teğmenimden bahsetti…

Dedi, raporunda, İstanbul hükümetine,
Bir İngiliz kıtasının çıkması üzerine…

Ortamdaki durumdan onun cesurluğundan,
Düşmanlara karşı vatanı savunmasından…

Verdiği bilgilerle gördüklerini söyler,
İlk kıvılcımı yakan bu yiğidi belgeler…

İngilizler ki ürküp birlik göndermişlerdi,
Samsun’un genelinde tehdit var, demişlerdi…

Yani anlaşmalar, der tehdit durumlarında,
İşgal hakkına sahip, strateji noktasında…

Kaybettiğimizdendi yoksa bunlar olamaz,
İtilaf devletleri, rahatça dolaşamaz…

Savaştan yenik çıkmış ellerimiz oynamaz,
Olacak olsun diye tedbir mi alınamaz?

Ateşkes imzalanmış halk yoksul ve de yorgun,
Padişah izlemekte güç ve kuvvetten yoksun…

İstanbul devre dışı vatanı kurtaramaz,
Çare bilinse dahi aksi fayda sağlamaz…

Yine de destek vardır Osmanlının içinden,
Genelkurmaylarından ve yurtseverlerinden…

Mustafa Kemal’ime destek verilmeseydi,
Müfettişlik işinde yetki verilir miydi?

Vatanın lehi için çok şey gizletilmişti…
Paşalar tarafından bu bilinen şeylerdi,

Bu yüzdendir İstanbul Ata’mızı gönderdi,
Samsun meselesinde onu görevlendirdi…

Önlenmesi gerekti hain yapılanmalar,
Samsun ilimiz için verilen tüm baskılar…

Bunlar hep vesileydi bağımsız devletimize,
Türklüğün onuruna layık şerefimize…

Belki de başlangıçtı direnişlerimizden,
Tespit edilmiş şeyler bu birliklerimizden…

Ya bilmediklerimiz ya duymadıklarımız,
Ya anlatılmayanlar tüm kahramanlarımız…

Kim bilir neler vardır cephe gerilerinde,
Sırlarıyla gömülmüş tek başına bir halde…

Çok katkılar gelişmiş zafer kazanmamıza,
Hedeflerle yürünmüş hazırlanmamıza…

Samsun’un hassaslığı Ata’mızın fikrinde,
Hep ileriyi görmek onun düşüncesinde…

Hesaplar hep mükemmel kaldığı bir otelde,
Arkadaşları ile kısa zaman içinde…

Bu otel günümüzde gezilir bir konumda,
Ata’mı hatırlatan müze durumunda…

Onu karargâhıyla konaklattığı yerdi,
Ciddi konuşmaların yapıldığı bir yerdi…

Ata’mız boş değildi, Samsun’u düşünmekle,
Hesap edilen yerden görev düşüncesiyle…

Uykusuz vaziyette zaman hiç kaybetmeden,
Eli boş dönemezdi işi çözümlemeden…

Yoksa geleceğimiz yok, olur ve giderdi,
Değerlerimiz kalmaz tamamen tükenirdi…

Ne vatanım Türkiye’m ne dini inancımız,
Ne inandıklarımız ne de kavramlarımız…

Dağılırdık dört yana anılmazdık onurla,
Ne mertlik ne de şeref olmazdı manasıyla…

Her şeyden önemliydi 19 Mayıs’ımız,
Kurtuluş düşüncemiz kutlu başlangıcımız…

Şöyle yaslan ve düşün 19 Mayıs nedir?
Neleri gerektirmiş neleri getirmiştir?

19 Mayıs, demek, millî mücadelemiz,
Ulvi geleceğimiz, onurlu şerefimiz…

Ata’mın ayak basması Samsun toprağına,
Türklüğün kavuşması canına, vatanına…

Esaretten kurtuluş zincirleri koparmak,
Ata’mın sayesinde milli duruş kazanmak…

19 Mayıs ile bağımsızlık kazanmak,
Kaybetmek üzereyken dirilmek ve doğrulmak…

Bu Türk devletimizle cumhuriyetimizle,
Payidar kalalım yüce değerlerimizle…

Türkiye Büyük Millet, Meclisimiz evimiz,
Türklük böyle anılır o, bizim şerefimiz…

