Cambaz Şiiri | Fevzi GÜNENÇ
At üstünde, ip üstünde
Bisiklet üstünde
Gösteriler yapıyor cambaz
Heyecandan tir tir titreriz izlerken
Çok büyük zevk duyarız
Aynı zamanda bu gösterilerden
Ne var ki ha düştü
Ha düşecek diye de korkarız
Ama hiç düşmez cambaz
Düşerek bizi üzmez cambaz
Hoş meslek hoş meslek olmasına da
Yine de bana göre bir iş değil onunkisi
İsterse cebi paralarla doldursun
Dolmaz ya
İsterse kulakları alkışlarla dolsun
Bak bu olabilir
Aman aman yine de benden uzak olsun.
Fevzi GÜNENÇ
Cambaz meslek şiirleri mesleklerle ilgili şiirler eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler öğrenci şiirleri okul şiirleri şiir sitesi Fevzi GÜNENÇ
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Mesleklerle İlgili Şiirler
Dünya Veteriner Hekimleri Günü 7 Şiiri
Nisan aylarımızda son cumartesisinde,
Anma günümüz var duyarlılık biçiminde…
Bilinçlenmek gerekir sağlık ya da tıp için,
Veterinerler dâhil hiç anmayalım niçin?
Onlar da tıp içinde insanlıkla beraber,
Bağlantılı şekilde bir birlik içindeler…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Havacı Şiiri
Havacı olmak istemişimdir hep ben
Göklerin derinliklerinde yüzen
Bir uçağın pilotu olmak ne güzel
Ya insanları uzaklardan daha uzaklara
çabucak ulaştırmanın keyfi?
Ey uzakları yakın eden pilot amca
seviyorum seni
büyüdüğümde beni de
yanına al, e mi?
Fevzi GÜNENÇ
Fevzi GÜNENÇ
Koleksiyoncu Şiiri
Koleksiyonculuk ne güzel iştir
Koleksiyonculuğun en güzeli
pulculuktur elbette
Uzun yıllar önce çıkmış
bir pula sahip olmak
ne büyük zevktir!
Para koleksiyonculuğu da öyle
Kelebek, kurutulmuş çiçek
fotoğraf, kartpostal
resim koleksiyonculuğu
Her biri ayrı bir zevktir
Her zevk sahibi insan
kendince iyi kötü bir şeyleri kapıyor
varlıklı olanlarsa
araba koleksiyonu bile yapıyor
Biz insanlar kendimizce
Yeni şeyler toplayarak mutluluğu buluruz
yıllar geçince aradan
biriktirdiklerimize bakarak
kim bilir ne kadar mutlu oluruz
Fevzi GÜNENÇ
Fevzi GÜNENÇ
Postacı Şiiri
İnsanın, dünyanın, yurdun haberini,
ağacın, kuşun, kurdun haberini,
seher vakitlerinde
yahut
gecenin ortasında
taşıdım insanlara yüreğimin çantasında,
şairlik ettim
bir çeşit postacılık yani.
Çocukken postacı olmak isterdim,
şairlik filân yoluyla değil ama
basbaya, sahici postacı.
Renkli kalemlerle çizilirdi bin türlü resim
hep aynı postacının, Nâzımın resmi,
Jül Vernin romanlarıyla coğrafya kitaplarına.
İşte, köpeklerin çektiği kızağı
sürüyorum buzun üzerinde,
Işıldıyor kuzey şafağı
konserve kutularıyla posta
paketlerinde.
Bering boğazını geçiyorum.
Yahut işte bozkırda gölgesinde ağır bulutların
asker mektubu dağıtıp ayran içiyorum.
Yahut da büyük şehrin uğultulu asfaltındayım,
çantamda yazıları yalnız müjdelerin
yalnız umutların.
Yahut çölde, yıldızların altındayım.
Bir küçük kız ateşler içinde hasta.
Kapı çalınıyor gece yarısı:
-posta!
Küçük kızın gözleri açıldı mavi mavi.
Babası yarın akşam dönüyor hapislikten.
O karda kıyamette bendim bulan o evi,
komşu kıza bendim telegrafı getiren.
Çocukken postacı olmak isterdim.
Oysaki, Türkiyemde postacılık zor sanattır.
Telegraflarda envai türlü acı
mektuplarda satır satır keder taşır
o güzelim memlekette postacı.
Çocukken postacı olmak isterdim.
Muradıma, Macaristan'da erdim, ellisinde.
Çantamda bahar,
Çantamda Tuna'nın pırıltısıyla
kuş cıvıltısıyla,
taze çimen kokusuyla dolu mektuplar.
Moskova'ya Budapeşte'den,
çocukların çocuklara mektupları.
Çantamda cennet...
Bir zarfın üzeri:
"Memet,
Nâzım Hikmet'in oğlu,
Türkiye"
diye yazılı.
Moskova'da mektupları birer birer
kendim dağıtırım adreslerine.
Yalnız Memedin mektubunu götüremem yerine.
hattâ yollıyamam.
Nâzım'ın oğlu,
haramiler kesmiş yolu,
mektubunu vermezler.
Nâzım HİKMET
Melisa