Ahilik Kültürü Haftası 6 Şiiri | Mehmet Tevfik Temiztürk
Usta, çırak ve kalfa, işi paylaşırlardı,
Bir itibar uğrunda, anlayış taşırlardı...
İade denilen şey, ahilik kültüründen,
Garanti veya patent, ta o ilk devirlerden...
İade gerçekleşir, hata düzeltilirdi,
Her ahlâk anlayışı, ahilikten gelirdi...
Mehmet Tevfik Temiztürk
Ahilik Kültürü Haftası 6 eğitici şiirler okul şiirleri çocuk şiirleri öğrenci şiirleri öğretici şiirler Mehmet Tevfik Temiztürk
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Mesleklerle İlgili Şiirler
Dünya Eczacılık Günü 16 Şiiri
14 Mayıslarımız duyarlılık sunmada,
Anma günü amaçlı şuur aşılamada…
Çünkü her eczacımız eğitimli kişiler,
Üniversite mezunu dürüst düşünceliler…
Doktorla aramızda sıkı bağ kurmaktalar,
Devlet denetimiyle büyük hizmet sağlarlar…
Sağlık sisteminin son halkasında hep varlar,
İlaç verme işinde bir güven oluştururlar…
Bugün onların günü kalpten destekliyoruz,
Sık sık uğramaktayız size çok şey borçluyuz…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Acil Tıp Teknisyenleri Ve Teknikerleri Günü 11 Şiiri
En acil zamanlarda bu bir sağlık hizmeti,
Anında varırsan yaşamazsın hezimeti…
Onlar, bilinç verir duyarlı kalmamız için,
Tedavi üzerine ettiklerinden yemin…
Acil bakım işinde uygulama yaparlar,
Hastaneye ulaşıncaya kadar korurlar…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Postacı Şiiri
İnsanın, dünyanın, yurdun haberini,
ağacın, kuşun, kurdun haberini,
seher vakitlerinde
yahut
gecenin ortasında
taşıdım insanlara yüreğimin çantasında,
şairlik ettim
bir çeşit postacılık yani.
Çocukken postacı olmak isterdim,
şairlik filân yoluyla değil ama
basbaya, sahici postacı.
Renkli kalemlerle çizilirdi bin türlü resim
hep aynı postacının, Nâzımın resmi,
Jül Vernin romanlarıyla coğrafya kitaplarına.
İşte, köpeklerin çektiği kızağı
sürüyorum buzun üzerinde,
Işıldıyor kuzey şafağı
konserve kutularıyla posta
paketlerinde.
Bering boğazını geçiyorum.
Yahut işte bozkırda gölgesinde ağır bulutların
asker mektubu dağıtıp ayran içiyorum.
Yahut da büyük şehrin uğultulu asfaltındayım,
çantamda yazıları yalnız müjdelerin
yalnız umutların.
Yahut çölde, yıldızların altındayım.
Bir küçük kız ateşler içinde hasta.
Kapı çalınıyor gece yarısı:
-posta!
Küçük kızın gözleri açıldı mavi mavi.
Babası yarın akşam dönüyor hapislikten.
O karda kıyamette bendim bulan o evi,
komşu kıza bendim telegrafı getiren.
Çocukken postacı olmak isterdim.
Oysaki, Türkiyemde postacılık zor sanattır.
Telegraflarda envai türlü acı
mektuplarda satır satır keder taşır
o güzelim memlekette postacı.
Çocukken postacı olmak isterdim.
Muradıma, Macaristan'da erdim, ellisinde.
Çantamda bahar,
Çantamda Tuna'nın pırıltısıyla
kuş cıvıltısıyla,
taze çimen kokusuyla dolu mektuplar.
Moskova'ya Budapeşte'den,
çocukların çocuklara mektupları.
Çantamda cennet...
Bir zarfın üzeri:
"Memet,
Nâzım Hikmet'in oğlu,
Türkiye"
diye yazılı.
Moskova'da mektupları birer birer
kendim dağıtırım adreslerine.
Yalnız Memedin mektubunu götüremem yerine.
hattâ yollıyamam.
Nâzım'ın oğlu,
haramiler kesmiş yolu,
mektubunu vermezler.
Nâzım HİKMET
Melisa
Şerbetçi Şiiri
Çın çın çın...
Tasını tasına vurarak
Dolaşırsın cadelerde
Susayanlar sana koşar
Serbetini içince susuzluğa kanar.
Siz de isemez miydiniz
Çocuklar
İçi yanan insanların
Yürek yangınını söndüren
Bir işi yapan kişi olmak?
Fevzi Günenç
Fevzi GÜNENÇ