O, yüce Ata’mızdı bizleri terk etmedi,
Uyanış başlatarak bizi yüreklendirdi…

Ayrım gözetilmeden Kürt’ü, Türk’ü, Çerkez’i,
Daha da buna dâhil güç ve kuvvetimizi…

Kadınlar, çocuklar yaşlılar savaş yaparak,
Askerlerimize güç kuvvet sağlayarak…

Bombalar arasında canlarımız giderek,
Cesaretle imanla düşman yok edilerek…

Ülkemi kurtaracak, hareket başarılı,
Türk olmanın onuru alnımızda yazılı…

Direnişimiz milliydi bıkmadan usanmadan,
Silahlar olmasa dahi teçhizat bakımından…

Kurtuluşumuz için savaşın maiyeti,
Yedi düvel yıkılmış geçirmiş hezimeti…

Millî mücadelemiz gerek dışa gerekse,
İç düşmanlara karşı kazanılmış zaferdi…

Çünkü biz hür millettik hem de ezelden beri,
Aşmıştık engelleri kırmıştık zincirleri…

Bir de bilinmeli ki, ayakta kalışımız,
Mantıklı çözüm ile cesur yaşayışımız…

Adaletimiz de var ki eşi bulunmayan,
Dünya’nın çok yerinde merhamet aşılayan…

İşgalci fikirlerse kulları yaralayan,
Hak hukuk çiğneyen kimseye acımayan…

Türk’teki Rab inancı, Allah’a kadar varır,
Kalp tevhitle dolunca Türkler var olacaktır…

Bir de bilinmeli ki şehitlik düşüncesi,
Ölüme bile bile atılma felsefesi…

Bağımsızlığımızdan, vazgeçmeyeceğimiz,
Düşmanları görünce pes etmeyeceğimiz…

Bu yüzdendi diriliş ve yeniden şahlanış,
Topyekûn bir şekilde düşmanı yuhalayış…

Ne bezginlik olacak ne de umursamazlık,
Emperyalistler sunsa gösterseler de varlık…

Cesaret genlerimizde göstermek gerekiyor,
Tutsak düşmemek için bu yol düşünülüyor…

Biz, sahipsiz değiliz çaresiz de değildik,
Mücadele içinde Rabbimize güvendik…

Rab, Ata’mı gönderdi kıldı büyük vesile,
Korudu zalimlerden denendik azim ile…

Ata’mızın izinde biz yenilmeyecektik,
Uyanış başlamıştı bir anda güçlenmiştik…

Çünkü Türk Ruhu buydu birlik gerekiyordu,
Azimle, cesaretle hak emrediliyordu…

Ruhumuzun varlığı gökyüzünü kaplasın,
Bağımsızlığımızda Cumhuriyet yaşasın!

Ehli gök bile desin, Dünya denilen yerde,
Adalet var olacak Türk’ün gönüllerinde!

19 Mayıs bize bir başlangıç olmuştu,
Hür iradeler için örnek oluşturmuştu…

Onursuz yaşanmazdı Türk’se yaşayamazdı,
İstiklal gerekliydi sahip çıkılmalıydı…

Bir meşale gibiydi tutuşturulabilen,
Dünya’ya ışık tutan ışıyan yüreklerden…

Bu yüzden Türklük vardı yok edilemezdi,
Rab koruması ile örnek vesilesiydi…

Gerçekleri bilmede milletler izleyecek,
Hukuk benimsenecek Hak gizletilmeyecek…

İlelebet şekilde haklar yenilmeyecek,
Bayrak dalgalanacak marşımız söylenecek…

Bunlar teminatımız umutlarımızdandı,
Örnek tarihimizde, unsurlarımızdandı…

Mustafa Kemal Atatürk’ümüz kahramandı,
Değerlerimizdi, manevi varlığımızdı…

O’ndan ayrılmayacaktık o bize hakikatti,
Bağımsızlığımızsa ebedi sürecekti…

Hayalperest değildik çok şey gerçekleşmişti,
Rabbimizin izniyle merhamet seçilmişti…

