nur çamcı çooooook güzel bir şiir herkes beğensin
Çanakkale Şiiri | Can GÜREŞİR
Çanakkale
Mehmetçik bir destan yazdı;
Ötekiler gibi
Yıl 1915
Çanakkale'ye.
Başta Mustafa Kemal vardı.
Mehmetçikle birlikte
En önde,
Adım atmış cepheye.
Düşman askerleri yığın,
Donanmaları üst üste.
Gelip tırmanmışlar Çanakkale önünü
Kolay mı geçmek?
Mustafa Kemal var karşılarında
Bir avuç da olsa
Mehmetçik var.
Sonunda düşmanın kuvvetleri
Buldular suyun dibini.
Her yıl 18 mart günü
İzleriz durgun sularda gel-gitleri.
Duaya kalkar ellerimiz,
Gururla anarız şehitleri.
Can GÜREŞİR şiiri Çanakkale şiiri Çanakkale zaferi şiirleri eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi
Çanakkale Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Çanakkale Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Yazılan son 5 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 5 yorum yazılmış.
Benzer Çanakkale Zaferi Şiirleri
Çanakkale Geçilmez
Vicdanlar sızlamakta, yürekler dolu yasta,
Dediler ki Osmanlı; yorgun, güçsüz ve hasta,
Esaret yakışır mı, göklerde o hilale?
Ayağa kalk ve dik dur, kahraman Çanakkale!
Toplanmış her yana İngiliz, Yunan, frengi…
Var mıdır ki cihanda, başka benzeri dengi,
Al kızıla boyanmış, kara toprağın rengi,
Görmedi koca cihan, böylesi büyük cengi.
Bir ucu Çanakkale, bir ucunda da Altay,
Nice destan yazılı, nice tarihi olay,
Orduların başında, Mustafa Kemal Albay,
Tarihi bir destandır, Elli Yedinci Alay.
Saldırıyor düşmanlar, acımasız nefretle,
Ölüme koşuyor nefer, şehadete hasretle,
Tek başına donanmış, küçücük bir Nusretle ,
Ayağa kalktı vatan, iman dolu gayretle.
Çanakkale savaşı, çetinden daha çetin,
Hiç kıymeti kalmadı kemik, tırnak ve etin,
Bir hilalin uğruna, şahadet der milletin,
Kutlu olsun bu yolda, mübarek şehadetin.
Sanma ki Çanakkale, sade küçük bir liman,
Siper almış göğsünde, duruyor güçlü iman,
Etmedik hiç kimseye, etmeyiz daha aman,
Şahit olsun tün Dünya, şahit olsun tüm zaman,
‘’Hey On beşli on beşli’’, söylenir dilden dile,
Vatan varsa ucunda, ölüm bile nafile,
Bir siperden sipere, korkusuzca kafile,,
Hiç korkmadan yürüyor, ölümü bile bile.
Çanakkale Anıtı, değil yalnızca yazı,
Omuz omuza Türk, Kürt, Çerkez, Arap ve Lazı,
Yolları şahadetti, döndü geri çok azı,
Düşmana geçilmedi, Çanakkale Boğazı!
Anlatılır yiğitler, nesillerden nesile,
Öğün yapmış cephede, bir kuru ekmek ile,
Öyle bir destan ki, hiçbir değer biçilmez,
Tüm dünyaya anlattık, Çanakkale geçilmez!
Bağrına taşlar basan, anadır Çanakkale,
Hasan’ın saçındaki, kınadır Çanakkale,
Merminin başında, Seyit’tir Çanakkale,
Dizelere dökülen, beyittir Çanakkale.
Ramazan YILDIZ
Zindandan Mehmed'e Mektup
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!
Bir âlem ki, gökler boru içinde!
Akıl, olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?
Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...
Müdür bey dert dinler, bugün 'maruzât'!
Çatık kaş.. Hükûmet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş, kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem...
Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!
Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik, mintanlarla et.
Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccâdemin yününde şefkat;
Beni kimsecikler okşamaz mâdem;
Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!
Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin!
Peykeler, duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler...
Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!
Kanla dolu sünger... Beynimi içtin!
Sükût... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez dünyadan nazar.
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?
Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünyaya kapalı, Allaha açık.
Dua, dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu;
İplik ki, incecik, örer boşluğu.
Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
(1961)
Necip Fazıl Kısakürek
Bahadır Alemdar
Kapat Gözlerini Ve Düşün Çanakkale'yi
Kapat gözlerini ve düşün Çanakkaleyi
Hisset orada atılan her adımdaki endişeyi
Duy anaların içinde acıyla haykıran sesi
Elini kalbine koy ve duşun Çanakkaleyi
Kapat gözlerini ve duşun Çanakkaleyi
Sor kendine anam, kardeşlerim bensiz ne eder oralarda ?
Gör bir kurşunla şehit olanlati sağında solunda yamacında ...
Kendini mehmetçiğin yerine koy ve duşun Çanakkaleyi
Kapat gözlerini ve duşun Çanakkaleyi
Her soluk aldığında icine çektiğin kan kokusunu
Ayaz gecelerin sabahlarina kabuslarla uyandığını
O ani gerçekten yaşarmışcasına yum gözünü ve düşün Çanakkaleyi
Kapat gözlerini ve düşün Çanakkaleyi
Farz et ki düşman tam göğsünden vurdu seni
Agliyorsun, ağlıyorsun ama kanayan yarana değil
Sen sehit olacagin icin mutluluktan , gururdan ağlıyorsun
Son bir kez daha bak gökyüzüne , bak ay yıldıza
Ve kapat gözlerini bir daha açma , sen şehit oldun
Kapat gözlerini ve duşun Çanakkaleyi...
Şilan DEMİREL
Çanakkalem
Çanakkalem,çanakkalem.
Topraklarında ölen şehitler,
Çanakkale için savaşıyorlar orda.
Öleceklerini bile bile gidiyorlar o savaşa,
Askerlerin elinde kuran-i kerimleri okuyorlar ağlaya ağlaya.
Kanlar sanki nehirmiş gibi akıyor,
Bir kenarda analar babalar Mehmetleri Alileri için dualar okuyorlar.
Büyük küçük demeden savaşıyorlar orada.
Esmanur Başboğa