Adın Mübarek, Üstün Allah Şiiri | hasan BAYAR
Adın Mübarek, Üstün Allah
Ey övgüye, övülmeye lâyık, lütuf-ikramın sahibi!
Sen eksik sıfatlardan paksın, uzaksın Allahım!
Seni daima böyle tenzih eder, överim, severim,
Adın mübarek, varlığı her şeyden üstün Allahım!
İnsanların ilâhısın, sen her şeye kâdirsin Allahım!
Beni yaratan, koruyan, şefaatçim, hikmetle yöneten,
Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizleri bağışla!
Adın mübarek, varlığı her şeyden üstün Allahım!
Dinimi Allaha has kılarak yöneldim, ruhumun sahibi,
Varlığın her şeyden üstün, şanlı, şerefli hem izzetli,
Seni her zaman tenzih ederim, överim, adı mübarek,
Adın mübarek, varlığı her şeyden üstün Allahım!
Söylüyorum: Sığınırım insanların Rabbine, ilahına,
Bağışlanmayı diliyorum, tövbeleri çok kabul edene.
Hakimler hakimi hem de üstün, insanların hükümdarı,
Adın mübarek, varlığı her şeyden üstün Allahım!
Ey iman edenler! İçten bir tövbeyle Allaha dönün.
Umarım ki, Rabbimiz bizim kötülüklerimizi örter,
Nimetleriyle kuşatıp, bolluk, bereket içinde yaşatır.
Adın mübarek, varlığı her şeyden üstün Allahım!
Hasan Hüseyin der: Ağaran sabahın Rabbine sığındım,
Ondan başka tanrı yok! Yalnızca Rabbimi vekil tuttum.
Rabbimi zikrettikçe samimi imanla Ona yöneldim,
Adın mübarek, varlığı her şeyden üstün Allahım!
Hasan Hüseyin BAYAR
Tenzih Etmek: Kusuru ve kabahati yok (çok temiz), kötü vasıfların dışında tutulduğunu belirtir.
Adın Mübarek Üstün Allah eğitici şiirler çocuk şiirleri okul öğrenci şiirleri hasan BAYAR
Adın Mübarek, Üstün Allah Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Adın Mübarek, Üstün Allah Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Dini Şiirler
Gıybet
Gıybet nedir diye sorma
Aç, oku Kur'anı... Durma;
Laf taşıyanla oturma
Günaha götürür gıybet
Şimşeğin çaktığı gibi
Sellerin aktığı gibi
Ateşin yaktığı gibi
Yakar da bitirir gıybet
Fitne fesat hep bir olmuş
Veballer doldukça dolmuş
Kardeşkanıyla yoğrulmuş
Çamura yatırır gıybet
Oğul babadan kaçarken
Bir kuş misali uçarken
Tam da sıratı geçerken
Gayyaya batırır gıybet
Halil MANUŞ
Halil MANUŞ
Caminin Suyu
Cami suyudur, diye genelde bol harcanır,
Sabah akşam ve gece sürekli akıtılır…
Dükkândan çocuk gelir paspaslarını yıkar,
O kadar çok açar ki su etrafa taşar…
Yüz yüz elli litre su sürekli kullanılır,
Onlarca paspaslarla büyük israf yapılır…
Taşıyanlar da vardır haram helal demeden,
Hiç kimseden laf gelmez sular sanki sebilden…
Atsa on yirmi lira bağış toplandığında,
Dese, suyu kullanmışız filan zamanlarda…
Ya da dese, faturaya katkı vereceğim,
Bol bol su kullanmışım bedel ödeyeceğim…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Türbedeki Kaplumbağa
Terk edilmiş bir mezar şehrin ilerisinde,
Caddenin kenarında en gizli bir yerinde…
Belki sahipsiz mezar belki eski bir yatır,
Belki de boş bir türbe bahçesi kapalıdır…
Kalın eski demirler sanırım açılmamış,
İçeri girilmemiş ayak da basılmamış…
Dağıtılmamış gibi tarihi değerleri,