19 Mayıs buydu gerçekçi düşündüysen,
Çok şey kazandırmıştı hesap edebildiysen…

O, geleceğimizdi o mücadelemizdi,
Onurlu şerefimiz birlikteliğimizdi…

Ona bağlı kalmalı yolunda yürümeli,
İlkeleri ile birlik sürdürülmeli…

19 Mayıs 1919 demek,
Sayılardan değildi kolay ezberlenecek…

Herkesin bildiği ezberden söylediği,
19’lar değildi her aklın bellediği…

İçeriği derinden açıldıkça açılan,
Ülkemin her yerinden bize zaferler sunan…

Aklın allamadığı yüce lider dev insan,
Şükranlar silsilesi minnetle dolup taşan…

Bu yüzden seveceğiz Ata’mızı yürekten,
Silip atmayacağız onu seven kalplerden…

Ata’m ayrılacaktı Samsun’dan içeri,
Havza’ya kadar varıp seçecekti bir yeri…

Etrafıyla birlikte Mesudiye Oteli,
Konaklaması gerek ölçülü ve tedbirli…

Ata’mız bu otelde 18 gün kalacak,
Arkadaşlarıyla gece gündüz çalışacak…

Fikirler edinecek Havza ahalisiyle,
Ve yayınlayacağı Havza genelgesiyle…

Bu Amasya Tamimi Osmanlıya karşıdır,
Sonradan çağrılsa da Ata’m ayrılmamıştır…

Dönemem diyecekti bağımsızlık amaçlı,
Vatan kurtuluşu yarım bırakılmamalı…

Ata’mız bu otelden Sine-i Millet, dedi,
Serdengeçtiler adlı kuvvetler geliştirdi…

Yörgüç Paşa Camii’nde cuma namazında,
Halk ile iç içeydi vatan savunmasında…

Ege’nin ve İzmir’in hâli hesap edilir,
Genelgeler hazırlanır telgraflar çekilir…

Ata’mız Amasya’dan hareket edecektir,
Konuşmalar yapacak yemin isteyecektir…

İşbirliği şeklinde tüm çareler hazırdır,
Amasya Tamimi’yle halkım toparlanmıştır…

İngilizler fark eder Ata’mın duruşunu,
Çalışmalarıyla vatanın kurtuluşunu…

Ermeniler, Rumlar durumlardan rahatsız,
Bunlar çete grupları düşünceleri arsız…

Hükümet üzerine baskı yapmaktadırlar,
İstanbul çaresizdir pasif tavırlar alır…

Ata’mıza gel diye zorlamada bulunur,
Ata’m aldırmayacak bu işin doğrusudur…

Bağımsızlık yolu engellenememiştir,
Bu bir dönüm noktası ki gerçekleşecektir…

Ata’mızın azmiyle halkım aydınlatılır,
Temas ve bağlantılar her şekilde sağlanır…

Cemiyetler kurulur ordu düzenlenmede,
Milli birliğimiz bir dayanışma içinde…

Durum ferdi değildi bir ruh aşılanmıştı,
Ata’m sayesinde milletim hazırlanmıştı…

Kuvayımilliye bilincimiz yayılmıştı,
Cemiyetlerimizle halkım hazırlanmıştı…

Ata’m bizler için apaçık söz vermişti,
Son nefesine kadar vatana yeminliydi…

Büyük güç toplamıştı Ata’m başımızdaydı,
Milletim teşkilatlanmış kuvvetimiz hazırdı…

Cemiyetler kurulmuş vatanım hususunda,
Yanlış yapılmayacaktı haksızlık karşısında…

Diğer illerim duyuyor takip ediyordu,
Milli şuurla uyanış gerçekleşiyordu…

Mitingler yapılıyor şuur anlatılıyor,
Ülkemin her yerinde daha da genişliyor…

Birlik oluşturulmuş güç birleştirilmişti,
Söz birliğiyle birliktelik kesinleşmişti…

Birliktelik sonrası Erzurum Kongresi’yle,
Mücadelemiz için bu milli düşünceyle…

Birlikte birleşilir Doğu verilmez denir,
Anadolu’ya aittir başkasının değildir…

Laf Ermenileredir istemesinler diye,
Tek parçalı ülkemiz parçalanmalı niye?

Diğerleri de vardır parça istemekteler,
Türk milletini bilinçsiz mi zannetmekteler?

