görkem kaba Bu şiirin hayvanlarla ilgisi yok .
Bir Soru Şiiri | Yalvaç URAL
İnsanın yavrusu çocuk
Koyununki kuzu
Keçinin oğlak
Ceylanın ceren
Atın tay
Devenin daylak
Tilkininki neden tilki
Kurtun neden kurt
Yılanın neden yılan
Hiç düşündünüz mü çocuklar?
Yalvaç URAL
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Hayvanlarla İlgili Şiirler
Kaplan Şiiri
Aslan amcasıdır onun
Kedi halasının oğlu
Sırtlanla komşu kendileri
Ölçülü yaklaşır tilkiye
Şımartmadan şakalaşır
Görüşmez kurtla çakalla
Arasıra selamlaşır
Ne de olsa ormandaşlar
Ormandır onun vatanı
Dışarıda sıkılır canı
Tüyleri yumuşak huyu sert
Çizgi çizgi güzel postu
Nakış nakış benek benek
Gürültü yaparsa maymunlar
Öfkeyle yürür üzerlerine
Gök gibi gürleyerek
Ali YÜCE
Ali YÜCE
Kuş Şiiri
Kuş gördüm rüyamda,
Güzel bir kuş,
Tüyleri rengarenk bir kuş,
Gittim yanına okşadım onu.
Kuş gördüm rüyamda ,
Baktı yüzüme acıklı,
Sordum neden böylesin,
Dedi karnım acıktı.
Kuş gördüm rüyamda,
Karnını doyurdum onun,
Minnettar kaldı bana,
Bende ona...
Tuba KIR
Bin Başlı Boğa Şiiri
MAĞARADAN ÇIKTI GAMBA
İlkeldi yerler gökler
Canlı cansız dağ taş
Uçan kuş uçmayan kuş
Hava su bitki toprak
İlkeldi aylar yıllar
Sevmek ölmek yaşamak
İlkeldi göz yaşları
İlkeldi gülmek ağlamak
Milattan baruttan önce
Biledi baltasını Gamba
Sürterek ön dişlerini
Çıktı mağradan dışarı
Baltasının ağzı yalap yalap
Daldı Silpius ormanına
Keserek ışığı gölgeyi
Korkuyu korkutarak
BİR BOĞAYA RASTLADI
Önde korku arkada Gamba
Tırmandılar Silpius dağına
Yüzü sararmıştı korkunun
Tutulmuştu dizleri
Önce büzüldü küçüldü korkucuk
Sonra silkini verdi birden
Bir boğa oldu kocaman
Bir boğa ki bin başlı
Gözleri çıngıl çakmak
Soluğu göğü yakıyordu
Puf dedi korku-boğa
Ağzından fışkırdı öfkesi
Çıktı göğe indi yere
Dağları ufalttı gölgesi
Çoğaldı boynuzları bin bin
Gitti öte öte korku-boğa
Geldi beri beri bin bin
Bin bin yürüdü ayakları
Gözleri baktı bin bin
Soluğu ölüm kokuyordu
PİŞİRİP YEDİ BOĞAYI
Uuu dedi uludu Gamba
Irgalandı Silpius dağı
Çoğaldı elleri ayakları
Yüreği çoğaldı bin bin
Çıktı göğe indi yere
Savrudu baltasını bin bin
Bin başlı boğa üzerine
Devrildi yere boğacık
Ormanı sularken kanı
Ağlıyordu gözleri bin bin
Sürterek odunu oduna
Yaktı ilk ateşi Gamba
Pişirip yedi korku-boğayı
Yalap yalap dilleri
Gözleri çıngıl çakmak
Yaladı ellerinin kanını
Sildi kıllı gövdesine
Sonra mağarasına girdi
Gömüldü karanlığın içine
Taş yastığa koydu başını
Uzandı taş yatağına
BOĞA DİRİLDİ DÜŞÜNDÜ
Gözlerini yumar yummaz
Daralmaya başladı mağara
Gamba şişmeye başladı
Dirildi karnında korku-boğa
Oflayıp puflayarak bin bin
Ateşin üstünden atlayarak
Deşiniyordu Gamba'nın karnında
Binlerce boynuzlarıyla
Daraldıkça daraldı mağara
Sıkıştıkça sıkıştı Gambacık
Yamyassı oldu gövdesi
İki duvar arasında
Tepiniyordu karnında boğa
Binlerce ayaklarıyla
Çıkarak göğe inerek yere
Pişirip yiyordu Gamba'yı
Binlerce dişleriyle
BAŞLADI YENİ BİR GÜNE
Yiyip bitirince Gamba'yı
Uyudu bin başlı boğa
Küçülmeye başladı korku
Büyümeye başladı mağara
Doğdu Küncülü Boğaz'dan güneş
Bitti bin yıllık gece
Çıktı Gamba'nın karnından
Bin başlı boğa
Gitti geldiği yere
Uuu dedi uyandı Gamba
Fışkırttı sevincini göklere
Biledi baltasını bin bin
Sürterek ön dişlerine
Gözleri çıngıl çakmak
Baltasının ağızı yalap yalap
Düştü korkunun peşine
Korkarak korkutarak
Başladı yeni bir güne
Ali YÜCE
Ali YÜCE
Minik Dünya Şiiri
Minicik kediler oynar
Yumakla, topla, gölgeyle
Sevgimizdir onları büyüten
En güzel hediyedir sevgi
Cıvıl cıvıl kuş sesleri
Pırıl pırıl tüyleri vardır
Renkleriyle büyüler herkesi
Minik minik kuşlar
Köpeklerdir bizim dostumuz
Güzel hayvanlarimiz
Hepsi başka güzeldir
Iyi ki var hayvanlarimiz
Azra Bozaba