Alınıp kırılmamış duvar döşemeleri…
Demirler çakılmamış levhalar konulmamış,
Çıkar sağlamak için halka da açılmamış…
Adi yeşil boyalar sürülmemiş şekilde,
Az bir şey de kalmışsa orijinal biçimde…
Dedim, bu şahıs için hem dua okuyalım,
Hem araştıralım hem de fikir kazanalım…
Tanınmamış bir kişi gizletmem gerekecek,
Kul girmesin diye mahvedilmemesi gerek…
Ansam bir ekip gelir fark edilir çok şeyler,
Bir tarih yok edilir bırakılmaz değerler…
Çünkü Yasin okurken kaplumbağası vardı,
Buruk bir sevinç ile kaplumbağa canlıydı…
Zamanında girmiş etrafı orman iken,
Demir perdeden sığıp geçebilecek iken…
Rahat ettiğinden mi çıkmayı düşünmemiş,
Yaşam sevinciyle doymuş ve de beslenmiş…
Derken, yollar yapılmış tüm ağaçlar kesilmiş,
Binalarım yükselmiş canlarım tüketilmiş…
Merak edilmeyince mezar, kenarda kalmış,
İnsan eli değmemiş çıkarlar sağlanmamış…
Kaplumbağamız ise pek de fark edilmemiş,
Kabir çerçevesinde bir sıkıntı çekmemiş…
Tümsekler çok olunca derin derin çukurlu,
Salon kadar bir bölge aynı anda yokuşlu…
Düz bir zemin değil ağaç bile yetişmiş,
Üstelik de bakımsız dedik ya girilmemiş…
İçi temizlenmemiş yabani bitkilerden,
Sahipsiz olduğundan izin vermediğinden…
Bunlar tahminlerim samimi görüşlerimiz,
Ne olur kınamayın içten fikirlerimiz…
Herhalde kaplumbağam o zamanlar yavruymuş,
Şimdi yüz yaşından fazla tam bir erişkin olmuş…
Ancak iştahsız, solgun biraz da vitaminsiz,
Üç beş tür ot yemekten kalmış mı çelimsiz?
Hemen manav aradım hem de ilerilerde,
Bir benzinlik yanında dinlenme tesisinde…
Üç beş sebze ve meyveyle olgun kavun aldım,
Hayvan seçsin ve yesin dedim ve uyguladım…
Çöplük olur diyerek yaptıklarım gizlidir,
Üç beş kul sebze atar diğerleri de zehir…
Şahsımın düşüncesi hayvancağız doyacak,
Sebzeler yetişecek hayvan sıkılmayacak…
Duvarın iç kenarı en görünmez köşesi,
Toprağıyla ekmişiz salatalık fidesi…
Dışarıdan uzanıp duvarların dibine,
Üç beş çeşit ekmiştik bahçenin zeminine…
Soğan kavun benzeri tohum serpiştirildi,
En gizli şekillerde fide yetiştirildi…
Üç beş kere uğradım hem dua hem vicdan,
Meczup zannetmiştir üç beş uzağımdan bakan…
Demiştir garip biri menfaat ummakta,
Belki soyma gereği içini yoklamakta…
Hayvan beslensin diye uğraşılar verdik,
Sonraki günler için tabiat geliştirdik…
Oysa öyle değildir düşüncemiz iyilik,
Lafım ihbar değildir biraz olsun dertleştik…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Hicretin Anlattıkları
HİCRETİN ANLATTIKLARI
Günahlarımdan hicret ediyorum sevap dağlarına
Kimse dokunmasın bana
Gidiyorum işte ötesi yok
Ağlamasın kibir ve öfkem arkamdan
Sizden de hicret ediyorum
Tevazu havuzunda eritmeye gidiyorum
Katılaşmış yüreğimi
Zor oldu ama anladım ben
Hicretin gerçek manasını
Hicret bir yerden başka bir yere
Gitmek değilmiş sadece
Gerçek muhacirler bunu fark etmiş
On dört asır önce
Yüzyıllar geçmiş de üzerinden
Hâlâ anlayamamış ruhlara sesleniyorum
Hicret sadece bir yol mesafesi değil
Bir fedakarlık ölçüsüdür bence
ALİ RIZA CEBECİ
ALİ RIZA CEBECİ (ARC XY16)