Sınırlarımız vardır kimse parçalayamaz,
Bir karış dahi olsa toprak koparılamaz…

Duygular perçinleşir işgaller engellenir,
Vatanın kurtuluşunda milli güç yerleşir…

Varlık, kalıcılaşır devletse şekillenir,
Ne manda ne de himaye reddedilecektir…

İstanbul dışlanacak hükümet yenilenecek,
Bütünlük konusunda taviz verilmeyecek…

Kararlar duyurulur ülkemin her sathına,
Egemenliğim için geleceğim yararına…

Ardından Sivas gelir sıralı silsileyle,
38 kişinin katıldığı kongreyle…

Alınan kararlarla maddeler sıralanır,
Her madde lehimize var olmamız sayılır…

Bütünlüğüm konusunda taviz verilmeyecek,
Kardeşliğimiz vardır asla bölünmeyecek…

Ne ırk ne sosyal haklar saygıyı sarsmayacak,
İstiklal konusunda bütünlük sağlanacak…

Müdahale olursa savunabileceğiz,
Düşman akınlarına direnebileceğiz…

Azınlıklar hak deyip baskı yapamayacak,
Haklar zaten verilmiş dahası olmayacak…

Birçok maddeler var ki her birisi muhteşem,
O, çok büyük kahraman sıralayıp dizemem…

Biz, yine de kısalttık samimi duygularla,
Pot kırmış dahi olsak ciddi alıntılarla…

Öğrendiklerimizle öğrettiklerimizle,
Araştırmalarımızla, niyetlerimizle…

Ata’mız boş durmadı o, Türk’ün Ata’sıdır,
O, Atatürk’ümüzdür hepimizin Ata’sıdır…

Kolay mı sanırsın aktarmalı Ankara’ya?
Oradan kongrelerle fikir şuur sunmaya…

Temsilcilikler ile görüşmeler yaparak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açarak…

Ülkemin sorunları eksilmez şekildeydi,
Sırada çok iş vardı boş geçirilemezdi…

Her birisi bir destan kurtuluşumuz için,
19 Mayıs 1919’u anlamazsın niçin?

Kısaca mücadelem Samsun ile başlamış,
Kurtuluş Savaşıyla bağımsızlık yaşanmış…

Tarihin geçmişine dik duruş aşılanmış,
Bir ölçüde de olsa bu büyük dert aşılmış…

Dolayısıyla bu gün gençliğimiz içindir,
Ata’mız tarafından armağan edilmiştir…

Ata’mızdan gençlere bu yüce gün emanet,
Atatürk önderliğinde Türk, en yüce millet…

Aynı düşüncelerde gün değerlerimizden,
Şehitlerimiz için yemin verdiğimizden…

Unutulamayacak unutturulmayacak,
Her 19 Mayıslar mutlak hatırlanacak…

Denilecek, kurtuluş bağımsızlığımızda,
Cumhuriyetimizde şanlı bayrağımızda…

Yönetim şeklimizde fikir sistemimizde,
Tüm şehitlerimizde yüreklilerimizde…

Düşmana başkaldırış düşünülmüş bir yoldu,
Düşmanı yok etmede seçeneğimiz buydu…

Vakit geçirmemiştik Türk devleti kurmada,
Yenik de düşmemiştik düşmanlar karşısında…

Yaşamak hakkımızdı bu topraklar içinde,
Dedelerimizden kalma yüce değerlerimde…

Vatan elden çıksaydı düşman postallarıyla,
Rab tanımayanlar yerleşse inkârlarıyla…

Adalet kalmayacaktı hukuk çiğnenecekti,
Düşman ayağıyla inanç yok edilecekti…

Batıl hâkim olacak zulüm düşüncesinde,
Var olmayacaktık bile Türklük bilincinde…

Topraklarım gidecek savunamayacaktık,
Bayrak yere düşecek kaldıramayacaktık…

Ne vatan kavramları ne varız diyecektik,
Tepetaklak olacak yok, olup gidecektik…

Biz, Atatürk’ü severiz o, büyük liderdir,
Mustafa Kemal’imiz değerlerimizdendir…

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

19 Mayıs

Gençlik şölenimiz var,
Yurdumun dört bucağında.
Meşaleler yanıyor,bandırma vapurunda.
Güneş doğuyor,o güzelim Samsun'un ocağında...

Denizler artık dar geliyor,
Zalim düşmanların yaptıkları,ar geliyor.
Bakın; bakın enginlere,
Mustafa Kemal'imiz geliyor...

Yeşeriyor artık umutlarımız,
Şenleniyor artık otağımız evimiz.
Bakın; bakın,enginlere...
Mustafa Kemal'imiz geliyor

Sudenur Kıyak

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Şiirleri, 19 Mayıs İle 2 Şiiri